banner564

Hükümet krizi meselesi 

Ülke yangın yerine dönmüş ana muhalefet hala daha “hukuka uygun mu değil mi?” diye boş tartışmaların peşine düşmüş. Küçük muhalefetin derdi ise bambaşka. O daha seçim yenilgisini üzerinden atamamış, tutturmuş “seçimlere müdahale var araştırma komisyonu kurulsun.”
Ben de buradan açık açık teklif sunuyorum; bizim muhalefeti kendine getirecek bir komisyon kurulsun. Bir rapor ortaya konulsun ve raporda yazanlara göre de derhal zaman kaybetmeden yazılanlar hayata geçirilsin.
Tatar, Saray’ı almış, UBP Genel Başkanlık derdine düşmüş, ülkedeki muhalefet neler ile uğraşıyor. Size bir şey söyleyeyim dostlar, bu muhalefet ile UBP en az 2 Cumhurbaşkanlığı en az 3-4 tane yerel seçim galibiyeti ve en az 6-7 tane de erken seçim galibiyeti alır. 
Vatandaşın çok umurunda yasal mı değil mi hükümet diye? Vatandaşın dersi pandemi? Pandemi yüzünden açılmayan iş yerleri, dövizin durumu, vatandaşın yaşadığı mağduriyet.
İnek yemi olmuş 130 lira bizim muhalefet hükümet yasal mı? Seçimlere müdahale yapıldı mı? Bunun peşindeler. Gidin bir köye de sorun Ahmet Dayıya, Ayşe ablaya hükümet yasal mı diye? Veya deyin ki seçimlere müdahale oldu mu, olmadı mı? biz araştıracağız diye? Diyecekler ki size “Ölünüzün koca körü.”

Bugün de yemekler UBP’den!
Bu haftaya hızlı başladık, UBP’nin adayları birer gün ara ile manifestolarını basın ile paylaştılar. Hal böyle olunca tüm basın güne UBP adaylarının verdiği kahvaltılı basın toplantıları ile başladık. 
Bugün sırada Milli Eğitim ve Kültür Bakanı ve Ulusal Birlik Partisi Genel Başkan adayı Nazım Çavuşoğlu var.  Saat 12.30’da Lefkoşa Merit Otel’de başkanlık manifestosunu açıklayacak. Davet yine yemekli.
Dün bir arkadaş dedi ki “İyi ki memlekette UBP var. En azından bu hafta iyice bir doyduk. Her gün yeme içme var.” İşin şakası bir yana UBP’nin kurultayının ülke ekonomine şu an ne kadar katkısı olduğunu da bir ekonomistin çıkıp hesaplaması gerekir diye düşünüyorum.
Sadece 5 adayın kampanya harcaması bir milyonu geçmiştir diye düşünüyorum. Bu para da şu an ülke ekonomisinin içine düşüyor ve herkes bir şekilde nasipleniyor.  
 
İstifa…
İstifa bir kişinin çalıştığı işten ayrılmasıdır. İlgili iş kanunu hükümlerine uygun çalışma sürecindeki personelin kişiye özel nedenler veya genel gerekçeler sebebiyle o işyerinde çalışma faaliyetine belirli veya belirsiz kısmi süreliğine veya süresiz olarak ara vermesi olarak da tanımlanabilir.
Ama bizde hukuk camiasının içinden gelmiş, kelli felli bir ağabeyimiz çıkıp “Seçimlere müdahale oldu, o yüzden istifa ettim” demesini, bu toplum ne unutur nede bu türden bir hadiseye pabuç bırakır. 
Bey amca; sen zaten sürenden fazla o koltukta oturmuşsun. Zaten senin çoktan o makamı boşaltman gerekirdi. Ama şimdi böyle ustan gibi “Mağdurum” edebiyatı ile o koltuktan kalkman bunca yıllık birikimlerini bir cümle ile çöpe gitmesine neden oldu. 
Kahraman olacak iken düştüğün şu duruma bir bak Allah aşkına!

MESAJLAR
Halis ÜRESİN: Merkezi İhale Komisyonu Başkanlığına atanmanızdan ötürü sizi tebrik ediyoruz. Son birkaç yılda basamakları çok çalışarak ve hak ederek iyi çıktınız. Yolunuz açık olsun. 

Mesut GENÇ: Fener-Trabzon derbisinden sonra Yakup aradı, senin için bazı özel planları varmış. Dedim “yapma”, “o yaptı ama sen ona yapma.” Marifet büyüklükte yani. Gözlerinden öperim.  

Kemal DÜRÜST: Dün uzun zaman aradan sonra sizi eski müsteşarınız Bumin Paşa ile birlikte Lefkoşa’da gördük. Hayırdır, seçimler sonrası bu Lefkoşa ziyaretini neye borçluyuz? 

Mutlu ATASAYAN: Dün Kemal Dürüst ile aynı mekanda sizde oğlunuz ile yemek yerken pişti olmuşsunuz. Bu arada siyasetten uzakta kaldığınız dönemde hayli gençleşmiş gördük sizi. Oğlunuz yanınızda kardeşiniz gibi duruyordu. 

Birikim ÖZGÜR: Sen hala daha memlekette bütçe açığı var, kriz var de, bak dün öğlen yemek yediğin yerde boş masa yoktu, ee kriz var ise bu millet ne arıyordu günün o saati orada. 

Akın AKTUNÇ: Bugünlerde biraz yoğunluğum var, ama sana gene de bir randevu vereceğim, ne de olsa büyüğümsün. Hımm önümüzdeki hafta 6 Kasım’da tavlanın karşısına oturalım mı? Ha 6 Kasım başka bir şey çağrıştırıyorsa öncesi veya sonrasında da karşılaşabiliriz. 

Gürsel UZUN: Geçen akşam İskele’de deniz kenarında bir balıkçıda bazı eski dostlar ile bir araya gelip hayli keyifli bir vakit geçirmişsiniz. Gündemimizde kurultay yok deseniz de tüm sohbet kurultay üzerineymiş. 

Cemal ÖZYİĞİT: Bence çarşı karışmadan partinin toparlanması adına etkin muhalefete dönmenin tam zamanı. Yoksa bu gidişle yakında sizi de gönderecek bazıları. Bizden söylemesi. 

Tolga ATAKAN: Tamam, anladık bir süre sessiz kalmayı tercih ediyorsunuz ama en azından ara sıra öksürün falan da sizin de burada olduğunuzu anlayalım yani. 

Sibel TATAR: Türk kamuoyu Ankara ziyaretiniz sırasında maskenizdeki Lefkara işini konuşuyormuş. Hatta bazılarına hediye göndermek için birkaç tane daha yaptıracakmışsınız bu maskelerden. 

Arif Salih KIRDAĞ: Dün sosyal medyaya attığınız mesaj sanki de bir veda mesajı gibi algılandı. Yoksa 40 yıldır mücadelesini verdiğiniz seçimlerden vaz mı geçiyorsunuz? Durun daha hele, daha çok seçim var önümüzde. 

Dr. Ali ÇAYGÜR: Sizin şu berber aradı gene. Ne masaja ne de saç sakal kestirmeye gitmiyormuşsunuz. Acaba berberi alıp bakanlığa mı gelsek, madem vakit yok, hem iş yaparsınız hem de berber tıraşını yapar. 

Feriha YİĞİTTÜRK: Sizi yeniden sahalarda görmek ne güzel. Üstelik hayli formda da gördük sizi. Bu arada dün farkınızı bir kez daha hissettirdiniz, hayli çalışılmış ve güzel bir sunum oldu, tebrikler. 

Eray MERTTÜRK: Pek muhterem valideniz hakka yürümüş. Merhumeye Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun, mekanı cennet olsun.

YORUM EKLE

banner471

banner474