Kendisiyle ilgili çok yazılar yazmışlığım var...
Hatta facebook üzerinden atışmalarımızın internet sitelerine haber olmuşluğu bile var...
Kişisel olarak hiç bir zaman sorunum olmayan ama politikasına her zaman isyan ettiğim siyasetçilerden biriydi...
Dili geçmiş zaman kullanıyorum, farkındayım ve HENÜZ geride bırakmadığımızın da bilincindeyim... Ama sevdim bu dili geçmiş zamanı...
Evet, bizi düzenli takip edenler Serdar Denktaş ile ilgili bir yazı yazmaya başladığımızı anlamışlardır...
Severim ben Serdar Beyi...
Ama sevemedim bir türlü siyasetini...
Yine bir tiyatro oyunuyla karşımızda...
Serdar Bey tuttuğu (ki 5 adetti) bakanlıklardan istifa etti...
Halk bu mesajı veriyormuş...
Halk bu mesajı 2 yıldır veriyor, siz yeni algılıyorsunuz... Gerçi ben algıladığınızı da pek düşünmüyorum...
Zira Serdar Denktaş zeki adamdır...
Şimdi bu istifa adımıyla yeniden var olabilme peşinde Sayın Başkan...
Evet, tabii ki başkan, DP Genel Başkanlığı’nı bırakmadı henüz...
O da herhalde ilk seçim mağlubiyetini yaşayıp meclise giremediği takdirde gerçekleşecek...
Ve gelelim Sayın Denktaş’ın basın toplantısına...
İlginçti... Türkiye Cumhuriyeti Elçiliği’ne yönelik eleştirilerini ön plana çıktı...
Ama nedense bu söylemleri Ankara, İstanbul, izmir, kayseri vs.. vs.. temaslarında kullanmıyor...
Orada özürler var, “vatan, millet, Sakarya” var...
Ben gülüp geçtim tabi...
Zira bu çıkışın sebebi artık Türkiyeli – Kıbrıslı ayrımı üzerinden politikanın tutmaması...
Burada yaşayan her fert artık seçilmişlerin bürokratlar kaşısındaki “Küçük Emrah” sahnelerinden sıkıldı...
Akıncı’nın seçilmesinin de en büyük nedenlerinden biriydi bu...
Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında ilk anda yine sahnelendi bildik Yeşilçam filmi, ancak bu kez Küçük Emrah değil de Cüneyt Arkın modeli bir seçilmiş olunca film sahnesi bildik şekilde tekrarlanmadı...
Senaristler de ona göre pozisyon aldı sonrasında...
İşte tüm bu yaşananları iyi süzdü Serdar Bey...
“İstifa mı istiyorsunuz, işte istifa ediyorum” dedi ama hükümetteki gücünden kaybetmemek adına kendi bakanlarını burada tutmaya devam etti...
XXXXXX
GÖLGE BAŞBAKAN VE GÖLGE YARDIMCISI
Zaten 14 Haziran’da gölge Başbakan olarak Mehmet Ali Talat sahne alacak...
Ve bir de gölge Başbakan Yardımcımız olacak, Serdar Denktaş...
Serdar Bey’den çok dinledik zira, “en iyi anlaştığım ortağımdı Talat” söylemlerini...
Yine anlaşmışlar bell ki....
Tabi halk yerse...
Hiç sanmam... Son çırpınışlar da boşuna...
XXXXXX
Zira öte yanda Kudret Hoca (Özersay) işi sıkı tutuyor...
DP tabanı arkasında, UBP darmadağın... Eroğlu’nun vesayeti hala büyük sorun... Görebildiğim kadarıyla Hoca, UBP’nin de biraz daha dağılmasını bekliyor... Uzun vadeli bir planlama var ve bu en doğrusu...
Kudret Hoca, halk dilinde yazalım “gof”a da gelmedi... Acalesi yok... Merkez sağ yeni bir lidere hazırlanıyor...
DP bitti, UBP’yi tüzük filan da kurtarmaz... Eroğlu ve Küçük gibi isimler hala siyaset sahnesinde ve taban bu isimleri temizlemeyi beceremiyor...
O zaman yep yeni bir isim, Kudret Özersay yeni adres olacak... Ama zamanla...
UBP’de Hüseyin Özgürgün, Sunat Atun, Nazım Çavuşoğlu, Ersin Tatar, Tahsin Ertuğruloğlu ve dahaları da var... Bu isimlerle yola devam ederse UBP; sonuç belli, adres Özersay...
Bakanlık yapmamış yep yeni isimleri devreye sokulabilirse bir ihtimal UBP yola devam eder...
Serdar Denktaş’la başladık, Kudret Özersay’dan devam edip UBP’de noktayı koyalım şimdilik... Zira daha yazacak çok şey olacak...
Oyun yeni başladı...
