banner564

İngiliz siyasetçiler ve bizimkiler!

Dinlediniz, izlediniz ve okudunuz değil mi?
Birleşik Krallık’ta sandıkların sayılması sonrasında seçimi kaybeden üç parti başkanı istifa etti..
İşçi Partisi Başkanı Ed Miliband, Liberal Demokrat Parti'nin lideri Nick Clegg, Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi’nin başkanı Nigel Farage…
“Başarısızız” dediler…
“Halk düşüncelerimizi benimsemedi” dediler…
“Yeni düşüncelere, yeni soluklara fırsat vermeliyiz” dediler…
Sonuçların çıkmasıyla çantalarını alıp evlerinin yolunu tuttular… 
Oysa, “vatandaş bizi anlamıyor” diyebilirlerdi…
“Aslında biz bir önceki seçime göre şöyle bir oy aldık ve bu başarısızlık değildir” diyebilirlerdi…
“Sandıklarda oyun oynandı” diyebilirlerdi…
“Milletvekillerimiz yeterince çalışmadı” bile diyebilirlerdi…
Ama demediler…
“Halk bizi istemedi, düşüncelerimizi benimsemedi, bu koltukta oturmamızın anlamı yoktur” diyerek, halkın mesajı doğrultusunda çekildiler…
Dünya Cameron’un tek başına iktidara gelmesini konuşurken, bizim gibi “engelli demokrasi” sahibi ülkelerde seçimin başka yönleri ön plana çıkıyor!
Evet; Cameron tek başına iktidara geldi… Ama ben burada Miliband’ın, Clegg’in ve Farage’in istifasını yazacağım…
Onlara bizim gibi “geri kalmış” siyasetçilerin varlığını anımsatıyorum…   
Anımsatıyorum çünkü biz de bir seçimi geride bıraktık… 
Peki ne oldu sonrasında? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde seçim mağlupları neler söyledi, hangisi istifa etti?
İlginçtir, KKTC’de kimse seçim kaybetmiyor ne hikmetse…
Mesela yerel seçime girerken 12 belediyen var, çıkarken 5 kalıyor… AMA BAŞARILISIN !
Ya diğeri… Seçimden tek bir belediye başkanı ile çıktı! AMA O DA BAŞARILI!
Ya da Anayasa referandumuna bakalım…
Dört siyasi parti oturup anayasa değişikliği paketi hazırladı , halk “size kalsın yaptığınız değişiklik” mesajı verdi… Hiç biri de sorumluluğu üzerine alma şerefini göstermedi! Tabii ya YİNE BAŞARILISINIZ!
Cumhurbaşkanlığı seçimini “referandum” zihniyetine soktunuz, “vatan satanlarla” siz vatanperverler arasında bir yarışa döndürdünüz ama halk bunu da yemedi…
Doğru ya! Siz gene BAŞARILISINIZ… Sorun Eroğlu’ndaydı… 
Kameraların karşısına çıkıp, “istifa ediyorum” diyemediniz…
Bu nasıl bir koltuk aşkıdır Ya Rabbim!..
Son cümlemde şu; bu yazıyı Hüseyin Özgürgün ve Serdar Denktaş’a ithaf ediyorum…
YORUM EKLE

banner608

banner474