Bu ülkede yurttaş resmen haykırıyor, “Yeni siyaset, yeni yüzler, yeni anlayış” diyor…
Partizanlıktan uzak, çağdaş değerleri benimsemiş, cebini ve çevresini değil toplumu düşünerek adım atacak bir “Vizyon” beklentisi var…
Memleketin en büyük sağ partisine bakıyorum önce, sonrasında az önce yukarıda yazdıklarıma göz atıyorum, ister istemez acı bir gülümseme beliriyor yüzümde…
Başkan hariç tam 4 aday var UBP’de… Biri de yolda… Edecek 5!
Tümü de sabıkalı…
Yeni vizyon değil, eski bildik köhne anlayışın temsilcileri…
Ha biri, ha diğeri… İnanın ki hiçbir şey değişmeyecek…
Ersan Saner belki biraz daha yeni ama diğerleri siyasette artık fosil nitelikli!
Saner’i sahneye iten kim diye bakında “bildik” politik oyunların mimarı olan kişi olduğunu görüyoruz maalesef!…
Peki ya diğerleri?..
Ersin Tatar… Maliye’yi yönetti yıllarca… Sadece kasayı düşündü, halkın fakirleşme sürecini başlatan adam oldu… Buna rağmen kanaatimce en iddialı aday!
Nazım Çavuşoğlu… Kabinede üç farklı bakanlığın başına geçti ama hiçbir sorunu çözmeyi başaramadı…
Ekibini tartışmalı isimlerden oluşturdu, şeffaf bir yapının temsilcisi hiçbir zaman olamadı! En zayıf halka!
Ünal Üstel!
“Bakanken herkese kapım açıktı, bir kişiyi bile geri çevirmedim” diyerek siyaset yapan bir isimden ülke adına ne bekleyebilirsiniz ki?
Oysa hedef bireylerin değil, dağ gibi yığılan sorunların çözümünü sağlayacak bir siyasi vizyon… Vizyon açısından en sıkıntılı aday!
Bir de Zorlu Töre var… Eli kulağında o da açıklayacakmış adaylığını…
Çok bir söze gerek yok… Misyon ve vizyonu belli Sayın Töre’nin… Bu dönemde hala kan revan bir siyaset mi talep ediliyor yoksa? Hiç sanmam…
Neyse…
Sayın Tatar’ı bir noktada ayrı tutuyorum çünkü adaylığını önceden açıkladı ama geriye kalan tüm adayların “BAKAN OLMADIKLARI İÇİN ADAY OLDUKLARI” gün gibi açıktır!
Ve zaten siyasi vizyonları da budur; KOLTUK!
CTP ile yapılan koalisyonu eleştiriyorlar ama eğer bugün o koltukların birinde kendileri oturuyor olsa, aday olmayacakları gün gibi açık!
Sahi, bu toplum İrsen Beyi anımsıyor herhalde…
Aylarca hükümetsiz bir yapıya hapsedildiğimiz unutulmamıştır sanırım…
UBP ve kurultay… Bu iki kelime yan yana gelince insan ister istemez telaşlanıyor azizim…
Ve son not!
Bakın şuraya yazıyorum; bu köhne zihniyetler sonrasında yeniden bir istikrarsızlık yaşanabilir… Sonuçta UBP yine iktidarda ve yine koltuk kavgası nedeniyle mahkemelere düşme lüksleri yoktur… CTP-UBP hükümetine bir şans verilmelidir, kişisel beklentiler nedeniyle toplumu yeni bir belirsizliğe sürükleme lüksleri hiçbir kimsenin yoktur!
Şunu da ekleyim; gidilen köyün minareleri bellidir… UBP’deki koltuk kavgası ve CTP’nin statik yapısı sonrasında ilk erken seçimde yep yeni bir siyasi yapı ortaya çıkacaktır, hem de güçlü bir şekilde…
