banner564

Federasyoncular ve Cimbomlular

Ülkemizde Federasyonu savunanlar ile Galatasaray taraftarı olanlar arasında inanılmaz benzerlikler var. Şöyle ki;
Bir: İki grupta inanılmaz bir sabır var. Her hayal kırıklığı sonrası yeniden ayağa kalkabilecek gücü kendilerinde bulabiliyorlar mesela. 
İki: “O gün bugün anlayışı.” İki grupta da bu anlayış en belirgin özellik. Karşılaştığınız yeni birisinin Kıbrıs konusunda görüşünün ne olduğunu, Türkiye’de hangi takımın taraftarı olduğunu çok basit bir soru ile anlayabilirsiniz. Öyle ki onlar için umut hiçbir zaman tükenmiyor. “O yıl bu yıl” sloganı, her yıl, yılbaşı gibi tazeleniyor. 
Üç: Bitmek tükenmeyen bir gaz verme durumu. Birbirleri ile iletişime geçtiklerinde acayip gaz verebiliyor bu iki gruba üye kişiler. “Aman abi hissediyorum bu sefer olacak” şeklinde birbirlerine gaz vererek ümitlerini her yıl taze tutmayı başarabiliyorlar.
Dört: Örneğin 5 yıl iktidarda kalan bir Federasyoncu Cumhurbaşkanı, geride kalan bin 825 günde olmayanı bu sefer yapabileceğini söylüyor ve karşısındaki kitleyi ikna edebiliyor. Oysa geride kalan bin 825 günde anlaşma falan olmadı. Aynı hava, aynı koşullar ile bu sefer yapabileceğine inanıyor. 

Tatbikat gibi 
Şuan KKTC genelinde grip salgını olduğunu herhangi bir doktor tanıdığınıza sorsanız hemen söyler. Bu konuda zaten mevsim ve hava şartları grip ve soğuk algınlığı için aşırı elverişli. 
Tüm dünyanın telaş ile izlediği corona virüs olayı elbette bizim de çok yakın takip etmemiz gereken ve gerekli önlem ve tedbirleri almamız gereken son derece önemli bir durum.
Ancak bu virüsün KKTC’ye gelmesi ve sonrasında yapılması gerekenler ile ilgili geçtiğimiz gün önemli bir sınav verdik toplumca. Sosyal medya kalemşörleri işi hemen abartırken başta Kıbrıs Türk Tabipler Birliği ve Kıbrıs Türk Otelciler Birliği halkı sağduyuya ve medyaya da olayı doğru duyurmaya davet etmeleri çok yerinde oldu.
İlk kuş gribi ülkemizde görüldüğünden bu yana 13 yıl falan geçti herhalde. O gün kuş gribinin görüldüğü İncirli köyünde tüm gün kümesten canlı yayın yapıyordum.
O zaman da büyük bir ilgi vardı dünkü yaşanan olayda da. Ama hiçbirinde çok şükür bir can kaybı olmadı. Ama işi bazıları o kadar abarttı ki ülke turizmi çok kötü etkilenmişti. 
Tüm dünya artık bu yeni virüslere alışmak ve buna göre yaşamak zorunda. Evde maskelerimiz yoktu ama artık var. Ne olur olmaz diye evde maskeleri hazır tutmak zorundayız. Bununla yaşamasını öğrenmemiz gerekiyor.
Ve geçtiğimiz gün Gazimağusa’da bir vatandaşın bu virüs şüphesi ile evinden alınıp Lefkoşa’ya kadar getirilmesi sürecinde bence Sağlık Bakanlığı ve Sağlık çalışanları iyi bir sınav verdiler. 
Sosyal medya kalemşörleri, karaladıkları ve üzdükleri ile kaldılar her zamanki gibi...

Lefkoşa- Beyarmudu 369 gün…
Şaka ama maalesef gerçek bir olay. Dörtlü Hükümette Maliye Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğü görevinde bulunan Anıl Kaya'nın görevdeyken gönderdiği mektup, yeni hükümet döneminde ancak ulaşabildi.
Lefkoşa’dan Beyarmudu’na 18 Şubat 2019’da gönderilen mektup 1 yıl 4 gün sonra adresine ulaştı. Bu sırada hükümet değişti, posta dairesi müdürü görevden alındı, dünya ise corona virüs diye yeni bir şey ile karşılaştı. 
Mektubu postaya vermek yerine, Lefkoşa Terminal Bölgesi’nde yere atsaydınız, inanın daha çabuk giderdi Beyarmudu’na…

MESAJLAR 

Erdoğan SORAKIN: Pek muhterem valideniz Hakk’a yürümüş. Merhumeye Allah’tan rahmet geride kalanlara sabırlar diliyoruz. Başınız sağ olsun, mekânı cennet olsun. 

Hasan UZUN: İngiltere’den dönmüşsünüz ve gelirken de bazı dostlarınıza bir valize yakın çikolata getirmişsiniz. Valla biz daha bir şey görmedik ama duyduk. Bekliyoruz şu meşhur çikolataları. 

Kudret ÖZERSAY: Geçen gün sürpriz bir şekilde Girne ilçe binasına gidip orada olanlardan seçimlerde oy istemişsiniz. Hazır ilçe ziyaretine başlamışken DP’ye de bir ziyaret yapın o zaman. 

Ayşegül BAYBARS: Kudret Bey’in Girne temaslarında yanından ayrılmamışsınız. Bu arada seçim yasakları öncesi vatandaşlık konusunda hayli yoğun bir hafta sizi bekliyor galiba. 

Tufan ERHÜRMAN: Sağduyulu açıklamalarınız her iki kesimde de yer edinirken bunun size olan yansımasını inanın çok merak ediyoruz. Zira bizim seçmen biraz agresiflikten hoşlanıyor gibi geliyor bize. 

Mustafa AKINCI: Geçen gece Girne’de bir Galeri sahibinin verdiği davete katıldınız ama ülkenin tek milli arabasının tanıtımına katılmadınız. Yerli üretime yoksa inanmıyor musunuz? 

Ziya ÖZTÜRKLER: Türkiye’de okuyacak öğrencilerimize daha fazla burs verilmesi adına Türkiye’de başlattığınız temaslar sonuç vermeye başlamış. Bu yıl burs sayısında bir artış bekleniyormuş. 

Ersin TATAR: Hafta sonu Akdoğan’da partinin Onursal Başkanı Eroğlu’nun da katıldığı bir etkinlikte size desteğini beyan etmesi yüzünüzü hayli güldürmüş. Bu arada etkinliğe katılım da son derece önemliydi. 

Erhan ARIKLI: Seçimler öncesi ziyaret ve bölge gezilerinizi arttırdığınız gözleniyor. Bu arada resmi kampanyanın başlaması ile bir iki sürpriz hazırlığı içeresindeymişsiniz. 

Fuat Türköz CİNER: Sizin dışınızdaki altı aday oldukça hareketli. Acaba uzun maraton koşucuları gibi son günlerin yaklaşmasını mı bekliyorsunuz acaba? 

Arif Salih KIRDAĞ: Son günlerde bakıyoruz da diğer adaylara karşı eleştiri dozunu iyice artırmaya başladınız. Daha seçimlere iki ay gibi bir süre var. Dozu bu kadar artırırsanız sona doğru neler olur acaba? 

Mesut GENÇ: Ankara ziyaretini bir gün erken tamamlayıp ülkeye dönmüşsünüz ve kızınızın mevlidi için gerekli hazırlıklara yardım etmişsiniz. 

Biray DELİCEIRMAK: Ömer Akama doğru söylüyormuş, ayak bastığın yerde ot bitmiyor valla. Ben olsam Tufan Hoca’nın yerinde iki ay boyunca İstanbul’dan dönmemeni sağlardım. 

Anıl KAYA: Bir deneme yapın ve aynı adrese bir mektup yazıp Lefkoşa Terminal Bölgesi’nde yere atın. Bakalım o adrese gidecek mi? Giderse de kaç günde gidecek? 

Tolga ATAKAN: Hade gene iyisiniz, 21 yıl sonra yüzünüz nihayet güldü. Böylece bugün sizin için hazırladığımız sürprize de gerek kalmadı. Rahat rahat dolaşabilirsiniz bu hafta boyunca.

YORUM EKLE

banner608

banner473