Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği Başkanı Hasan Sungur, “Konut ve inşaat sektörlerinin sorunsuz, sağlıklı gelişmesi için Emlakçılar Birliği Yasası’nın geçmesinin şart olduğunu” vurguladı.
Övünmeye geldiğinde bir harman yeri dar gelen siyasetçilerimiz, ülkenin en önemli sektörleri arasında sayılan emlak ve inşaat sektörünün önünü açacak bir yasayı hala meclisten geçirebilmiş değiller.
Her alanda olduğu gibi bu alanda da bildiği dalı kesmekten geri durmayan bazı kötü temsilciler yüzünden sektör gerçekten de zor durumda. Çok uzun bir süreden bu yana İngilizler ev almaktan çekiniyor.
Çünkü geçmişimiz bu konuda o kadar kötü ki, kimse kimseye güvenmiyor. Devletin de hiçbir güvencesi yok bu alım-satımlarda. Aynı malı aynı anda 3-5 kişi de alabiliyor. Doğan mağduriyetlerde kendi yargı sistemimiz içinde maalesef bir türlü çözülemiyor.
Bu güvensizliğin ortadan kalkması, sektörün önünün açılması adına son derece önem arz ediyor Emlakçılar Birliği Yasası. Bu yasanın geçmesi ile birlikte sektöre önce bir güven gelecek, daha sonra satışlarda bir artış ve dahası…

Modası geçmiş garantiler
Güney Kıbrıs’ı ziyarette bulunan Yunanistan’ın çiçeği burnundaki Başbakanı Kiriakos Miçotakis, “Modası geçmiş garantiler kaldırılmadan Kıbrıs sorununun çözümünün manası yok” dedi.
Yüzde yüz katılıyorum. Eğer garantiler kaldırılırsa masada hiçbir şey konuşmaya değmez. Bugün Ada’nın iki tarafında da barış ve huzur var ise bunun temelinde “Garantiler” olduğu içindir. 
Ne Yunanistan ne Türkiye ne de İngiltere “Garantiler” olmadan Ada’da yeni bir anlaşmanın olmayacağının bilincinde. İşte bu rahatlıktan ötürü Yunan Başbakanı “Modası geçmiş garantiler” diye göndermede bulunabiliyor. Kalkmayacağını o da çok iyi bildiği için. Zira garantilerin kalkması demek Ada’nın yarınının bile şaibeli bir duruma düşmesi demektir. İki taraf için de garantilerin kalkmasından taviz verilmez, verilemez. 

Tasarruf
75 bin kişiyi ilgilendiren bir ara emri kararı oldu dünkü karar. Öyle böyle değil, tam 75 bin kişiyi yakından ilgilendiriyor. Hükümetin bir önceki hükümet döneminde fazladan verildiğini söylediği ve bunu da eski Maliye Bakanının da kabul ettiği bir ortamda sendikalar “Verilen hak geri alınmaz” mantığı ile mahkemeye taşıması üzerine dün mahkemece ara emri kararı alındı. Bu da ay sonu 75 bin kişinin maşına yüzde 2’lik bir artış olarak yansıyacak.
İyi de sonra ne olacak?
İşte bence esas konuşulması gereken konu bu. Bugün yüzde 2’lik bir kesintiye bile karşı çıkan sendikalar ile ilerleyen günlerde başka başka hakların budanması gerekirse nasıl bir tutum sergileyecekler?
Ekonominin düzeltilmesi için birilerinin fedakârlık yapması gerekecek. Hükümet zaten imzaladığı protokol ile har vurup harman savuramayacak ve işe de kafasına göre adam alamayacak. Yani protokolün gereğine uyacak.
Ya sendikalar?
İşte işin düğümlendiği nokta bu nota olarak karşımıza çıkıyor. Eğer bugün sendikalar yüzde 2’den geri taviz vermezlerse yarın daha büyük tavizler istendiğinde nasıl bir tavır takınacaklar. 

MESAJLAR

Mustafa BATURALP: Hep babalar kızlarına araba alacak değil ya bu sefer bir sürpriz olmuş ve kızınız size bir araba satın almış. İyi günlerde güle güle kullanın yeni arabanızı. 

Osman AKTUNÇ: Sonunda Milli Mücadele Madalyanıza kavuşmuşsunuz. Eh torunlar için büyük bir hatıra olacak sizden. Büyük mücadeleler sonucu kazanılan bu madalyanın manevi değeri ölçülemez. 

Ali BİZDEN: Seçimlere daha 9 ay var ama siz mavi akımını başlatmak için sakalları maviye boyatmışsınız. İşin şakası bir yana geçen gün girdiğiniz havuz sonrası sakallar bir anda mavi olmuş. Ee geçti mi bari? 

Senih ÇAVUŞOĞLU: Ayağınızı fena halde kesmişsiniz. Çok büyük geçmiş olsun. Allah’tan daha kötü bir tablo ortaya çıkmadı, buna da şükür etmek gerekiyor. Yazın sıcaklarında şimdi ayağınız sargıda oturuyormuşsunuz. 

Mustafa YEŞİL: Kamu reformunu ele alan ilk yazınızı dün okuduk. Bu arada artık günlük yazılarınız ile Kıbrıs Manşet ailesine katılmışsınız. Hayırlı ve uğurlu olsun yeni köşeniz. 

Taner ULUTAŞ: Tatili tamamlayıp ülkeye dönmüşsünüz ama bu ay zaten direniş bayramı, zafer bayramı, kurban bayramı gibi birçok tatil günü var. Keşke tatili kesmeyip devam etseydiniz tura. 

Gürkan KARA: Hafta sonu Yalçın Koçyiğit ağabeyimizi sıkıştırıp tavlada Atilla Mahmutoğlu ile fena benzetmişsiniz. İkiye karşı bir. Neyse ikinizi birden cumartesi günü defterime yazdım. 

Esen ÖMÜRLÜ: Pek muhterem babanız Hakk’a yürümüş. Merhuma Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun, mekânı cennet olsun. 

İlkay DİREN: Emekli olduktan sonra boş kalmayıp hellim işine girmişsiniz ve soyadınızı taşıyan hellim markasını piyasaya sürmüşsünüz. En yakın zamanda tadına bakıp fikrimizi paylaşacağız. Hayırlı işler diliyoruz. 

Akın MANGA: Sendika üzerinde ki ara emri davası da ortadan kalkınca artık başkanlığınızın önünde herhangi bir engel kalmadı. Artık yeni bina ve yeni dönem için yoğun bir uğraş içine girebilirsiniz. 

Ali NİZAM: Pek muhterem kız kardeşiniz Hakk’a yürümüş. Merhumeye Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz. Başınız sağ olsun, mekânı cennet olsun.

Fikri ATAOĞLU: Dayıcım gözün aydın, Allah analı babalı, dedeli nineli büyütmeyi nasip etsin. İlk torunu kucağınıza almışsınız ve hayli duygusal bir paylaşım yapmışsınız. Dayıcım benim, dedelik çok yakışacaktır sana. 

Olgun AMCAOĞLU: Sendikalar ara emrini aldılar ve 75 bin kişinin maaş ödemesi yarın itibari ile farklı olacak. Bakalım bu konuda maliye olarak nasıl bir yol izleyeceksiniz? 

Adnan ERASLAN: Emekli olduktan sonra gerçekten de siyasetten uzak durup, bağ bahçe işlerine kendinizi adamışsınız. Bu arada Türkiye gezi turunuz nasıl geçti, nerelere gittiniz? 

Asım AKANSOY: Yine gündem olmayı başaracak bir açıklama ile dün adınızdan bolca söz ettirdiniz. Bakalım bu açıklamanıza parti içinden nasıl bir yanıt gelecek.