banner564

Erhürman “Zeytin ekmek yemek ile bu işler olmaz”

Geçen gece bir televizyon programında Ana muhalefet lideri CTP Genel Başkanı Erhürman ile birlikteydik. Gazeteci arkadaşlarımız ile gelinen süreci sorduk Erhürman’a.
Bir kere tüm söylediklerinde samimi ve içten olduğunu gördüm ve karşımızda sırf siyaset yapmak için duran bir Ana muhalefet lideri değildi. Bunu peşinen söyleyeyim.
Kriz Masası Kurulsun, katkı verelim
Coronavirüs salgını sonrasında hükümetin sağlıkta ve ekonomik alanda aldığı tedbirleri yetersiz bulan Erhürman, alınan kararlardaki eksiklere dikkat çekti. Yaşanılan ekonomik krizin bir ay sonra daha da derinleşeceğini söyleyen Erhürman, “Kötü senaryo olarak bunu çalışmalıyız. Muhalefet olarak her türlü katkıyı vermeye hazırız” dedi.
Veriler verilmiyor
Hükümetin önerilerini almadığı gibi veri akışında da kendilerine ve kamuoyuna doyurucu bilgi paylaşmadığından yakınan Erhürman “Bizi toplantıya çağırdılar. Toplantıdan çıktık yolda giderken sokağa çıkma yasağı kararını öğrendik. Bizden gizli saklı iş yapıp ucuz siyaset peşindeler” dedi.
Sil baştan başlamak gerek
Erhürman’ı dinlerken en aklıma yatan söylemi ise siyaset ve KKTC’nin şimdi ki durumu ile alakalı. Erhürman, “Yeni bir sayfa açmak yetmez, artık yeni bir defter açmalıyız. O yeni deftere de sadece doğruları yazmalıyız” dedi. 
Zeytin ekmek yemek ile bu işler olmaz
Maliye Bakanlığının ekonomiyi küçülttüğünü, her şeyi kısmaya çalıştığını anlatan Erhürman “Bugün büyük bir kahramanlık gibi çıkıp “Zeytin ekmek yeriz” gibi laflarla bu iş yürümez. Bugün zeytin ve ekmek bulup yersin ama iki ay sonra üç ay sonra yemek için ne zeytin bulacaklar nede ekmek” uyarısında bulundu.
Erhürman, ekonomik kriz için önlemlerin bugünden başlanarak alınması gerektiğini yoksa üç ay sonra bazı şeyler için çok geç kalınacağını ve bunun da maliyetinin bugün ki durumdan daha bir ağır fatura olarak karşımıza çıkacağı uyarasında bulundu.
Güçlü KKTC
Klasik söylemlerin aksine daha değişik daha çağdaş ve yeni söylemler kullanıyor uzun süreden bu yana CTP Başkanı Erhürman. Öyle ki bizim yıllardır alışa geldiğimiz, tüm sorunları Kıbrıs Sorunu çözecek” anlayışını terk etmiş. “Evet, çözüm gerekli ama bizim önce içteki sorunları çözmemiz gerekiyor” diyor. 
Program sırasında ben “Güçlü bir KKTC mi istiyorsunuz” sorusuna ise “Güçlü bir Kuzey Kıbrıs” diyerek yanıt vermesi ise geçenin en kaçamak anıydı. Tüm yenilikleri söylemlere rağmen bazı söylemleri henüz dile getirmesi için anlaşılan biraz zamana ihtiyacı var Ana muhalefet liderinin. 
  
Bir haftada 20 TL zam mı olur? 
Kriz ortamında fırsatçılık yapanlar var diyoruz her seferinde ama kimseye derdimizi dinletemiyoruz. Evet, dövizde ve ham maddede sürekli bir artış var. Ve bundan da kaynaklı ciddi bir şekilde maliyet giderleri de artmış durumda ama aynı ürüne bir hafta içinde 20 TL zam olur mu sevgili okurlar?
Yazıktır, ayıptır ve günahtır.
Dün bir okurumuz önce aradı sonrada bize yaptığı alış-verişin faturalarını gönderdi. Geçen hafta 25 kiloluk unu fabrikasından 70 liraya satın alan okurumuz aynı unu 80 liraya almış fabrikasından.  Bir iki saat sonra ise bir markette aynı unun satış fiyatı 100 TL yazıldığını görmüş…
Bir başka okurumuz gönderdi, bir hafta önce Türkiye’den ithal bir süzme peynir 15 TL’den satılırken dün raf fiyatı 20 lira olmuş. Sadece bir haftada 5 liralık bir artışın izahı maliyet ve dövizdeki artış olamaz ve olmamalı.
Nakit çalışıyoruz
Marketi olan bir dostum ile telefonda görüşüyoruz.  Yıllardır iş yaptığı firmalar artık çek kabul etmemeye, peşin çalışmaya başlamışlar. Sigara firması nakit para almadan yeni sigara bırakmıyormuş masala.
Bu gidişat tamam değil dostlar. Bunun bir sonraki kısmı “stokçuluk” ve “karaborsacılıktır” maalesef.  Örneğin elinizdeki ve piyasadaki bir ürünü toplayıp bir depoda bir ay bekletin, bir ay sonra aynı ürünü en az üç dört katına satmaya başlarsınız.  Örnek olarak verdik ama görüyoruz ki gidişat buna doğru. 
Bu vesile ile yetkilileri buradan bir kez daha uyarıyoruz, denetimler arttırılarak devam ettirilmeli ve cezalarda caydırıcı düzeyde olmalı. 
 
MESAJLAR

Zeki ÇELER: Çok ama çok geçmiş olsun. Sizin oğlan dün aniden rahatsızlanınca soluğu hastanede almak zorunda kalmışsınız. Umarız her şey yolundadır, tekrardan çok geçmiş olsun diyoruz. 

Tufan ERHÜRMAN: Eski bir CTP milletvekilinin ölümünden sonra ne siz ne de partinin sosyal medya hesabı başsağlığı yayımlamadı. Açıkçası bu durumu pek hoş bulmadık, bu tür konularda daha hassas olmanızı beklerdik açıkçası.  

Doğuş DERYA: Yerli üretime ağırlık verilmesi ve vatandaşların yerli ürün kullanması önerinizi aynen destekliyoruz ve bu konuda belki de bir kampanya bile düzenlense farkındalık adına çok iyi de olabilir. 

Ali Özmen SAFA: Kendinizi izole etmişsiniz ve artık kimse ile görüşmüyormuşsunuz. Valla en iyisi, herkes bir bahane bulup kendisini sokağa atıyor ama bu riske girmeye değmez değil mi?  

Ziya ÖZTÜRKLER: Yükseköğretim Dairesi olarak yeni hizmete soktuğunuz Whatsapp hattı ile ilgili olarak daha ilk günden teşekkür mesajları gelmeye başladı bile. Demek ki doğru bir işi daha hayata geçirdiniz. 

Ayşegül BAYBARS: Vatandaşlar bankaya gidiyor ve kredi almak için evlerini ipotek vermek istiyorlar. Tapu Dairesi kapalı olduğu içinde bu işlemler yapılamıyor. Bu konuda bir çözüm üretseniz. 

Dr. Ali PİLLİ: Bir ayda Sağlık Bakanlığının en büyük iki ihalesi iptal edildi. Bu konuda kamuoyunda da değişik tartışmalar devam ediyor. Oysa konu sağlık olunca işin içine birde zaman kavramı gidiyor ki iç vakit kaybetmeden bu işlerin hallolması gerekir. 

Halil TALAYKURT: İhale Komisyonu olarak çok titiz ve şeffaf bir süreçten geçiriyorsunuz tüm işlemleri ama bizim anladığımız ihaleye katılan firmalar aynı şekilde net değiller maalesef. 

Hasan ÖZOK: Linç kültürü yüzünden artık bu memlekette kimse yatırım yapmayacak böyle giderse. Ve kendi bindiğimiz dalı yine maalesef kendimiz kesiyoruz. 

Mehmet EZİÇ: Ülkede iş insanlarına yapılan eleştiriler artık bardağı taşırmaya başlamış.  İnsan ne çektiğini bilir elbet ama bu konuda artık sessizliği birilerin bozması mı gerekiyor acaba? 
Ersin TATAR: Bence muhalefete günlük bilgi paylaşım açılmalı ve bu kanaldan sürekli bildirimler alınmalı. Ucu açık olmayan bu süreçte tüm sorumluğu almak biraz ağır bir bedel gerektirebilir günün sonunda. 

Hasan TAÇOY: Denetimler konusunda çok daha etkin bir yapıya ihtiyaç var galiba. Zira fiyatlar artık günlük olarak değişmeye başladı bazı marketlerde. 

İsmail TİLKİ: Pek muhterem babanızı bu virüs belası yüzünden kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Merhuma Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun. 

YORUM EKLE

banner608

banner473