banner564

Filtre yok, kaliteli yakıt yok, zammın kralı var!

Peşinen söyleyeyim, hükümet ve Elektrik Kurumu yurttaşla dalga geçiyor… Kesin ve net!
Neden mi? Bir bir açıklayalım efendim…
Bir kere halk sağlığı hiçe sayılıyor…
Ve çok özür dileyerek söylüyorum ki, göz göre göre kanser olmamıza devlet eliyle olanak sağlanıyor…
Bakın Çevre Eski Bakanı Hakan Dinçyürek halk sağlığını düşünerek AKSA’ya filtre taktırdı… Alkışladık… KIB-TEK’e gücü yetmedi ama en azından santralde yüzde 1’in üzerinde kükürt içeren yakıt kullanımına zorunluluk getirmeyi başarmıştı… 
Uygulama yürürlüğe girme aşamasına gelmişken, “reform hükümeti” ortaya çıktı, halk sağlığını hiçe sayacak bir adım attı…
Bakan görevden alındı, yeni Bakanlar Kurulu alınan bu kararı ortadan kaldırdı…
“Ortadan kaldırdı” deyince kızacaklar şimdi o nedenle tam kararı yazayım; “Bakanlar Kurulu, elektrik santrallerinde kullanılan ve yüzde 1’in üzerinde kükürt içeren yakıt alma süresini 1 Ocak 2016’ya kadar uzattı.”
Sizi bilmem ama benim anladığım, kararın ortadan kalktığıdır!
Bu kararı zam yapmamak için aldıklarını da söyleyerek bir de üste çıkmaya çalışıyorlar, nede olsa okkalı zam kapıda ya!
Hükümet bize “sizi zehirlemeye devam edeceğim” diyor…
Daha da ileri gidiyor ve “sizi zehirlemek için sizden daha fazla para alacağım” diyor!
Al sana reform!
Başta dediğim gibi; bizle dalga geçiyorsunuz! Daha da ileri gideyim bizleri geri zekalı yerine koyuyorsunuz…
Filtre takmazsınız, kaliteli yakıt kullanmazsınız ama zammın kralını yaparsınız…
En lüksünden makam aracı alırsınız, 130 civarı partili istihdam edersiniz ama “batarız” diyerek zamma kılıf ararsınız!
Çalışanlarınız okkalı maaşlarını, bayramlıklarını, 13’üncülerini hatta elektrik paralarının kullanım bedellerini “stratejik kurumumuzdur, peşkeş çektirmeyiz” diyerek perdelemeye girişirsiniz… 
Ben uzman değilim, dünyadaki akaryakıt fiyatları dolardaki dalgalanmalar değildir görüşlerimi oluşturan…
Ama halktan fedakârlık beklerken, siz yöneticiler, çalışanlar ne yapıyorsunuz? Öncelikle bu fedakarlığı sizlerin yapması gerekmez mi? 
Aksi halde bu eleştirileri duymaya devam edersiniz…
Ha çok umurunuzda mı, hiç sanmam…
Bu halk ne de olsa tepkisizliğe alıştı diye düşünüyorsunuz, haklısınız…
Sadece homurdanırız… Bu arada siz de sinersiniz, gülle geçer, değil mi? 
O nedenle son söz Nazım Hikmet’in dizilerinden bizlere, Kıbrıslıtürklere gelsin…
Koyun gibisin kardeşim, 
gocuklu celep kaldırınca sopasını 
sürüye katılıverirsin hemen 
demeğe de dilim varmıyor ama 
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim! 
YORUM EKLE

banner608

banner473