Cumhuriyet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı seçiminin 11 Ekim tarihine ertelenmesini oy çokluğuyla onayladı. 41 Evet, 2 Ret oyuyla karar önerisi onaylandı.
Oylamaya Fikri Ataoğlu karantina altında olduğu için katılmaz iken Sağlık Bakanı Ali Pilli de hastanede yatmakta olduğu için katılamadı. Hüseyin Özgürgün malum yurt dışında. Bir iki bakan da oylama esnasında dışarıda olduğu için katılımı 43 vekil sağladı.
Gönül isterdi ki bu karar mecliste oybirliği ile alınsın ama olmadı. YDP oylamada olumsuz oy kullandı. Aslında baktığımızda Erhan Arıklı’nın söylediği söz akla ve mantığa aykırı gelmiyor.
Ne diyor Arıklı; “Cumhurbaşkanı müzakere görevini yürütecekse, bu yetkiyi ona Meclis vermemelidir.”
Cumhurbaşkanı Akıncı’ya 5 yıl boyunca bu görevi halk verdi ama şimdi ki 6 aylık uzatmayı meclis verdi. Arada temsiliyet adına önemli bir fark var. Düşünsenize; bir birkaç hafta sonra veya iki ay sonra bir müzakere süreci başlarsa ne olacak? 
Maç sonunda gelen gol gibi bir şey bu. Örneğin bahis şirketleri bu golleri kabul etmiyor mesela. Genellikle UEFA Şampiyonlar Ligi tur maçlarında veya kupa maçlarında meydana gelen beraberlikten dolayı maça 15’er dakikalık uzatma veriliyor. Bu uzatmalar da gerçekleşen gol veya başka olaylar bet oyunlarına dâhil değildir.
Şimdi bahis şirketlerinin bile gol saymadığı bir pozisyonu biz nasıl sayacağız. Gözler kriz sonrasında da Saray’da olmaya devam edecek gördüğümüz kadarı ile. 
  
Yardım kampanyası
Toplumsal duyarlılık adına yardım kampanyalarının düzenlenmesi son derece önemli. Ama her işte olduğu gibi bu işte de fena halde bir kafa karışıklığı var. 
Zira şuan onlarca yardım kampanyası başlamış durumda. Kim, nereye, ne kadar, yardım yapıyor karışmış durumda. Hal böyle olunca da bu yardımların amacına ulaşacağını şahsen düşünmüyorum.
1999 yılında Marmara Depremini yaşamış ve gelen yardımların koordine edilmesinde yaşananları tecrübe etmiş birisi olarak şuan yapılan tüm yardımların amacının ötesine geçmeye başladığını görüyorum ve üzülüyorum açıkçası.
Zira iş insanlarımız, hayırsever vatandaşlarımız iyi bir iş yapmak arzusu ile bu yardımları yapıyorlar ama sanki amacının ötesine geçmiş bir yapı var ülkemizde.
Oysa bu gibi durumlarda tüm yardımlar bir merkezde toplanmalı, ihtiyaç sahiplerine düzenli bir şekilde bu merkezlerden yardımlar ulaştırılmalı. Eline bir iki poşet alan sokağa çıkmamalı.
Kızılay gibi kuruluşlar aslında bu gibi durumlar için var ama anlaşılan şuana kadar hiçbir girişimde bulunmamaları, hükümetin bu konuda bir yeri adres göstermemiş olması bu karışıklığa başlıca neden. 

Bravo Ahmet Benli
Kim ne derse desin benim kadar eleştiren olmamıştır Gönyeli Belediye Başkanı Ahmet Benli’yi. Çok eleştiririm ama bir o kadar da çok severim kendisini. 
Gönyeli Belediyesi, yüksek risk grubundaki 65 yaş üzeri dostlarımıza ‘Covid-19 Korumalı Tedarik Programı’ uygulamaya başladı. Bu programa göre; evden çıkmadan tüm ihtiyaçları belediye tarafından karşılanacak risk grubundaki kişilerin. İlgili kişilerin ilaçlarının temini için de Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’yle işbirliği yapılacakmış. 
Son olarak Gönyeli Belediye Başkanı Ahmet Benli'nin yayımladığı sosyal sorumluluk projesinin tüm belediyelerimize örnek olmasını diliyoruz ve kendisini tebrik ediyoruz. 

MESAJLAR
Olgun ÖNAL: Bankalar Birliği’nin aldığı kararı selamlıyoruz, hükümeti beklemeden kendi içinde yapılabilecekleri uygulamak cesaret isterdi. Umarız çekler konusunda da bir mutabakat sağlanır. 

Cengiz ERÇAĞ: Evdeki karantinadan zaman zaman bankaya gidiyorum diye çıktığınızı duyduk. Aman hocam, bilgisayar ve telefon var. Ama siz gene de benim görünmem gerekiyor diyorsanız ona da saygımız var.  

Mustafa AKINCI: Cumhurbaşkanlığı örtülü ödeneğini virüs salgını için ayırmanız güzel elbette ama normalde zaten Nisan’dan sonra o bütçe belki de sizde olmayacaktı. 

Ziver SEVENER: Fırını yakmış ve tüm bölge halkına dün pide servis etmişsiniz. Valla sizin ustaların yaptığı pidelerin de tadı bir başka oluyor. Allah kabul etsin diyelim bari. 

Mehmet HARMANCI: Lefkoşalıya moral olsun diye gezi trenini mahalle aralarında müzikler eşliğinde dolaştırma kararınızı selamlıyoruz. Gerçekten çok ince, çok güzel düşünülmüş bir uygulama. Tebrikler. 

Ersin TATAR: Dün gün boyunca ekonomik örgütlerin temsilcileri ile bir araya gelip, ekonomi alanında atılacak adımları görüşmüşsünüz. Bu görüşmelerin sonunda yeni bir ekonomi paketi açıklayacakmışsınız. 

Serdar DENKTAŞ: Başbakan Ersin Tatar ile alınacak tedbirler ve özellikle tedbirlerin ekonomiye yansımaları konusunda son günlerde telefon trafiğini artırmışsınız. Aklın yolu demek ki bir. 

Tufan ERHÜRMAN: Sağlık Bakanı Ali Pilli’ye biraz geç de olsa geçmiş olsun dileklerinizi iletmişsiniz. Siyasetin güzel yönleri işte bunlar, sonuçta herkes hizmet için siyasette. 

Kemal ALTUNCUOĞLU: Sicil affı yapılsın şeklindeki öneriniz sosyal medyada binlerce beğeni ve paylaşım aldığına göre; demek ki vatandaşın bu yönde bir beklentisi var. 

Fatma SABRİ: Millet zaten günlerdir evlerde, kebapçılar kapalı, pide salonları kapalı. Dün yaptığınız pastırmalı pideyi sosyal medyaya atınca kaç kişinin canı çekti biliyor musunuz? Bence canı çekenler için kapıdan servis uygulamasını başlatmanız gerekiyor. 

Cafer GÜRCAFER: Duyduğumuza göre yap-satçı arkadaşların işlerinde ciddi bir düşüş varmış. Herkes ekonomiyi konuşurken bu arkadaşların durumunu kimse dile getirmiyor. 

Yalçın KOÇYİĞİT: Sizde yardım kampanyasına kendi adınıza katılmışsınız ve yardım paketlerinizi ihtiyaç sahiplerine ulaştırmışsınız. Allah kabul etsin, gönlünüze göre versin. 

Okyay SADIKOĞLU: İşçi, esnaf ve iş adamlarımızın virüs nedeniyle ekonomik olarak etkilenmemeleri amacıyla MÜSİAD Kıbrıs olarak bir kriz merkezi oluşturmuşsunuz. 

Ayşegül BAYBARS: Merkezi Cezaevi’nde her şey yolunda dediniz ama mahkûmlar Pazartesini bekliyormuş. Madem her şey yolunda mahkûm arkadaşlar niye Pazartesi gününü bekliyorlar? 

Hasan TAÇOY: Avrupa Birliği kaynaklarından yararlanmak için bir girişim başlatmışsınız ve ilk sonuçlar olumlu gelmiş. Umarız o kaynaklardan da ülkemiz ve insanımız faydalanır.