banner564

Hüzün konuşabilseydi eğer

 Gözleri birden hüzünlendi. Anlayamadı bir anda neden bu kadar hüzünlendiğini. Tekrar denedi neşeyi bulmayı. Ama neşe kaçmıştı, ‘şimdi ben buradayım’ dedi hüzün. ‘Hayır seni istemiyorum’ dedi. ‘Sen niye varsın ki? Beni sadece üzüyorsun’ dedi hüzne. Hüzün de ona ‘ben neşeden farklı değilim, bu farkı yaratan senin algın’ dedi. ‘Benimle neşeyle olduğu kadar barışık olmayı öğren dedi. Çünkü benim de varlığım en az neşe kadar gerçek’ dedi. ‘Beni istemeyişin de beni üzüyor’ dedi hüzün. ‘Beni neden hissetmek istemiyorsun? Ben sana birçok şey öğretmiyor muyum, anlatmıyor muyum? Hatta ben sana neşeden daha çok şey veriyor ve öğretiyorum. Ben senin yaratıcılığının bile kaynağıyım aslında. Sen benim sayemde birçok deneyim yaşıyorsun. Seni kendi gerçekliğine bile götüren benim. Neden benimle barış yapmıyorsun hala? En çok benim sayemde öğrenmedin mi, gelişmedin mi, kim olduğun sorusuna cevap bulmadın mı?’  

  Bir an durdu düşündü. Gerçekten de öyleydi. Ama yine de hüznü istemiyordu. Her şeye rağmen onun gelişi, onu her defasında yoruyordu. Hüzün onu tekrardan konuşmaya davet etti. ‘Sen benimle iş birliği yapmayı, gelişimi kutlamayı, benimle tamamen barış yapmayı öğrendiğinde ve benden korkmaktan, kaçmaktan vazgeçtiğinde seni daha az ziyaret edebilirim. Çünkü benim mevcudiyetimi kabul etmiş olursun. O noktada da ben sana kendi varlığımı illa ki kanıtlamam gerektiği inancından çıkarım. Çünkü beni görmezden geldiğinde ben de varlığımı daha çok göstermek istiyorum’ diye cevap verdi. Anlıyordu ne demek istediğini ama hüzün geldiğinde yarattığı hissi hiç sevmiyordu. Bu hisle nasıl barışacaktı? Nasıl tamamen kabul edecekti onun mevcudiyetini? 
  ‘Sen sadece beni gör ve sakin ol. Panikleme. Benden kaçma. Diğer duyguları davet etmek için bir an önce aceleyle işe koyulma. Önce beni hisset. Beni kabul et. Bana bak. Beni sevmeyişini gör ve beni sevmeyişini de kabul et. Beni sevmek zorunda değilsin ama beni inkar edemezsin. Çünkü ben geldiğimde beni yaşamak zorundasın. Sen beni görmezden geldiğinde benim sana gelme sebebimi algılamayı zorlaştırmış olursun sadece. Kendini daha çok yormuş olursun. Çünkü ben görevimi yerine getirmeden zaten gitmem. O yüzden diğer duyguları kovalaman ve bir an önce onlara erişmen çok anlamsız olur. Senden ricam benim varlığımla barış, sana amacım zarar vermek değil, senin bazı gerçek bilgilere erişmen için sadece bir katalizör olmaktır.
  Zorlandı ama kabul etti sonunda. Deneyecekti; artık onun her gelişine farklı bir bakış açısıyla yaklaşıp, onu selamlayacaktı. Onu seveceği anlamına gelmiyordu; onu kabullenip ona sunacağı hizmetleri kucaklayabileceği anlamına geliyordu.   

YORUM EKLE

banner471

banner474