“Aralık ayına girdik ama yağışlar hala başlamadı, kuraklık bizi yakacak” diye dert yanıyorduk…
Güneyde ‘bulutların çarpışması’ için teknik olanaklar tartışılırken, kuzeyde yağmur duasına çıkılması öneriliyordu…
Ve nihayetinde yağmurlar geldi…
Bazı bölgelerde yağış miktarının fazla olması nedeniyle su baskınları yaşandı…
Fakat bu yağışları ‘felaket’ olarak nitelemek ne kadar doğru, ne kadar yanlıştır?..
Kasırga veya Tsunami olsa evet ‘felaketten’ söz edilebilir…
Ama yağmurdan dolayı felaketten söz ederken, aşırı su baskınlarının nereden kaynaklandığına bakmak gerekmez mi?..
Her seçim öncesinde dere yatakları üzerindeki evlerin ve okulların yıkılacağından söz ediliyordu…
Seçimden sonra bu sözlerin unutulması ve dere yataklarının kapalı kalması nedeniyle su baskınlarının artması kaçınılmazdır…
Ayrıca bu filmi ilk defa görmüyoruz…
Geçtiğimiz yıllarda Gönyeli Barajı’nın taşmasını ve Taşkınköy’ün sular altında kalmasını yaşamadık mı?..
Güzelyurt’taki sel felaketini ne çabuk unuttuk…
Peki geçmişte yaşananlardan ders çıkaran oldu mu?..
Özellikle dere yataklarının açılması sağlandı mı?..
Yağmur drenaj kanallarının temizlenmesi ve genişletilmesi için adım atıldı mı?..
Biliyoruz ki birçok bölgede bunlar yapılmadı…
Yapılmadığı için de yağışların yoğun olması ciddi tehlikelere yol açtı…
Devlet hastanesinin durumuna ne demeli?..
Geçmişte bu hastanenin sular altında kaldığını, hastaların büyük sıkıntılar yaşadığını ne çabuk unuttuk…
Peki hayat normale döndükten sonra hastanenin bu sorununu çözecek önlemler alındı mı?..
Alınmış olsaydı bu sıkıntılar yaşanır mıydı?..
Bir önemli nokta daha…
Belediye ekipleri, Sivil Savunma, İtfaiye ve Polis bu son yağışlarda meydana gelen sorunlar karşısında yoğun bir şekilde çalıştı ve çalışmaya devam ediyorlar…
Onlara kolaylıklar diliyoruz…
Ancak zor durumda kalan vatandaşların ve onların sözcüsü olan medyanın ‘bazı ihmallere yönelik’ tepkilerini de herkes anlayışla karşılamalıdır…
Böylesi durumlarda sıkıntı yaşayan insanların sessiz ve tepkisiz kalmasını bekleyemezsiniz…
Eleştiri yapanları ‘kabak doğramakla’ suçlayamazsınız…
Anlayış ve hoşgörü tek yanlı olamaz…
Sorumlu makamda olanlara kolaylıklar diliyor, kapalı dere yataklarının açılması için gerekli ‘yıkım’ kararlarının daha da geç olmadan alınmasını diliyoruz…
Cesaretiniz varsa bunu ortaya koymalısınız…
Tamer Karadeniz 13 Saat Önce
Durum hakkinda Biyologlar Dernegi Baskani bilgi veriyor. Bayindirlik ve Ulastirma bakani kayiplarda. Disari bile cikamiyor korkudan.. Sular cekilince cikar.. Bu yagis felaketinin sorumlulari: 1. Cumhurbaskanlari 2. Hukumet edenler 3. Kaymakamlar 4. Belediyeler 5. Sehir Planlama 6. Tapu ve Kadastro Dairesi 7. Muteahhitler 8. Mulk sahipleri Sorumlular HESAP VERMELIDIR...!
Nuri Martin 13 Saat Önce
Sayın Akar KKTCdeki Çarpık be Düzensiz yapılaşma ile Altınızdaki Toprak bizim mi ki ciğerimiz yansın ! Dere yataklarını kapatanlar Kuyu Sularını tuzlatanlar Ormanları yakanlar Ekonomisi Batmış KKTCde bugün kimi Suçlayabilir acaba ? Yağma düzeni ile kurduğumuz KKTCnin akıbetinin me olacağı belli değil mi yani ? 42 yıl önce Bizim olmayan Topraklar üzerinde kurduğumuz Cumhuriyetin bugünkü vahim haline geleceğini gerçekten bizden başka bilmeyen mi var yani ! Yapını da korkmayın Yürüyün de arkanızdayım diyen seçtiğimiz yöneticilerimiz ile KKTCnin geldiği bugünkü haline niye ağlıyoruz acaba ! Altyapısız KKTCyi silip süpüren yağmurlara niye kızalım ki ! Altyapılı İngilereyi Yollarını ve Çevresini Haftalarca yağan yağmurlar niye Felç etmiyor acaba ‘ Muhteşem Kulliyemizdekiler bilmiyor mu , Doğal afet deyip saklanmak günü kurtarmaktan başka ne işe yarar ki ! Külliyemizdeki uzatmaları oynayan yöneticilerimiz ve geliri olmayan Kasası boş Maliyemizin derdi bu ay ‘ Maaşları ‘ 13’leri ‘ Ek Mesaileri ‘ Örtülüleri ‘ Rüşvetli İhaleleri ‘ Borç Faizlerini ödeyebilmek için Hangi yerel Bankamızın Borç kapılarını çalacakları değilmidir yani ! Kronikleşmiş KKTC ile gidilecek Köyün Minarasi çoktan görünmüştür ‘ Allah Sonumuzu Hayır Eylesin demekten başka ne diyebiliriz ki !
Güneş 12 Saat Önce
Hasan Nuri bey, siz misiniz?