Diyalog Gazetesi
2014-03-17 02:18:22

Perdenin arkasında neler oluyor?

Reşat AKAR

rakar@diyaloggazetesi.com 17 Mart 2014, 02:18

Kıbrıs sorununa kalıcı bir çözüm bulunmasını hepimiz istiyoruz...

Çözümü savunan insanların, konuşmaya girerken “Ama...” diye başlamasını bazı kesimlerce hoş karşılanmayabilir...

Ne var ki; böylesi hayati bir konuda, her iki toplumun da ‘Ama...’ları vardır ve olmalıdır...

Kıbrıslı Türkler açısından önemli olan güvenliktir...

Geçmişte yaşanan acıların yeniden tekrarlanıp, tekrarlanmayacağını kimse bilmiyor...

Hala ırkçı ve terorist örgütlenmelere hoşgörü ile bakan bir Rum liderliği vardır...

Öyleyse ‘güvenlik ve garantiler’ bizim için çok önemlidir...

Bu konuda yeni maceralara sürüklenmek istemeyiz...

Gizlilik nereye kadar?

 

O nedenle, müzakerelerde nelerin konuşulduğunu, ne tür zorlukların yaşandığını, tarafların hangi konularda, ne kadar esnek olduklarını bilmeliyiz...

Bu kez müzakere yöntemi, daha yoğun bir şekilde liderlerin dışında seyrediyor...

Müzakereci Kudret Özersay, güneydeki meslektaşı ile buluşuyor, Atina’da, Amerika’da, Brüksel’de temaslar yapıyor, hayati konuları tartışıyor...

Fakat; nelerin tartışıldığı, Türk tarafının hangi konularda ne kadar ileri adım attığını kimse bilmiyor...

Halbuki; özellikle Atina ziyareti sonrasında hiç olmazsa parlamentoda temsil edilen partiler bilgilendirilmeliydi...

Rum müzakereci Mavroyannis, Ankara temaslarının içeriğini, tüm partilerin ve eski Cumhurbaşkanlarının temsil edildiği Ulusal Konsey toplantısında anlattı...

Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müstreşarı Sinirlioğlu’nun nasıl bir tavır sergilediğine kadar tüm detaylara indi...

Rum basınına birçok bilgiler sızdırdı...

 

Toprak konusundaki iddia

 

Türkiye’nin ciddi ve güvenilir gazetesi Cumhuriyet, önceki gün Ankara kaynaklı bir haberinde, Türk tarafına önerilen toprak oranının yüzde 18 olduğunu duyurdu...

Türk Dışişleri veya KKTC Cumhurbaşkanlığı bu konuda herhangi bir yorumda bulunmadı...

Gerçekten bize önerilen toprak oranı yüzde 18 mi?..

Eğer doğru ise, yüzde 18 ile 28 arasındaki açık nasıl kapanacak?..

Açık kapanabilecek gibi değilse, Kıbrıs Türk toplumuna neden ‘bitti, bitiyor’ gibisinden mesajlar veriliyor?..

Kıbrıslı Türkler neden çözümün an meselesi olduğu konusunda umutlandırılıyor?..

 

Kendine güven sorunu

 

Halbuki diplomaside, gizlilik ilkelerine uyulmakla birlikte, bunu yürütenlerin ‘nabız ölçme’, ‘fikir egsersizi yapma’ ve ‘ikna yöntemlerini araştırma’ zorunluluğu vardır...

Kendi toplumundan önemli kesimlerle bazı noktaları tartışmadan, sadece yönetimle paylaşılan görüşler çerçevesinde bir müzakere süreci yürütmek sağlıklı değildir...

İkna edici ve güven verici olamaz...

Güneyde; hangi partinin, ne tür tepki göstereceği ayrıntısına kadar toplantılar yapılıyor, strateji belirleniyor...

Bizde, müzakereleri yürütenlerin dışındakiler, perde arkasında nelerin konuşulduğunu, her zamanki gibi Rum basınından öğreniyor...

Her konuda olduğu gibi, güneyde ‘şeffaflık’, kuzeyde ise ‘karartma’ vardır...

Ve bu durum endişe vericidir...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.