banner564

 El Arabi mafiş! 

Katar Kraliyet ailesinin en önemli isimlerinden bir tanesini geçtiğimiz gün ilk kez Kuzey Kıbrıs’a getirmeyi başardık. Gerçekten çok uzun bir süreç geçirdik ama sonunda kendisini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne getirmeye ikna edebildik.
Ercan Havalimanı’nda gerçekten güzel bir karşılama oldu. Sağ olsun hem Ercan Havalimanı işletmecisi hem bizim Dışişleri Bakanlığı personelimiz yakından ilgi gösterdiler. Otel kısmını ayrıya yazacağım burada.
Denizi, doğası, tarihi dokusuna hayran kaldı gelen misafirlerimiz.  Yemeklerimize ise ayrıca bir hayranlık duymaları bizi ziyadesi ile memnun etti. Bunlar olması gereken, güzel şeyler.
Misafirimiz elindeki telefondan gittiği yerler, gördükleri hakkında sık sık bilgi toplamak için faydalanmaya çalıştı. Ama gel görün ki nerede o donanım bizde.
KKTC’yi anlatan tek bir Arapça Tanıtım filmi bulamadık. Kıbrıs sorununun ne olduğunu anlatan “Bizim politikalarımız doğrultusunda” bir tane bile film bulamadık.
Neden dünya bize ambargo uyguluyor? Neden Katar’dan direkt uçuş yok?  Yatırım yapanlara ne gibi devlet kolaylıklar sağlıyor?   
Sadece görsellerden oluşan 2016 ve 2017 yapımı iki tanıtım filmi, bir tane hayli eski İngilizce tanıtım filmi bulabildiklerimiz hepsi bu...
Rusça, Arapça tanıtım filmlerimiz yok. Kıbrıs sorununu çok kısa bir şekilde özetleyecek bir bilgilendirici film yok...
Besim Tibuk gözümüzün içine baka baka yıllar önce “Aborjinli” benzetmesi yapınca bozulmuştuk. Adam az bile söylemiş. Bu kadar sürede Aborjinliler bile kendilerini anlatacak bir yöntemle bir şeyler bulabilirlerdi, en azından duvarlara falan resim çizerlerdi.
Sevgili dostlar yıl olmuş 2019, yeni bir yıla da sayılı günler kalmış ama hala da Aborjinliler gibi yaşıyoruz. Sağı-solu- ortası hiç fark etmez, bu ülkede evcilik oynamaktan maalesef bir adım öteye geçemiyoruz. 
Çünkü bir adım öteye geçebilmemizi sağlayacak vizyon ve bunu kendine misyon edinmiş siyasetçilerimiz yok. Kendi küçük dünyamızda birbirimizle itişmekten daha başarılı olduğumuz hiçbir alan yok.
Bakın bu köşenin adı yıllardır “Sarayönü Gazetecisi” dir. Neden? Hiç merak eden oldu mu? Bunun bir cevabı var oysa. Biraz düşünseniz bulacaksınız. Yıllardır bu adla gazetelerde yer ediniyoruz, hiç mi merak etmediniz bu isim nereden geliyor diye?
Biz bu ülkede birbirimizle uğraşmayı bırakıp, küreselleşen dünyada ambargoların olmadığının farkına vardığımız ve buna göre hazırlık yaptığımız zaman “Aborjinli” olmaktan kurtulacağız. Ama önce bunun farkına varmamız gerekiyor. 

Teşekkürler Merit Royal
Bu acı gerçeklerden sonra biraz da güzellikleri sizinle paylaşalım. Merit Royal, ülkemizin en güzide otellerinden bir tanesi. Müdürü Aybars Kutluba, gerçekten yaptığı işi seven, kendini bu uğurda sürekli yenileyen birisi. Otele gelenleri evine gelmiş gibi kabul eden bir anlayışın temsilcisi.
Ebru Bilgehan Denker, Merit Royal’in Halkla İlişkiler Müdürü, en son yazacağımı ilk yazayım, kesinlikle yeri zor doldurulacak. Çalışma saati olmayan, 7/24 ulaşılabilir bir turizm elçisi.
Can Bey ve diğer tüm personel. Gerçekten gelen misafirleri evlerinde hissetmeleri için öyle sürprizler, öyle güzel hizmet verdilerki gelen konuklar “Dünyanın birçok ülkesine gidiyoruz, böyle iyi ve kaliteli hizmet görmedik. Sabah yaptığımız kahvaltı gerçekten dünyanın birçok ülkesindeki otellerin kahvaltısına beş basar” demeleri gerçekten de göğsümüzü kabarttı. 
Teşekkürler, bu gurur sizin, sizin eseriniz. Bu ülkede bugün “turizm” falan diye biz ve siyasetçiler bir şeylerden bahsedebiliyorsak bu sizin eseriniz. 

Kastamonulu turizm öğrencisi
Hazır turizmden açtık konuyu madem hiç kesmeyelim. Aynı telden çalmaya devam edelim. Servis yapan kıza soruyorum “Öğrenci misin?” diye. “Evet” diyor. Kastamonu Üniversitesi’nden staj yapmaya gelmiş ülkemize Merit Royel’e.
Kastamonu’ya gideniniz var mı hiç? Peki, Kastamonu’da üniversite olduğunu bileniniz var mı? Kastamonu’da deniz var, ama turizm bizim yarımız kadar bile değil. Örneğin bir tane bile 5 yıldızlı otel yok Kastamonu’da.
Ama üniversite var, üniversitesinde “turizm” okuyan gençler var. Ve o gençler oradan buraya “staj” yapmaya geliyorlar. Canla başla 40 derece sıcakta çalışıyorlar.
30’a yakın üniversite, 30’a yakın beş yıldızlı otel ve 100 bin öğrenci var Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde. Peki, kaç öğrencimiz bu tesislerde stajda?
Anlıyorsunuz değil mi, neden bir adım bile öteye gidemediğimizi? Bu ülkede vizyon bu, bunu misyon edinecek kişiler ortada. Geldiğimiz nokta ise bence çok bile... 

MESAJLAR

Ünal ÜSTEL: Kıymetli bakanım imkânlar, olanaklar falan filan. Hepsine okey, ama bir Arapça, bir Rusça hatta iyi bir İngilizce tanıtım filmimiz yoksa kapatalım bakanlığı daha iyi. 

Kudret ÖZERSAY: Aynı durum Dışişleri için de geçerli, kendi kendimize ne kadar daha konuşacağız bu memlekette? Sabahtan akşama konuşuyoruz da ne geçiyor elimize? 

Ebru Bilgehan DENKER: Ay ortasına doğru Amerika’ya yerleşeceğinizi öğrendik. Hakkınızda hayırlısı, umarım buraları ve buradaki dostlarınızı unutmazsınız. Şansınız bol olsun. 

İsmet AKİM: Şu sosyal medyadaki keçili göndermeleri çözemedik. Acaba neyi ve kimi kast ederek o paylaşımları dün gün boyunca yaptınız? Ve bu keçiler neyin nesi? 

Dilek KIRICI: Hafta başı yaz tatili için memleket yollarına revan olacağınızı öğrendik. Bakıyoruz da uçak korkusu yüzünden gemi ile gidip gelmeye alıştınız. İyi yolculuklar diliyoruz şimdiden. 

Talip SANCAR: Ameliyat sonrası her ne kadar da tam eskisi gibi olamazsanız da bölge ziyaretlerine başlama kararı almışsınız. Ee bir yerden başlamak gerekiyordu, evde oturmak nereye kadar? 

Emre ÇERKEZ: Arap ülkelerine çıkartma yapmak için çok yakında tanıtım ve fuar atağına kalkmaya hazırlanıyormuşsunuz. Bu konuda uzmanlardan oluşan bir tanıtım ekibi ile pazarlık masasındaymışsınız. 

Çelebi ILIK: Kısa bir tatil yaptıktan sonra bölge ziyaretlerine başladığınızı öğrendik. Artık seçimler olana kadar size durmak yok ülke genelinde. 

Prof. Dr. Zafer AĞDELEN: Her ay milli piyango bayinden aldığınız biletleri bizzat destenin en alttan ikincisini seçerek yapıyormuşsunuz. Bu bir totem mi ve işe yarıyor mu? 

Ödül MUHTAROĞLU: Müşavirliğe alışmak öyle sandığınız gibi çok zamanınızı almamış. Şimdi bol bol vakit olduğuna göre eski dostları kendi mekânlarında ziyaretlere başlayabilirsiniz. 

Prof. Dr. Ahmet Bülend GÖKSEL: Sakal bırakanlar modasına sizde uyup sakal bırakmışsınız. Hayırdır kim size sakal bırakmanız konusunda tavsiyede bulundu? Bu konuda tavsiye üzerine hareket ettiğiniz söyleniyor. 

Serdar DENKTAŞ:  Demokrat Parti gençleri için arı figürlü yeni bir logo üretmişsiniz. Bakalım sizin arılar arı gibi çalışıp kısa sürede istediğiniz kadar bal üretebilecekler mi? 

Tezin CANPOLAT: Emeklilik dilekçesini verdiğinize göre artık emekli sayılabilirsiniz. Hasan Bey ile birlikte klasik araç rallileri başta olmak üzere küçük bir dünya turuna da çıkabilirsiniz. 

YORUM EKLE

banner471

banner473