banner564

Bize yalan söylediler

 Kuzey Kıbrıs’ta, yıllardır Kıb-Tek ve Telekominikasyon Dairesi’nde yapılacak değişiklikler konuşuluyor...
Ülkedeki hantal siyasi yapı nedeniyle kadroları şişirilmiş, devletin sırtına ciddi anlamda kambur olan bu iki kurum hakkında, her kafadan bir ses çıkıyor...
Muhalefetteyken, ‘Stratejik önemi’ var özelleştirilemez diyenler, iktidara geldiğinde bu söylemi değiştiriyor...
Yeniden yapılandırma safhasına geçiyorlar...
Telefon Dairesi’nde çalışanların örgütlü olduğu Tel-Sen’in Başkanı Tamay Soysan geçen günlerde yaşadıkları ikilemi, Samiramis Pekkan’ın şarkısını anımsatan bir üslupla, ‘Bize yalan söylediler’ diyerek kamuoyunun bilgisine getirdi...
Tel-Sen Başkanı haklı olarak, çalışanların ‘Kazandığı’ haklarının gerilememesi için kurumun devlette kalmasını, özelleştirilmemesini istiyor...
Aynı durum, Kıb-Tek’teki çalışanların haklarını koruyan sendika için de geçerli...
Peki bu iki kurumdaki mevcut yapı bu şekliyle ne kadar daha gidecek?
***
Bir tarafta, özelleştirmenin; ülkenin milli ve ekonomik kaynaklarını gasp etme politikası olduğu, küreselleşme, liberalleşme gibi kılıflarla pazarlandığı savunuluyor, devlete ait kurumların zarar etseler bile satılmamasında ısrar ediliyor... 
Diğer yanda, özelleştirmenin; devleti zarara uğratan kurumlarından gelir elde etmek, vatandaşa hizmette kalite ve ucuzluk getirmek, iş yelpazesini çeşitlendirmek, yeni iştirak ve teşviklere fırsat vermek için tek yol olduğu savunuluyor... 
Bence; devletin sahip olduğu bir kurumu, özel sektöre kısa veya uzun vadeli satması ya da kiralaması peşkeş değil sözü edilen kaynakların korunması anlamına gelir... 
Bugün canımız sıkılarak geriye dönüp bakıyoruz ve “Keşke KTHY’de 6-7 yıl önce özelleştirilseydi de tarihin tozlu raflarında yerini almasaydı, gökyüzünde bayrağımızı dalgalandırmaya devam etseydi” demekten kendimizi alamıyoruz...
 ***
Kuzey Kıbrıs’ta sokağa çıkıp ‘Ülkedeki mevcut düzenden memnun musunuz’ diye sorsanız emin olun her 100 kişiden 99’u, ‘Memnun değilim’ diyecektir... 
Ülkede yılların ihmali sonucu birikmiş birçok sorun bugün patlama noktasına geldi... 
Her tarafı dökülen, işlerliğini yitirmiş sistemden herkes şikayetçi ama... 
Gelecek nesillerin istikbaline ışık olacak reformlar için atılan tüm adımlar büyük tepki alıyor... 
Çünkü ülkede gerçekleşecek yeniden yapılandırma bir şekilde toplumun büyük çoğunluğunun menfeatine dokunuyor... 
***
Kuzey Kıbrıs’ın şu anki yapısı, Türkiye’nin bundan 14 yıl öncesini hatırlatıyor... 
O dönemde Türkiye’deki koalisyon hükümeti hangi alanda ekonomik tedbir için adım atsa belli bir kesim ayağa kalkıyor, siyasi irade sahiplerini yaptıklarına yapacaklarına pişman ediyordu... 
Hatta ülkede Anayasa kitapçığı havada uçuyor, devalüasyonlar yaşanıyordu... 
Ülkedeki sessiz çoğunluk bu gidişe dur dedi... 
Ve yönetime tek başına bir iktidar getirdi... 
Bazılarının bundan 10 yıl önce rüyasında bile göremeyeceği, yapılması halinde ülkede taş üstünde taş kalmaz denilen ne kadar reform varsa AK Parti hepsini yaptı... 
Bazılarının ‘Koyun bile güdemez’ dediği Recep Tayyip Erdoğan Başbakanlığındaki hükümetler, Anadolu halkından aldığı güçle bugün Türkiye’yi dünyanın sayılı güçlerinden biri haline getirdi... 
***
Benzeri bir olay Kuzey Kıbrıs’ta da yaşanabilir... 
Yeter ki birileri, artık yalan söylemekten vaz geçsin...
YORUM EKLE

banner608

banner473