Cumhurbaşkanlığı seçimi için artık son bir aya girildi…
Anketler, tahminler havada uçuyor… Ama en kontrolsüzü de adayların açıklamaları, daha doğrusu seçim vaatleri…
Sanırsınız ki devlet başkanı seçiliyor…
Kıbrıs sorunu ekseninde tartışma yapılacağı yani politikanın konuşulacağı yerde müze yapmaktan tutun da ekonomiye yön verecek projelerden sözler ediliyor…
Yine tutul(a)mayacak sözler veriliyor!
Daha önce yazmıştım; adaylarla ilgili analizlerimi paylaşacağım diye; bugün başlıyoruz… Bu yazıda iddiası olmayan 3 adayla ilgili düşünceleri derliyorum…
Yarışın üç aday arasında geçeceği görülüyor… Dördüncü sıradaki Kudret Özersay da küçümsenmeyecek hatta bence ikinci turda belirleyici olacak bir oy alacak.
Derviş Eroğlu, Mustafa Akıncı, Sibel Siber ve Kudret Özersay için ayrı yazılar kaleme alma durumundayız, yarından itibaren de sırayla düşüncelerimi paylaşacağım…
Bugün ise KSP’nin adayı Mustafa Onurer, bağımsız adaylar Arif Salih Kırdağ ve Mustafa Ulaş ile ilgili düşünceleri ele alalım… Ha bir de Yeni Kıbrıs Partisi’nin boykot çağrısına değinelim…
Mustafa ONURER
Mustafa Onurer’le başlayalım…
Kıbrıs Sosyalist Partisi 10 yılı aşkın bir süredir kurulu ancak toplumun gündeminde yok, kurumsallaşamadı…
Toplumdan bu kadar kopuk olduğundan aslında üzerinde durulması gereken, en azından tartışılması gereken politikalar da gündeme giremiyor…
Sisteme yönelik en radikal değişim söylemine sahip aday Onurer… Türkiye’ye açık eleştiri yapıyor, garantörleri karşısına alıyor… Mücadelenin sokaktan yayılması, barışı sadece toplumların kendilerinin getirebileceğine inanç belirtiyor…
Bence çok önemli söylemler ve yukarıda da yazdığım gibi bu fikirler tartışılmalı! KSP Cumhurbaşkanı adayı daha önce de çıkardı ancak seçim sonrası yeniden kabuğuna çekildi… Ondan dolayı bu kez seçim sonrasında kabuğa çekilmemeli… Düşüncelerini farklı organizasyonlarla kitlelere ulaştırmalı…
**
Arif Salih KIRDAĞ
Arif Salih Kırdağ… Seçimin gülen yüzü… Ama artık bir yerde bir sınır olmalı! Bu kadar ucu açık olmamalı!
Yasal engel yok ve demokrasi göstergesi olacak diye diye her seçime aday olup Cumhurbaşkanlığı makamını bir “alay konusu” haline getirmenin yanlış olduğunu düşünüyorum! Mevcut durumda yok ama mutlaka aday olmanın kriterleri içerisinde bu gibi örneklere kapı kapayacak bir takım maddeler olmalı!
**
Mustafa ULAŞ
Mustafa Ulaş… Bir müşavir… Türkiyeli göçmenlerin örgütlendiği Halkın Adalet Konseyi (HAK)’ın başkanı da aynı zamanda… Alayköy Belediye başkanlığına da aday olmuştu, komik bir oy almıştı… Şimdi Cumhurbaşkanlığı’na aday! Tek dert, televizyonlarda yer alıp, gazetelere çıkabilmek! “Biraz tanınırsam, bir partiden milletvekili adayı olup meclise kapağı atarım” gibi bir düşünce var sanki… Tabii kabul etmeyebilir kendisi ama bu benim düşüncem… Bence bu düşünce yapısı seçimin kalitesini aşağıya çekmekten öteye gitmiyor…
**
YKP’nin seçim boykotu
Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) aslında hareketli bir parti... Onun da radikal duruşları var… Ve ilk kez yerel yönetimde Murat Kanatlı’yı seçtirmeyi başardı… Kısacası az da olsa bir ivme yakaladı… Bence boykot kararı YKP’yi yine başa döndürdü… Siyasi bir partiysen adayınla er meydanında olacaksın kardeşim!
Çünkü boykotun siyasi bir karşılığı yok!
Evet! Seçmenin siyasete bir küskünlüğü var, bir kısmı sandığa gitmiyor ama bunu ‘boykot çağrısı’ yoluyla kendine mal etmek siyasi istismarcılıktır!
Yarın: Kudret ÖZERSAY
