banner564

Emir-name

Oldum olası zoraki yaptırılmak istenen işlere karşı bir tutum sergilemek içimdeki muhalefetin yapısı gereği olmuştur.  Her halde bu dürtü yüzünden küçüklükten beri gazeteci olmak istedim.
Gazimağusa-İskele Emirnamesi de tamda işte sırf bu nedenle bile karşı çıkmama yetiyor. Gazetenin bir tanesinde küçücük bir ilan ve bir hafta içinde geçirilmesi düşünülen “emir” name. 
Ne demokratik nede vicdanların kabul edebileceği bir durum değil! İnsanlar yatırım yapmış arsa almış, para harcayıp proje çizdirmiş tam inşaata başlayacak siz olmaz diyorsunuz.
Neden? Çünkü “Emir”name var!
İşin ekonomik boyutunu, ilk toplantıda yaşanan rezaletleri buradan yazacak falanda değilim. İşin vicdani tarafındayım. Girne’de gördük, komşusu eski evini sattı yerine 15 katlı lüks rezidans yaptı, lüks rezidansın yanında tek katlı olarak evi kaldı gariban vatandaşın. 
Birileri paraları götürürken birilerinin deyim yerinde ise elinde patladı malları. Şimdi aynı filmi Gazimağusa-İskele emirnamesinde yaşatmak istiyorlar. Yapanın yanına kar kalacak bir düzen.
Sahi Halkın Partisi ne vaat etmişti seçimlerden hemen önce, “eşit ve hakça bir düzen! “ Eğer bu ise sizin “eşitlik” anlayışınız biz almayalım, eğer bu ise sizin “hakça” düzeniniz halkı birbirine kırdırarak mı yapacaksınız? 

Başbakana cevabımdır
Başbakan Erhürman dedi ki “çare turizm ve eğitim”. Güzel söyledi söylemesine ama yine her zamanki gibi altı boş bir açıklama. Bu konuda ne yapacak mesela? Madem çareyi biliyor, bunu hakkı ile uygulayabilecek mi? Bu vizyona sahip mi?
Örneğin yüksek öğretimde bakanlık artı YÖDAK’ta toplam bu iş için devletin çalıştırdığı kişi sayısı 25 civarında. Müdür ve başkanlar da dahil bu sayıya.
25 kişi ile mi çare olacak yükseköğretim? Binası olmayan YÖDAK ile mi çare olacak KKTC’ye? 
Turizm de de durum aynı, kendi yağı ile ciğerini kavurmaya çalışan bir sektörü var. Hükümet olarak ne yaptınız turizmciye? Bu konuda bir vizyonunuz var mı?

Tatar Ankara yolcusu
UBP’nin çiçeği burnunda yeni genel Başkanı ile Genel Sekreteri bugün Ankara’ya gidiyor. Ankara’da başta Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu olmak üzere bir dizi önemli temaslarda bulunacak UBP’nin bir numarası ile iki numarası.
Anıtkabir’i de ziyaret etmesi beklenen Tatar ve Taçoy, başta TBMM ve birçok kurum ve kuruluş ile görüşecek. Üç gece iki gün boyunca Ankara’da dolu dolu bir programları olacak ana muhalefetin. 

Belediyeler birleşiyor mu?
Geçen hafta Kıbrıs Türk Belediyeler Birliğine bağlı belediyelerimizin başkanları Ankara’da ki bir çalıştaya katıldılar. Bu konuda henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak bize gelen bilgilere göre uzun süredir gündemde olan belediyelerin birleştirilmesi konusu Ankara’da bir kez daha gündeme geldi. Ve Büyükşehir Belediyelerin oluşturulması dahil bazı konular burada ele alınıldı. 

MESAJLAR 

Ersin TATAR: Kısmetse bu akşam Ankara yolcusu olacakmışsınız. Ankara’da bazı önemli temasların yanında eski dostlar ile de bir araya gelmeyi planlıyormuşsunuz. Bakalım Ankara’dan elinizde ne ile döneceksiniz yurda. 

Tufan ERHÜRMAN: Polis içinde oluşturulacak Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Birimini selamlıyoruz. Ama buda ayrımcı bir tutum, keşke erkek ve kadına şiddet olsa. Geçen gün bir kadının kocasına yaptıklarını her halde okumadınız gazetede. 

Mustafa AKINCI: Son günlerde medyaya servis edilen fotoğrafların tümünde gözünüzden gözlüğünüzün eksik olmadığını görüyoruz. Yoksa artık gözlüğü gündelik olarak mı kullanmaya başladınız? 

Dr. Ramadan KAMİLOĞLU: Cumartesi günleri Kamiloğlu Hastanesi’nin arka bahçesi dolup taşınca mekanı genişletmek ve yeniletmek için düğmeye basmışsınız. Açılış yapacak mısınız yenilen mekana? 

Erhan ARIKLI: Oh valla, milletvekilleri komitelerde yorula dursun siz bir güzel kış tatilinizi de yapıp bütçenin genel kurulu öncesi dinlenip yurda döndünüz. Şimdi kürsüde istediğiniz kadar ayakta kalabilirsiniz. 

Özdemir TOKEL: UBP ne eşdeğerdir nede koçan. Kimin ne zaman geldiği, kimin ne zaman üye olduğu değil, kimin ne kadar hizmet verdiği önemlidir. Zaten bizim karşı olduğumuz şeyde bu derebeyliği düzenidir. Bu yüzden demokrasi şarttır. Gözlerinden öperim. 

Kemal DÜRÜST: Geçen Cuma günü Güzelyurt’ta eski ekibi toplayıp bir yemek yemişsiniz. Tüm Güzelyurt şimdi bu yemeği konuşuyor? Hayırdır neyin nesiydi bu yemek? 

Ebru Bilgehan DENKER: Valla doğum günü kutlamalarınız bir hafta boyunca devam etti. Merit Royal Hotel & Casino çalışanları da dün bir sürpriz yapmışlar ve size kocaman bir pasta ile doğum gününüzü kutlamışlar. Güzel senelere. 

Aziz KARAAZİZ: İsviçre de hafta sonu yapılan referandumu KKTC basınından izleyen tek gazeteci olarak sonuçları hakkında biraz bizi ve kamuoyunu bilgilendirir misiniz? 

Ömer AKAMA: “Konya’nın kazandığı penaltı ise bende pilotum” demişsiniz. Sizi bilmeyiz ama biz 2. şişeden sonra genelde pilot oluyoruz. Yoksa siz sürekli mi pilot durumundasınız. 

Ahmet BUBA: Arap ülkelerine yaptığınız ziyareti tamamlayıp ülkeye dönmüşsünüz. Bu arada bu ziyaret kapsamında Umre ’ye de gidip Hacı olduğunuz yönde haberler geliyor? 

Abdullah İŞKEY: Kendi helvanızı yapıp bir güzel yemişsiniz. İyi de helvayı sizin değil arkanızda kalanların yapıp yemesi daha makbuldür dinimiz açısından. Mesela biz yemedik o helvadan. 

Cemal ÖZYİĞİT: Tamda kurultay günü korkuttunuz milleti. Hem karşınızda da bir aday yoktu, neden bu kadar stres yaptınız ki? Neyse çok ama çok geçmiş olsun.

POLEMİX
 “Perez de Cuellar belgesini gali fikirler değişini, Annan planı gibi anlaşma ve yakınlaşma planlarını işlevsel değildir diye reddeden yine Rumlardır. İşlevsel olmayan bir planı referanduma götürmem diyen Rum Lider Anastasiadis Türk tarafından daha büyük tavizler koparmanın peşindedir. Gözümüzü dört açalım. Bizans oyunlarına gelmeyelim. Zorda değiliz, açıkta değiliz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye en büyük güvencemizdir."
Zorlu Töre 

YORUM EKLE

banner608

banner473