banner564

Her şey normal de, bu mu anormal?

Gönyeli’de yaşanan olay ve sonrasında yaşananlar ülke gündeminin en üst sırasını işgal etmeye devam ediyor. Ne seçimler, ne de ekonomik kriz, şuan gündemde değil. 
Bir annenin evladına nasıl kıydığını tartışıyoruz. Anne için sosyal medyada yazılanlar ise aslında toplumun sosyal boyutta ne durumda olduğunun görülmesi adına son derece önemli.
Bu konuda uzmanların sosyal medyada yazılanları mutlaka değerlendirmesi gerekiyor. Yok dar ağacında sallandırılsın diyenler yok canlı canlı gömülmesini önerenler ve daha neler neler...
Oysa daha dün sahillerimize vuran cesetleri nereye gömeceğimizi tartışıyorduk toplum olarak. Bir anda bu insanlık dramını unutup, kendi özel dramımıza konsantre oluverdik.
Olay ne kadar korkunç olursa olsun olaya vereceğimiz tepkilerde de bir ölçü ve sınır olmalıdır. Unutmamalıyız ki o evde neler yaşandığını sadece o insanlar biliyor. Ve o insanların zaten canları yanarken toplum olarak gerek kişileri, gerekse aileleri hakkında yapılan yorumlar, onları rehabilete etmeyeceği gibi başka başka burhanlara da kapılmalarına neden olacaktır. 
Kaldı ki insanoğlunun bu gibi durumlarda daha da çok etkileşim içinde olduğu da tarih boyunca gelen bir vukudur. O yüzden toplum olarak çok zor bir dönemden geçiyoruz. Gerek ekonomik sıkıntılar, gerekse başka sosyal sorunlar nedeni ile toplumun ruh sağlığı çok da parlak değil. Bu yüzden bu tür olaylar karşısında daha soğukkanlı olmamız gerekiyor. 

Davalar başlıyor
Hükümetin, sırf iş ola iptal ettiğini açıkladığı vatandaşlıklar için bugün ara emri davaları başlıyor. Listedeki birçok kişi mahkemelere başvurarak ara emri alarak yürütmenin mahkeme sonuçlanıncaya kadar durdurulması nedeni ile İçişleri Bakanlığı’nı mahkemeye verdi. 
Öte yandan Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bertan Zaroğlu, vatandaşlığı iptal edilenleri, YDP’ye başvurmaya çağırdı. Zaroğlu konuyla ilgili yazılı açıklamasında vatandaşlığı iptal edilen 174 kişi için mahkemeye başvuracaklarını belirtti.
Zaten iş yükünün tavan yaptığı mahkemelerde bir de şimdi vatandaşlık davaları görülmeye başlanacak. İktidara geldikleri günden bu yana ülke için çok da faydalı işler yapamayan hükümetin, şimdi mahkemelere ekstra yük yüklemesi de ayrı bir tartışma konusu olarak gündemdeki yerini almak üzere. 

Bütçe’nin gedikleri
2018 bütçesi normal zamanında geçememişti seçimler yüzünden. Geçen ay geçen bütçe ise daha ilk aydan dövizdeki devalüasyon nedeni ile hızlı bir şekilde değer kaybetti.
Tüm bu olumsuzluklar yetmiyormuş gibi Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan ama bir türlü yürürlüğe giremeyen 170 milyonluk maddi destekte henüz açılmadı. 
Hükümet maaşları ödeyebilmek için iç borçlanma yoluna gitti. Hükümet sadece maaşları değil KIBTEK gibi kurumlarada yapması gereken ödemeyi yapamadı. Bu sefer KIBTEK’te borçlanmaya gitmek zorunda kaldı.
İç borçlanma ve bunun getireceği faiz 2018 bütçesinde hesaplanmamıştı veya öngörülmemişti. Şimdi gerek yaşanan devalüasyon gerekse faiz ödemeleri 2018 bütçesinin daha henüz yolun başında büyük gedikler vermesine neden oldu. Bakalım bu konuda Maliye Bakanlığı ne gibi adımlar atacak? 

MESAJLAR

Bulut AKACAN: İş dünyası, siyaset dünyası derken sonunda kendinizi sanat dünyasının kucağında bulmuşsunuz. Geçen gece sahnede dayanamayıp şarkı söylemişsiniz. Sizi dinleyenler ilk performansınızı da gayet başarılı bulmuş. 

Serhat İNCİRLİ: Dişlerinizi porselen yapmak için son günlerde hayli sıkıntı çekiyormuşsunuz. Biz de zannettik ki zayıflıyorsunuz, neyse yakında yeni dişleriniz ile göreceğiz sizi ekranlarda. 

Serdar DENKTAŞ: 2018 bütçesi son yaşanan devalüasyon ve iç borçlanmadan kaynaklanan faiz farkı yüzünden daha şimdiden sıkıntılı bir hal almış. Bu açığı nasıl kapatacaksınız?

Mehmet KORTAY: Siz de organik tarıma geçmişsiniz ve evin bahçesinde organik domates ve biber yetiştirmeye başlamışsınız. Yakında bahçeyi teftişe geleceğiz, haberiniz olsun.  

Arif EDİZER: Bu seçimlere de anlaşılan sizin seslendireceğiniz seçim şarkısı damga vuracak gibi. Zira dün ilk kez dinledik ve gerçekten de nutkumuz tutuldu. 

Eroğan SORAKIN: Dün elimize bazı anketler ulaştı. Durum çok da parlak gözükmüyor bazı noktalarda. Hele bir yer varki birincilikten dördüncülüğe nasıl düştüğünüzü biz bile anlayamadık. 

Mustafa AKINCI: Rum lider, sizin önerdiklerinizi kabul etmesinin sözkonusu olmadığını açıkladı. Şimdi ne olacak? Yoksa yeni bir öneri mi sunacaksınız kendisinine?

Dr. Derviş EROĞLU: Bölge ziyaretlerine hızlı başlamışsınız. Dün hayli sağlıklı ve keyifli gözüküyordunuz. Bu günlerde bir acı kahvenizi içmeye geleceğiz, hem anlatacaklarım var. 

Hasan UZUN: Alsancakta hesaplar karışınca sizin istasyon seçim merkezi gibi olmuş. Adaylar ve aday yakınları istasyondan bir dakika bile ayrılmıyormuş. Bu arada adınız kulüp başkanlığı içinde geçmeye başladı Alsancak’ta. 

Sadık GARDİYANOĞLU: Son günlerde sizi görenler hiç bu kadar hırslı görmediklerini söylüyorlar. Neredeyse sizin için artık partide yatıp kalkacak diyorlar. 

Hakan GÜLÜMSER: Telsim’deki görev sürenizi tamamlayıp İzmir’e dönüyormuşsunuz. Artık İzmir’e geldiğimiz de kordonda bira ve midyeler sizden. Siz de arayı açmayın ve ara sıra bu taraflara geldiğinizde bize seslenmeyi unutmayın. 

Ertan BİRİNCİ: Büyük gün öncesi son hazırlıkları yapıyormuşsunuz ve bizzat tüm organizasyon ile ilgileniyormuşsunuz. Bakalım yarın gece bizi ne gibi sürprizler bekleyecek?

Suat Durdu BORA: Yat turundan sonra hasta olmuşsunuz. Ya çok güneşte kaldınız ya da çok suda. Artık ikisinden birisi. Bu arada yatta köpük partisi verildiği haberleri doğru mu? 

Fatoş ÜNAL: 40 yıllık mankenlere taş çıkarttığınız yönünde yorumlar gelmeye başladığına göre demek ki yakında sizi podyumlarda da görürsek hiç şaşmayacağız. 

Güven ARIKLI: Akademik kariyeriniz açısından son derece olan doçentlik sınavını başarı ile vermişsiniz. Eeh artık bunu ıslatırız değil mi?  

 
POLEMİX
“Bu toplumu güçlendirmek, sosyal bağlarını yeniden yapılandırmak adına hiçbir şey yapılmadı. 45 yıldır siyasal, ekonomik ve sosyal değişkenlerdeki belirsizlikten kaynaklı olarak hep gaz sızıntısı altında yaşatıldık. Size sosyal patlama içten içe geliyor diyoruz, toplumsal ruh sağlığından bahsediyoruz ama gelen fırtınayı yetkiyi elinde bulunduranlar olarak görmemekte ısrar ediyorsunuz.”  
Sosyal Hizmet Uzmanı Barış Başel 

YORUM EKLE

banner471

banner474