banner564

Bugün olmasa yarın mutlaka…

EL-SEN’in yaptığı greve en güzel cevabı Gazimağusa’da yaşayan vatandaşlar verdi. Bir gün boyunca elektriksiz kalan vatandaş grevin devam ettiği saatlerde KIB-TEK’in Gazimağusa’daki ambarlarını bastı ve çalışanlara grevi hemen kaldırmaları çağrısında bulundu.
Gerek sosyal medyada, gerekse kamuoyunda aradığı desteği bulamayan El-Sen, grevi yasaklayan Bakanlar Kurulu kararına uyacağını açıklamak zorunda kaldı
Peki, şimdi ne olacak?
Bir kere bu işten vazgeçemezler, neden vazgeçemeyeceklerini dün zaten bu köşede ifade etmiştik. İşte o gerekçeler yüzünden bir müddet susup sonra tekrar fırsatını bulduklarında bu işi yeniden ısıtmak için yollara dökülecekler. 
Ama şuan vatandaşın tepkisinden çekindikleri için bir müddet sessiz kalacaklarını tahmin etmek çok da zor olmasa gerek. Ama bu iş kapanmadı, yazın bunu da bir kenara. “Alihan dediydi” dersiniz ileriki günlerde. Çünkü bu iş için öyle ufak tefek kişiler değil, kelli felli adamlar bu işin peşinde. Kolay mı yeni santral ihalesinin perde gerisinde “50 milyoncuk” yatıyor. Bugün olmasa yarın mutlaka… 

Berlin’den perşembe pazarına
Cumhurbaşkanı Akıncı Berlin’deki üçlü görüşmede Kıbrıs konusunu yeniden rayına oturttuktan sonra soluğu Gazimağusa’da perşembe pazarında aldı.
Eşi, korumaları ve Gazimağusa Belediye Başkanı ile birlikte perşembe pazarını gezen Akıncı bol bol selfi çektirdi ve vatandaşların dertlerini dinledi.
Kıbrıs sorununu yeniden rayına sokan Cumhurbaşkanı Akıncı’yı pazarda gören vatandaşlar, iki yıldır yüksek seyreden meyve sebze fiyatları konusunda da fiyatların rayına oturtulması konusunda Akıncı’ya çağrıda bulundular.
Berlin Fatihinin, perşembe pazarı ziyaretinde en çok merak edilenler domates fiyatlarının Berlin ile aynı olup olmadığından ziyade Cumhurbaşkanı Akıncı’nın artık sahaya indiği ve seçim çalışmalarına da resmen başladığı şeklinde değerlendirildi. 

Bu da KKTC kumpası mı? 
Türkiye geçen hafta Saraya gittiği iddia edilen CHP’li konuşulmuş ardından bunun basit bir kumpas olduğu anlaşılmıştı. Benzer bir durum bizde yaşanıyor. Dün CTP’nin yayın organında şu iddia yer aldı.
"Türkiye’nin başkan yardımcısı, ülkemizden büyük bir medya patronunu çağırdı. Görüştüler. Çok yakın zamanda oldu bu görüşme… Baş başa…
Anketler sipariş edildi. Masaya anketler için üç yüz bin lira gibi bir para kondu. Bu paranın bir ucunda bahis patronu vardı. Bir diğer ucunda medya! Tam ortasında hükümetin büyük partisi vardı…
Medya patronu köşe yazarlarını toplantıya çağırdı. Her birinin gözlerinin içine baktı…Her birine mesajını çok net verdi: “Bu seçimde Ersin Tatar’ı destekliyoruz.”
Bu kadarla da kalmadı. “Tatar’ı destekliyor, Özersay’a da dokunmuyoruz.”
Bunların hiçbiri iddia değil. Hiçbiri duyum da değil. Çünkü hepsi doğrulanmış bilgilerdir… Hani ortak “sırlarımız” gibi…  
Madem hepsi doğrulanmış bilgiler o zaman isim isim açıklanmasında ne zarar olabilir ki. Madem bu kadarını yazdınız isimlerini de yazın. Kim bu büyük medya patronu? Kim bu bahis patronu? Herkes bilsin, herkes öğrensin.
Yoksa Türkiye’deki kumpas olayının kötü bir kopyası olarak anılmaya müsait bir olay olarak ele alacağız bu konuyu. Tam da Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi “Çamur at da izi kalsın” türünden bir olay mı bu iddia edilenler?

MESAJLAR

Salih HAFIZ: Yakında evin bahçesinde alabalık üretmeye başlayacaksınız diye işittik. İşin şakası bir yana Lefkoşa Belediyesi daha ne yapıyor? Resmen suların içinde yaşıyorsunuz. 

Ali YAKAR: Gazimağusa Belediye Başkan yardımcılığı koltuğuna sonunda oturdunuz. Muradınıza erdiniz mi bari? Zira bu makam için daha ilk günden bu yana epey mücadele ettiniz. Hayırlı ve uğurlu olsun. 

İsmail ARTER: Çok uzun bir süredir yılan hikâyesine dönen başkan yardımcılığı konusu belediyede çözüldüğüne göre; artık meclis toplantıları daha rahat yapılacak demektir. 

Hasan SADIKOĞLU: Sosyal medya ile aranız hiç iyi değilmiş. Ama bu zamanda sosyal medya olmadan da işler yürümüyor. Hele de siyasette. Neyse bu konuda küçük bir ders şart oldu anlaşılan. 

Mustafa AKINCI: Rum Lider Anastasiadis, Yunanistan Başbakanı Mitsotakis’i Berlin görüşmesi hakkında bilgilendirdi. Siz de diğer garantör ülke olan Türkiye Cumhurbaşkanını bilgilendirdiniz mi? 

Tolga ATAKAN: Ehliyetler konusunda hem elde mevcut ehliyetin hammaddesi kalmamış hem de yeni ehliyetler için ihale süreci bir türlü tamamlanamamış. Neden bu iş bu kadar aksadı diye merak ediyoruz. 

Ayşegül BAYBARS: Dün kulağımıza bir şeyler fısıldandı, aman bu ara sağlam basın. Zira birileri fena halde peşinizde ve açığınızı arıyorlar. Bizden söylemesi, sonra söylemedi demeyin bize. 

Çilem DAĞISTANLI: Kadın mahkûmlara pasta eğitimi vermenizden ötürü merkezi ceza evi müdürlüğü size teşekkür belgesi vermiş. Bundan daha güzel ve anlamlı bir hediye olamazdı herhalde sizin için. 

Ebru Kaptan SERTOĞLU: Anlaşılan birileri sizin başarılarınızı fena halde kıskanmış olmalı. Kulağımıza bir şeyler geldi, bir ara bir kahvenizi içmeye geleceğiz ama bu zamanda kimseye güvenmemek gerekiyormuş demek ki. 

Ersin TATAR: İngiltere’ye gidemez iddiaları çürüdü şimdi yeni iddia Türkiye sizin için devrede, hatta bir medya patronu ile bir betçi de devrede. Bu konuda Londra dönüşü bir açıklama bekliyoruz. 

Ali ÇINAR: Bir yandan yeni kampüsü büyütme işleri diğer yandan yeni turizm yatırımları. Bu aralar ayağınız yere basmıyor maşallah, enerjiniz gençlere taş çıkartır. 

Mert BÖLÜKBAŞI: Gönyeli’de ki otel için artık gün saymaya başlamış ve açılış için görkemli bir tören için kolları sıvamışsınız. Hatta bazı dünyaca ünlü isimlerin açılış için ülkeye geleceğine dair kulağımıza bazı isimler gelmeye başladı bile. 

Ahmet TOLGAY: Pek muhterem teyzeniz hakkın rahmetine kavuşmuş. Merhumeye Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun. 

Kudret ÖZERSAY: Dilek Kırıcı’nın programında ilk kez ben aday olmayabilirim dediniz. Bu konuda nihai kararı vereceğiniz bir takvim planı var mı?  

YORUM EKLE

banner608

banner473