Alışa gelmiş klasik bir durum daha. Uygulama güzel ama eksik. Son günlerin gündem konusu marketlerde artık naylon poşetlerin ücretli olması. Her kesimden farklı farklı tepkiler geliyor. İşin aslı ise dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde bu uygulama devrede, hatta Türkiye’de bile.
Ancak tüm dünyada, Türkiye’de olup ta bizde olmayan şey “geri dönüşüm.” Artık her türlü attıktan geri dönüşüm sayesinde hem ekonomi kazanıyor hem de çevre felaketlerin önüne geçilmiş olunuyor.
Örneğin marketten daha az çöp poşeti alacağız bu uygulama ile. Ee sonrası ne olacak? Var olan veya satın aldığımız poşetler ne olacak?  
Ülkedeki tüm çöpler vahşi bir biçimde Güngör’de depolanıyor. Güzelyurt’tan İskele’ye herkesin çöpü Güngör’de. Ayrıştırma yok, geri dönüşüm yok. Sadece üst üste koyup biriktirme var. Eskiden Dikmen’de yapılıyordu bu iş şimdi Güngör’de.
Türkiye’nin hemen her bölgesinde artık bu çöpler ayrılıştırılıyor. Çöpün her kısmı ayrı ayrı değerlendiriliyor. Cam parçaları bir kenara naylon kısımları bir yana. Geri kalanlarından da akaryakıt üretiliyor. Belediyelerin gelir kapısı adeta çöplükler.
Bizde ise belediyelerin en büyük gider kısmını oluşturuyor temizlik. Zira kamyonlar ile çöpler her gün kilometrelerce uzağa taşınıyor belediye çöp kamyonları ile. Hem emek, hem zaman hem yakıt hem de yolların yıpranması açısından çok büyük bir gideri oluşturuyor bu mevcut durum. 
Bugüne kadar çöplerimizi para ile satın almak isteyen onca firma geldi KKTC’ye. Belki de en az 5 tanesini ben davet ettim. Ama bürokratik engellerden hiçbiri burada muvaffak olmadı. Çağ dışı bir yöntemle çöp dağları yaratmaya devam ederken şimdi o dağın üstündeki ot misali naylon poşetlerine sınırlama getirildi. 

Diyalog 5 yaşında 
Zaman ne çabukta gelip geçiyor sevgili okurlar. Tam 5 yılı bugün geride bırakıyoruz Diyalog Gazetesi olarak. Kuruluşunun hemen ardından yazmaya başlamıştık Diyalog Gazetesinde.
O günden bugüne geride 5 koskoca yılı geride bıraktık. Kimi zaman eleştirdik kimi zaman tebrik ettik. Kendi üslubumuzla hoş bir seda yakalamaya çalıştık sizlerle. 
Şuan ülkenin en çok satan gazetesinde en çok okunan sayfalardan birisi oldu bu köşe. Sizlerin her fırsatta getirdiğiniz öneri, eleştiri ve haberler ile yolumuza devam ediyoruz.
Başta Genel Yayın Yönetmenimiz, usta gazeteci ağabeyimiz Reşat Akar olmak üzere bu sayfasın size ulaşmasında onca teri döken, görsel yönetmenimiz, editörlerimiz, sayfa tasarımcısı arkadaşlarımız, matbaacı ve dağıtımcı arkadaşlarımıza ve her gün bıkmadan usanmadan gazetemizi alıp okuyan herkese sonsuz teşekkürler ediyorum.

“Gelen yıl görüşürüz”
3 Aralık Dünya Engelliler Farkındalık Günü nedeniyle dün onca etkinlik, onca konuşma ve sosyal medyada da bolca paylaşım yapıldı. Güzel sözler, temennininler ile gün kutlandı.
Ancak 2006 yılından bu yana devlete bir tek bile engelli istihdamı yapılmadı. Özel işletmelerde de belli bir sayıdaki personelden sonra engelli istihdam etmesi zorunlu iken bu kurala da uyan olmadı. 
Dün, tüm bu konular dile getirildi, sözler verildi, resimler çekildi, ta ki gelecek yıl 3 Aralık Günü gelene kadar bu konu şimdilik rafa kaldırıldı. Tıpkı geçen yıl 3 Aralıkta olduğu gibi… 
 

MESAJLAR 

Günay KİBRİT: Başbakanlık Engelli Hizmetleri Koordinasyon Kurulu olarak dün tüm gün ziyaretler gerçekleştirdiniz. Bakalım verilen sözler geçen yıl olduğu gibi bu yılda mı havada kalacak. Özellikle istihdam konusu. 

Ayşegül BAYBARS: Aynı naylon poşet olayında olduğu gibi öğrenci muhaceretlerinin online sistem üzerinden verilmesi de bizim memleket şartlarını zorluyor. Zira 2 aydan bu yana muhaceret izni alamayan öğrenciler var. 

Serdar DENKTAŞ: Madem Pazar günü pazara gidip alış veriş yaptınız o zaman bu memlekette asgari ücretle yaşamak zorunda olan vatandaşların ne durumda olduğunu bizzat gözlemlediniz demektir. 

Tufan ERHÜRMAN: Bütçe maratonun ikinci turu başlamak üzere. İlk turda çok terlemediniz ama bu sizi yanıltmasın. Zira ikinci tur için çok ciddi hazırlanıyor muhalefet bilesiniz. 

Gülşah Sanver MANAVOĞLU: Valla ülke gündeminde bir şekilde kalmayı beceriyorsunuz. Dün yine tüm gün sosyal medyanın konuştuğu isimlerin başında geldiniz. 

Ersin TATAR: Dün gece İstanbul’daydınız, sabah Girne’de yürüyüşte. Sonra meclise, oradan Karpaz’a Kumyalı’ya. Sonra tekrar Lefkoşa’ya. Akşam ise Lefke’ye. Valla hızınıza biz yetişemiyoruz artık. 

Filiz BESİM: Çok yakında Adli tıp birimimin açılışını yapacakmışsınız. Böylece bir eksikliği de devlet olarak tamamlamış olacağız. Emeği geçen herkesi şimdiden kutluyoruz. 

Hasan UZUN: Çok geçmiş olsun, Pazar günü yağan yağmur, sel olmuş ve sizin istasyonu basmış. Maddi hasar büyük olmuş, umarız gerekli tedbirleri yetkililer biran önce alır. 

Nidai GÜNGÖRDÜ: Alsancak-Girne sınırı arasında olan bir dere yatağının kapatıldığını sizin de açılması için talimat vermenize rağmen bu dere yatağının kapatıldığını öğrendik. Dün yaşan sele bu dere yatağı sebep olmuş. 

Sinan GÜNEŞ: Alsancak’taki sel felaketi sırasında sizin de aracınız sel suları arasında kalmış. Umarız bölgeye yaptığınız incelemelerin sorunda gerekli tedbirleri biran önce alırsınız. 

Fırat ATASER:  Sel sırasında sizin de aracınız zarar görmüş. Çok geçmiş olsun diyoruz. Geçen hafta en çok yağışı alan bölge Alsancak oldu. Umarız daha fazla bir zarar gelmez bölgeye. 

Latif AKÇA: Fakir öğrencilere pastel boya alımı için başlattığınız kampanyaya duyarlı yardımsever vatandaşlarımız destek vermeye devam ediyorlarmış. Ne güzel bir kampanya, umarız daha çok kişi destek olur bu kampanyaya. 

Ömer AKAMA: İkidir elinizde ki videoların patladığı haberi geliyor. Anlaşılan sizin videolar bu arada gişe yapmıyor. Neyse siz video çekmeye devam edin, elbet bir gün gelir kullanırsınız o videoları. 

Osman NAZLI: . Fener bir tokatladı sizi valla kendinize gelemiyorsunuz bir türlü. Ne olacak bu cimbomun hali?  Bu arada artık evde tüp kullanmamaya karar vermişsiniz, her şeyi artık mangalda pişiriyormuşsunuz. 

Ramazan ÖZÇELİK:  Havalar soğur soğumaz girip olup yataklara düşmüşsünüz. Köyden anam acılı tarhana göndermişti, bari pişirip getirelim de kendinize gelin. 

 
POLEMİX
 “UBP, hükümette olsun veya olmasın, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi evrensel ölçülerde engellilere yönelik politikaların geliştirilmesi ve onlara yasal düzenlemelerle çağdaş ve sorunsuz yaşama olanaklarının sunulması konusunda sorumluluk yüklenmekten çekinmemiştir.”
UBP Genel Sekreteri Hasan Taçoy