Girne 20 Temmuz Mete Adanır Stadı’nda oynanan yirmi dördüncü hafta mücadelesinde ligin rahat konumlarında olan ev sahibi ekip Doğan Türk Birliği takımı, alt sıralardan kurtulma mücadelesi veren Dumlupınar’ı konuk ettiği maçta, oyuna sonradan giren Ahmet Çoşkun’un uzatma dakikalarında attığı gol ve yaptığı asist ile sahadan 3-2 galip ayrıldı. 2012’deki Viva World Cup milli takımında yer alan, Doğan Türk Birliği takımının 2009-2010 yılında yaşadığı şampiyonlukta büyük pay sahibi olan, ülkemiz futbolunun yetiştirdiği önemli isimlerinden olan Ahmet Çoşkun, yaşadığı sakatlıktan sonra eski formuna kavuşmakta zorluk çekmişken, dün gece adeta geçmiş zamanlara dönüş sinyali verdi. Attığı goldeki güzel vuruşunu, yaptığı asistte kontra atağa çıkarken toplu driblingini adeta özlemiştik. Oyuna sonradan girip, maçın çevrilmesine direkt olarak katkı sağlayan Ahmet Çoşkun’un yanı sıra ilerde Kenan, orta alanda Salih ve Osei, defansta Hasan iyi mücadele eden Doğan Türk Birliği takımının öne çıkan isimleriydi. Ligdeki rahat konumu itibari ile maçlara herhangi bir baskı altında olmadan çıkan ev sahibi ekip; oyun dinamiği içerisinde zaman zaman iyi bir görüntü çizse de, amacı olmayan bir ekip konumunda iken, konsantrasyonlarını üst seviyede tutmakta ne kadar başarılı olabilecekleri ise bir muamma. Dumlupınar takımı ise 1-0 yenik konumdan 2-1 üstünlüğe geçmesine rağmen son dakikalarda yedikleri iki gol, onlara adeta kötü bir gece yaşattı. Özellikle sonradan oyuna girenlerle birlikte takımın genç futbolcu topluluğuna sahip olması, yenilen son golde tecrübe eksikliğinin ön plana çıkmasına neden oldu. Öyle ki kendilerinin kullandığı köşe atışında defans bölgesinde adam bırakmamaları, kazanılabilecek olan bir puanın da önüne geçti. Bir takımın topa sahip olup hücuma geçtiği an, aslında en savunmasız olduğu andır. Çünkü topun fileyle buluşacağı anın cazibesiyle tüm dikkat ve enerji atakta toplanmış, savunma akıllardan çıkmıştır. Halbuki topun her an kaybedilebileceği ihtimali hiç bir zaman akıldan çıkmamalıdır. Yenilen son gol bu terimi adeta kanıtlar niteliktedir. İkinci yarının başında buldukları gol ile ilk yarı sergiledikleri kontrollü oyundan çıkıp, kendilerine gelen güvenle birlikte oyunu Doğan Türk Birliği alanına yıkmayı başardılar. Alan daraltıp, Tunahan ile de önde top tutma sorununa çözüm bulduktan sonra sağ kanattan Rıdvan ile de geliştirdikleri ataklarla gol aradılar. Baskı yedikleri zamanlarda ise risk almayarak ileriye uzun toplarla atağa kalkmaya çalıştılar. Bunlarda da başarılı oldular fakat futbol 90 dakika bir oyun. Bu maçı unutup ileriye bakmaları lazım.