banner564

Çok abartıldı

Ülkede dün yaşanan gelişmeler gerçekten zıvanadan çıktı. Marketler resmen boşaltıldı, maske ve el dezenfektanları kara borsada kapış kapış gitti.
Corona virüsün KKTC’de görülmesi sonrası sadece saf alkol değil, alkol satan büfeleri de çok kısa bir süre içinde boşalttık.  Saf veya saf olmayan ne kadar alkol türü varsa evlere stok edildi çok şükür.
Ama tüm bunlar bizi ölmekten kurtaracak mı?  Tabi ki hayır…
Sevgili okurlar, elbette işin gırgırında değiliz ama dün yaşanan panikten sonra artık doğru dürüst bir şeyler demekte elden gelmiyor.
Virüsün KKTC’de görülmesi haberi sonrası insanların bu kadar panik içine girmesi, olmamış haberleri olmuş gibi birbirine anlatması, kelimelerle ifade edilecek bir durum değil maalesef.
Sevgili okurlarımız, hepimizin bildiği gibi bu ülkenin iki tane önemli ekonomik gücü var. 
Birincisi; Turizm sektörü 
Çok şükür ki dün yaptığımız haberler, abarttığımız dedikodular ile bu sektörün fişini çekmiş durumdayız. Çok değil! Bir aya kadar büyük otellerden işten çıkartmalar, orta ölçekli otellerde çok ciddi ekonomik sıkıntılar ve küçük otellerimizde de iflaslar ardı ardına gelecek.
İkincisi; Eğitim sektörü
Okullar ile birlikte üniversiteleri de kapattık. Ee yurtlar ne olacak? Bu öğrenciler toplu olarak yurtlarda kalmıyor mu? Dün bir üniversite yetkilisi aradı, okullarına bahar dönemi için gelen öğrencileri Ercan Havalimanında kalmış.  Ne içeri girebiliyor ne geri gidebiliyor…
Birde öğrencilere vebalı gibi davrananların haberlerini de duyduk, sosyal medyadan yapılan çirkin ve ırkçı paylaşımları da okuduk. Siz zannediyor musunuz bu çocuklar da bunları görmedi.  
İnsan parası ile rezil olmaz!
Gelecek yıl bulursunuz kiracı, bulursunuz marketlerden alışveriş yapacak öğrenci, taksinize binecek, restoranınızda yemek yiyecek öğrenci…
Turizm bittikten sonra üniversitelerde biterse o zaman değil bizi 50 liraya kara borsadan aldığımız maskeler, saf alkol bile kurtaramaz.
Hocanın dediği gibi hepimiz faniyiz ve elbet bir gün bu dünyadan göç edip gideceğiz. Ama öyle virüs salgını ile falan değil, kendi kendimize yaptıklarımızla……

Krizi fırsata dönüştürebilmek
Dedim ki “tüm otellerimizi ilaçlatalım, havalimanını, taksileri otobüsleri ilaçlayalım. Ercan’daki önlemleri kat ve kat arttıralım. Keza diğer sınır kapılarında da.”
Ve bunu yaparken de başta Türkiye olmak üzere tüm dünyaya özellikle sosyal medya reklamları ile “virüsten korunmak, korunurken de güzel bir tatil geçirmek isteyen Kuzey Kıbrıs’a gelsin” diyelim.
Ama vizyon yok memlekette. Lafazanlıktan öte icraat yapacak kurum ve kuruluş yok. Kafa yok birader kafa yok. 
Krizi fırsata dönüştürecek vizyon sahibi kaç kişi var etrafınızda bir bakın Allah aşkına. 
Bir zamanlar Lefkoşa’da bir simitçi vardı, arabası ile Girne Kapısından girer Lokmacı’ya kadar bağıra bağıra simitlerini satmaya çalışırdı.  Bağırken de şöyle derdi rahmetli olan simitçi;
“Sıcak sıcak simitlerim var, bakan çok, alan yok. Simitçi…..”
Tıpkı bizim memleketin durumu gibi, kriz çok, bunu fırsata dönüştüren yok. Herkes bakıyor ama kimse bir şeyi üstüne almıyor… 
  
MESAJLAR
Mustafa AKINCI: Sarayda yaptığınız toplantıya tek bir hükümet yetkilisinin katılmamasını kınadınız ama keşke en başından bu işin tek elden koordine olması için girişim başlatmış olsaydınız. Treni kaçırdınız yani. 

Ersin TATAR: Bakanlar Kurulu alınması gereken kararları aldı ama şu panik ile ilgili olarak ta acilen bir şeylerin yapılması gerekiyor. Hatta panik şuan için corona virüsünden bile daha tehlikeli bir hal aldı memlekette. 

Tufan ERHÜRMAN: Ana muhalefet lideri olarak dün verdiğiniz mesajlar son derece olgun ve önemliydi. Bu zamanda siyaseti bir kenara bırakabilmek çok önemli. Hazır bir şeyi kenara bırakmışken şu sarılma işini de bir müddet bırakın lütfen. 

Teberrüken ULUÇAY: Toplu insan kalabalıkların olduğu her yerde madem tatil ilan ediliyor o zaman mecliste tatil edilsin. Zaten dünyada bir çok siyasetçiye virüs bulaşmış iken birde bizde de bunu yaşamayalım. 

Dr. Mehmet ÇAKICI: Kıymetli Hocam, şöyle aybaşına kadar senin Pembe Köşke bana bir oda ayarlar mısın? Zira biraz daha sosyal medyaya bakarsam gerçekten kafayı yiyeceğim. 

Dr. Ali PİLLİ: Halkın dedikodulardan uzak kalması ve panik olmaması adına Türkiye’deki Sağlık Bakanı gibi her gün aynı saatte düzenli olarak kamuoyuna bilgi paylaşılması şu an için en doğru yaklaşım tarzı olur, bizden iletmesi. 

Dt. Ünal ÜSTEL: Otellerin ve havalimanlarının ilaçlanması gerektiğini size ve Otelciler Birliğine günler öncesinden söylemiştik. Karar verdim, sakallarım yere değene kadar kesmeyeceğim bundan sonra. 

Dr. Sibel SİBER:  Adaylık ile ilgili açıklamanız öyle bir güne geldi ki verdiğiniz mesajlarda güme gitti. Neyse Perşembe akşamı nasılsa birlikteyiz bol bol konuşacağız bu konuları.

Zeki ZİYA: Millet dediğiniz gibi delirmiş durumda. Tuvalet kağıdı bile kalmadı marketlerde, virüsten değil ama böyle giderse bir iki hatta daha açlıktan öleceğiz. 

Ercan TURHAN:  Herkes kendi tedbirini alıyor turizmde ama ortak hareket edilmediği için geminin bir odası kurtulsa bile geminin kendisinin sulara gömülmesinin önüne geçilemeyecek gibi.. 

Mehmet KRAL: Çok ama çok geçmiş olsun. Bir yerde bu kriz patlak verecekti, sizin otelde patlak vermiş olması sadece bir tesadüf. Neyse çok ama çok geçmiş olsun diyoruz. 

Niyazi BEYDAĞLI: Size de çok geçmiş olsun. Sizin otelde hiçbir vaka görülmemiş olmasına rağmen sosyal medyada Denizkızı Otel hakkında çıkan dedikodular yüzünden dün hayli zor anlar geçirmişsiniz. 

Serhat ÖZÇELİK: Türkiye’deki bazı kanalların Bakanlar Kurulunun aldığı charter uçuşlar ile ilgili kararından sonra havalimanın telefonları kilitlenmiş. Normal tarifeli uçuşlar aynen devam ediyormuş. 

Dimağ ÇAĞINER: Şimdi bireysel değil hep birlikte hatta hükümet ile birlikte bu işe bir çare üretmek gerekiyor. Öyle ki zararın boyutları ilerleyen günlerde telafisi olmayacak bir hale dönüşebilir. 

Ziya ÖZTÜRKLER:  Üniversiteler Adası sloganına uygun ve tüm üniversitelerin hassasiyetleri göz önüne alınmalı. Bu konuda aynı turizmde olduğu gibi üniversite sektörü için bir eylem planı oluşturulmalı.  

YORUM EKLE

banner608

banner473