banner564

Hisset ve özgürleş 

Acıyı iliklerine kadar hissetmeden ondan arınamazsın. Acıdan kaçmaya çalıştığın müddetçe acı seni her daim kovalıyor olacaktır. Acıya teslimiyeti öğrenmeden ve hep olumlu, mutlu ve pozitifin peşinden koşmaya devam ettikçe, içinde onu görmeni bekleyen acı benliğin senin onu fark etmen için her şeyi yapacaktır.
 ‘Hayatım muhteşem’ cümlesi sadece acıyı iliklerine kadar hissetmiş insanların başına gelebilecek bir durumdur. Onlar acıdan korkmamışlar, kaçmamışlar ve hayat deneyiminde birer ustaya 
dönüşme şansını elde etmişlerdir.
 Acı sana hizmet eder. Onu yok sayıyor, onu hissetmeyi istemiyor olman, onun orda oluşunun 
gerçeğini değiştirmez. Hatta senin onu yok sayman devam ettikçe o görevini yerine getirmek için, içinde daha da büyüyerek güçlenmeye devam edecektir. Bence bir insanın tamamen özgürleşmesi, acıyı hissetmeye izin vermesiyle doğru orantıda gerçekleşir. Dibine kadar korkusuzca acıyı 
bedeninde, tüm hücrelerinde hissetmeyi başardığında, o insan bu hayatta mutlaka önemli mesajlar söyleyen, anlatan birine dönüşecektir. Acı seni kendine götürecek sana özgürlüğün bütün kapılarını açacak bir katalizördür. Acıdan kaçma ve hayata teslim ol. O zaman ancak gerçekliği bilme şansını bulacaksın. O zaman ancak varoluşla tanışma şansın olacaktır. O zaman ancak sen gerçek bir kişiye dönüşürsün ve tüm korkularından özgürleşirsin. 
 Soğuk bir kış gününde denize girmek gibidir acıyı hissetmek. Ama hemen ardından bir teslimiyete girersin, tarifi olmayan bir dinginlik kaplar içini. Bu tarifi olmayan dinginliği kelimelerle 
anlatamazsın. Yaşadığın tüm acıya değmiş olur. Az önce dayanılmayacak derecede canını acıtan şey, şimdi senin armağanın olur. 
 Acıyı hissetmemek için kontrolü bıraktığında, hayat sana tüm ihtiyacın olan acıyı hissetmen için olanak sağlar ve bu senin iyiliğin içindir, özgürlüğün içindir. İnsanlar neden kontrolcüdür? Çünkü acıyı hissetmek istemezler. Tek sebebi budur. Canlarının yanmasını istemezler. Acıdan korkarlar ve bir savunma mekanizması geliştirirler. Bunun adı da kontrol olur. En sonunda gün gelir o kişinin içinde, kaçtığı acı benliği o kadar büyür o kadar gelişir ve o kadar sancılanır ki, ne yaparsa yapsın onu da kontrol edemeyeceği bir duruma düşer ve bedeni hastalanır. Artık ruhu hastalanmıştır. Bu noktada hastalığı aşabilenler, acıyı hissetmeye izin verenler olur. Bedeninin ona sunduğu hizmeti fark edenler ve acının katalizör görevi olduğunu idrak edenler hastalığı aşar ve kendini bulur. 
Onların her zaman insanlığa anlatacak önemli mesajları olur. Çünkü onlar gerçekliğe en çok 
yaklaşanlar olur. Ancak bu duruma düşmeden de acının bize sunduğu hizmeti kabul edebilir ve kontrolü bırakıp teslimiyeti seçebiliriz. Böylelikle kestirme yoldan da gerçekliğe uyanma şansı 
bulabiliriz. 

YORUM EKLE

banner608

banner473