banner564

Bitecekse bitsin

Her gün kavga olacaksa, her gün evde tabaklar çanaklar kırılacaksa, çoluk çocuk mağdur olacaksa bitsin bu evlilik misali UBP-HP koalisyonu biran önce bitsin.
Özel sektör çalışanlarının maaşlarının düştüğü, her gün çok sayıda insanın işsiz kaldığı, esnafın kepenk indirdiği, işletmelerin ciddi oranda ciro kaybına uğradığı, yükseköğretim ve turizmde büyük sıkıntıların yaşandığı bir dönemden geçerken kişisel ego kavgaları ile ülkenin önü kapanmasın.
Çok daha büyük bir kriz yaklaşıyor, ayak sesleri şimdiden duyulmaya başlandı. Tüm dünya buna hazırlık yaparken biz kişisel egoları tatmin için hükümetin ayakta kalmasını istemiyoruz. 

Güngör “Bizdeki de emirname değil mi? 
Dipkarpaz izlenimlerimizi aktarmaya bugünde devam ediyoruz. Dipkarpaz Belediye Meclis Üyesi Osman Güngör ile köy meydanında yer alan kahvede hem okey oynadık hem de bölgedeki gençliğin sorunlarını konuştuk.
Osman Güngör bizim jenerasyondan genç bir arkadaş. Ama o bile Karpaz Emirnamesinin tam olarak ne zaman konulduğunu hatırlamıyor çünkü muhtemelen o tarihte daha çocuktu.
Yıllardır Karpaz ve bölgesi gelişemiyor bu emirname yüzünden. Gençlere söz verilen Kırsal Kesim Arsaları da bir türlü dağıtılmamış. Bir baba bir oğluna ev yaparken diğer oğluna emirname yüzünden ev yapamıyor yıllardır. 
Bugün hükümeti bozacak kadar tartışılan emirname konusunu açınca Osman Güngör; " İçişleri Bakanına çağrıda bulunuyor ve önce gelsin buradan başlasın. Bizim mağduriyetimiz hepsinden daha eski. Öncelik bizim, neden gidip bizden çok ama çok sonra konulan emirnamelerin peşine düşüyorlar? Bunu bir izah etsinler bize” diyor.
Bölge gençliğinin en büyük sorunun işsizlik ve kırsal kesim arası olduğunu anlatan Osman Güngör, “Bizi burada eşeklerle baş başa bırakıyorlar. Oysa biz devletin varlığını burada hissetmek istiyoruz,  Karpaz Gençliği iş istiyor arsa istiyor” diyor. 
İş ve ev olmayınca gençlerin yuva kurma konusunda sıkıntı yaşadığını anlatan Osman Güngör, “ Köyde yaşı gelen pek çok arkadaşım işi ve evi olmadığı için sevdiğine kavuşamıyor. Bu insanların canı yok mu? Çok mu önemli iskele Sahili, gelsinler önce Karpaz emirnamesini düzeltsinler” diyor. 

Seçimle alakası yok
Şimdi ne yazsak ne yorumda bulunsak bunu seçimlere malzeme ediyorlar. Ama peşin peşin söylüyorum bu yazının seçimlerle en ufak bir alakası yok. Tamamen dostane, tamamen içimizden geldiği için kaleme aldık.
Cumhurbaşkanımız Mustafa Akıncı, eşi, çocukları ve torunları ile güzel bir akşam yemeği yemiş ve bunu da sosyal medya hesabından paylaşma gereği hissetmiş. 
Buraya kadar her şey çok güzel, ancak yemekte içtikleri su dikkatimi çekti. Bu köşeyi okuyanlar ve bizi ekranlardan takip edenler bilir, günlerdir “yerli malı” kullanalım, “yerli üretimi desteleyelim” çağrısı yapıyoruz. 
Bu hassas dönemde aynı duyarlılığı Cumhurbaşkanımız Mustafa Akıncı’dan da bekliyoruz. 

MESAJLAR
Adil ÖZGEY: Doğruları söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış. Kovsunlar, biz gidecek 11. köyü bir şekilde nasılsa buluruz değil mi? O yüzden doğru bildiğimizi konuşmaya devam. 

Dr. Kemal KAMİLOĞLU: 20 Temmuz’u sabote etmeye kalkan bir medya kuruluşunu dün arkadaşlarınız ile birlikte Başsavcıya giderek şikâyet etmişsiniz. Demek ki sabrında bir sonu var. 

Ayhan AKKURT: Üçüncü torun dün gözlerini açmış. Allah analı babalı dedeli ve nineli büyütmeyi nasip etsin. Bahtı ve şansı açık olsun minik yavrumuzun. 

Enver EMİN: Galatasaray maçlarını izlemeyi bırakmışsınız ve akşamları artık evde dizi seyrediyormuşsunuz.  Bize de birkaç tane tavsiye edebileceğiniz dizi var mı? Bizde Feneri seyretmek istemiyoruz artık. 

Akın MANGA: Üyelerin en ufak şikâyetlerine kadar yakından ilgilenince artık eline neredeyse diken batan üyeniz telefona sarılıp sizi arıyormuş. Ne güzel demek ki sizi kendilerine yakın görüyorlar. 

Hürrem TULGA: Çalışma Dairesi ve sigortalardaki yoğunluğu görünce az kalsın küçük dilinizi yutacakmışsınız. Şaşırmayın üstadım şaşırmayın, daha bunlar iyi günlerimiz. 

Ercan İBRAHİMOĞLU: Hafta sonu Fenerbahçe Derneğinin Gazimağusa’daki balosunda boy göstermişsiniz. Balolar güzelde takım da bir güzelleşse hiç fena olmayacak hani. 

Mehmet DARBAZ: Emekli olduktan sonra kendinizi ev işlerine vermişsiniz fena halde. Şimdi tüm evi tek başınıza boyamaya başlamışsınız. Sonuç olumlu olursa size sesleneceğiz bizde. 

Türel Özer ÖKSÜZOĞLU: Yardımcı doçent unvanını Akdeniz Karpaz Üniversitesinden Ümit Özkıran dostumuzla birlikte almışsınız. Hayırlara vesile olsun valla bu kadar yoğunluğun içinde akademik kariyer alkışlanacak bir duru. 

Betül Dizdarlı HASTAN: Geçen gün bir gazetenin manşeti yüzünden tüm gün tansiyonunun 19-11 olarak gezmek durumunda kalmışsınız. Aman dikkat edin kendinize, size bir şey olacak Allah korusun sonra. 

Hasan BESİM: Bostancı Bağcıl taraftarları bu yıl flaş transferler istiyormuş ve bu konuda sizde hayli istekliymişsiniz. Çok önemli bazı isimler ile dirsek temasındaymışsınız.  

Bülent ŞEMİLER:  Gerçekten de yerli politika tartışmaları dibe vurmuş durumda. Peki, bu durumda ne yapmak lazım. Dışarıdan da politikacı transfer edemeyeceğimize göre çare ne? 

Tufan ERHÜRMAN: Kampanya ekibini seçimlere 90 günden daha az bir süre kala değiştirmişsiniz ve biraz daha sola doğru kaymaya başlamışsınız. İyi de sağdan gelecek oylar ne olacak o zaman? 

Ersin TATAR: Anavatan Türkiye ve tüm dünya pandemi döneminde görev alan hemşirelere pirim ve veya her aya bir maaş ikramiye verirken, neden bizde böyle bir uygulama yok?  

YORUM EKLE

banner471

banner473