Cumhurbaşkanlığı yarışının ilk turunda oyların çoğunu “yeni gelecek” vadeden Ersin Tatar aldı. Bunun sadece rastlantısal bir başarı veya başka nedenlere bağlamak seçmenin aklı ile dalga geçmeye eşdeğerdir. 
Çünkü “çözüm” konusunda yıllardır temcit pilavı gibi halkın önüne aynı şeyi koyanların bu topluma verecekleri bir şey kalmadığı için oy oranlarında da halkın gönlüne giremedikleri gün gibi ortada.
Halkın gönlüne girip oyu alamayan adayların yapacağı tek şey “ben mağdurum” demekten başka bir şey değildir. 
Tüm dünyada etkisi devam eden salgın henüz geçmiş değil. Hatta bizim en çok ilişkide olduğumuz İngiltere’de son ayların en zirve rakamlarına ulaşılıyor.
İngiltere’den ekonomiye dair gelen haberler içimizi daraltmaya yetiyor. Tüm dünya büyük bir ekonomik krizin içine yılbaşından sonra düşecek gibi gözüküyor. Çünkü tüm devletler şuan kıyıda köşede kalan birikimlerini tüketiyorlar.
Halkımız bu durumu çok iyi biliyor. Eğer Türkiye ile uyumlu bir Cumhurbaşkanı ile Hükümet olmazsa yılbaşından sonra büyük bir ekonomik kriz kapıda bizi bekliyor. 
Kamunun maaşlarından tutun da altyapı yatırımlarının finansmanına, ilaç paralarına veya yurt dışına sevk edilen hastalarımıza kadar pek çok kişinin gözü kulağı bu Pazar günü yapılacak olan ikinci tur seçimlerinde olacak.
Halkımız gerginlik veya başka şey istemiyor. Halkımızın istediği güven içinde sağlıklı bir gelecek. Ve tekrardan bozulan işlerin normale dönmesi. 
Yeniden normale dönülebilmesi için Türkiye ile uyumlu bir adayın Saray’da olması şart. Eğer bu olmazsa hem ekonomik olarak hem de güvenlik olarak zor ve sıkıntılı bir sürece gireceğimiz gün gibi ortada duruyor. 
Pazar günü bir tercih daha yapacağız. Ya zor olanı seçeceğiz ya da aklıselim davranıp daha iyi bir gelecek için oylarımızı vereceğiz. Bu kadar basit. Bunun altından başka başka şeyler söyleyip lafı uzatmaya da hiç gerek yok. 

Partiler kararlarını verecek
Pazar günü yapılacak olan ikinci tur öncesi gözler seçimlerde istediği sonuçları elde edemeyen siyasi partilere çevrilmiş durumda.
CTP ve YDP ilk turun değerlendirmesi ve ikinci turda hangi adayın destekleneceğini belirlemek için toplanacaklar. Dolayısıyla alınacak kararlar Akıncı ve Tatar cephelerinde heyecanla bekleniyor.
CTP’nin kararının ikinci turda Akıncı’ya olacağını çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak perde gerisinde büyük tartışmaların olacağı da bizim kulağımıza dünden bu yana geliyor. 
Yaşanacak tüm tartışmalara rağmen CTP’nin ikinci tur için Akıncı kararını alacağını da söylememiz gerekiyor. Ama dediğim gibi destek kararının 100 yüz olarak sandığa gideceğini düşünmek hayalperestlik olur.
YDP’de de bir kısım MYK üyesinin UBP’ye tepkisi henüz geçmiş değil. Erhan Arıklı başkanın bazı aile yakınlarının Tatar’a oy vermeyeceğini de gün yüzü gibi biliyoruz. Ama YDP’deki durum da aynı CTP’deki gibi. 
Yani her ne kadar kavgalar çatışmalar ve itirazlar çıksa da yapılacak bir başka seçenek olmadığından YDP’nin desteğinin ikinci turda Ersin Tatar’a olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.  
CTP’de olduğu gibi YDP’deki oyların da tümünün Tatar’a yöneleceğini düşünmüyoruz. Özellikle Genel Başkanın yakınlarının Tatar’a oy vermeyeceğini bildiğimiz gibi…
Sonuç olarak Cumhurbaşkanlığı ikinci turu için CTP’nin kararı Akıncı, YDP’nin kararı ise Tatar olacak.
HP’de ve DP’de ise işler biraz daha karışık. Onları izleyip gerekli bilgileri topladıktan sonra sizler için yarın daha kapsamlı bir yazı kaleme alacağız. 

110 bin kişi
Ülkenin seçmen sayısı artıyor ama sandığa giden kişi sayısı ne yazık ki son 10 yılda değişmiyor. Şöyle ki;
2010 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde sandığa giden kişi sayısı 113 bin,
2015 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde sandığa giden kişi sayısı 111 bin,
2018 Milletvekilliği Genel Seçimlerinde sandığa giden kişi sayısı 113 bin, 
2020 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde sandığa giden kişi sayısı 111 bin,
Bu seçimlerde yurt dışında olup da gelemeyen pek çok yurttaşımızın olduğunu biliyoruz. Pandemiden ötürü sandığa gitmeyen yaşlılarımız olduğunu da biliyoruz. Öğrenciler gelemedi, yaylada olanlar gelemedi. Bir de “nasılsa bu iş ikinci tura kalır” deyip de sandığa gitmeyenler var.
İşte tüm bunları topladığımızda sandığa gitmeyen 90 bin kişiyi buluyoruz. Hesap ortada. 

MESAJLAR
Ersin TATAR: Bu seçimler ile 2015’teki seçimleri karşılaştıranlara söyleyeceğiniz tek şey “o günkü koşullar ile bugünkü koşullar aynı değil” olmalı. Zira gerisi laf kalabalığından ibarettir. 
Tufan ERHÜRMAN: Bugün hayli kritik bir gün. Size epey yüklenecekler partide ama artık yapacak bir şey yok. Ama halkın gözünde hala iyi bir noktadasınız. 

Erhan ARIKLI: Tufan Hoca kadar olmasa da sizin için de işler zorlaşmaya başlayacak gibi gözüküyor. Zira parti içi sıkı bir muhalefet dönemine hazır olun deriz. 
Serdar DENKTAŞ: Seçimlerde sizin için koşturanlar bugünden itibaren Türkiye’deki dostlarımıza ikinci tur için koşmaya hazır oldukları mesajını vermişler. Demek ki Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak öyle dediğiniz kadar kötü değilmiş. 

Fikri ATAOĞLU: Serdar Bey kendi kararını verecektir ama sizin de DP Genel Başkanı olarak usulen bu hafta yeni bir karar üretmeniz gerekecek. Bu konuda bugün olmasa yarın bir karar bekliyor kamuoyu. 

Buray BÜSKÜVÜTÇÜ: Birileri sizin oyları çantada keklik olarak görse de biz bunun böyle olmayacağını en iyi bilenlerdeniz. Ve bu ikinci turda her oyun çok ama çok değeri var.

Alpan UZ: Sandıklarda sizin aleyhinize bazı tatsızlıkların olduğu bilgisi geldi. Neyse artık olan oldu ve torbalar doldu. Bu konuda artık yeni tecrübelere sahipsiniz. 

Fuat ÇİNER: Daha ilk günden bazı partilerden size tebrik mesajları gelmiş ama biz sizi biliriz, yola çıktıklarınızı yolda bulduklarınız ile öyle kolay kolay değişmezsiniz. 

Besim TİBUK: Geçen hafta Çarşamba günü gelemedik ama zaten sonuçların ne olacağını ilk günden beri söyledik. Acaba diyoruz adımızın önüne bugünden sonra “tavla ustası” ve “siyaset bilimcisi” olarak taytıl kullansak mı? 

Kubilay ÖZKIRAÇ: El-Sen olarak sözünde durmayan bazı belediyelerin yeniden şalterlerini indirme kararı almışsınız. Ancak bu kez ara emirleri var belediyelerin, dikkatli olun deriz. 

Serden HOCA: Anlaşılan yaş belli bir kemale erdikten sonra insan, siyasi yeteneklerini kaybediyor. Sizin durum da böyle olmalı. Artık siyasetten tamamen uzaklaşıp emekli kişiler gibi davranmanızı öneririz. 

Mahmut ERDEN: Kardeşim anladım ki siyaset sana göre değil. Bence sen kendini ticarete ada ve siyasetten de olabildiğince uzak dur.