Tuhaflıklar ülkesiyiz. Bir grup aydın geçinen solcu, sosyal medyada bir kampanya başlattı ve Büyükkonuk’ta gerçekleşecek Eko-Gün etkinliğini Boykot etme çağrısında bulundu.
Elbette herkes düşünce ve fikir özgürlüğüne sahiptir. Ancak Eko-Gün denilen şey, Büyükkonuk bölgesinde yetişen ürünlerin, el emeklerinin hem sergilenmesi hem de satışının yapılmasını sağlayan bir organizasyon.
Efendim, Büyükkonuk Belediye Başkanı hata yapmış ama belde halkı bu hatasına rağmen yine aynı başkanı seçmiş. O yüzden cezalandırmak için boykot çağrısında bulunuyorlarmış.
21. yüzyıldaki kafaya bak. Bunu yapanlarda güya solcu ve aydın kesim. Emekçiyi cezalandırmaya yönelen, kendisi gibi düşünmeyeni linç etmeye yeltenen bu insanların tümü aslında dünya literatüründe Faşist olarak değerlendirilirken bizde ne hikmetse “solcu” ve “aydın” olarak değerlendiriliyor.
Bir öğretmen dostumuz bu insalar için sosyal medyada “terörist” nitelemesi bile yapabilecek kadar kedinden geçmiş. İyi de kim bu teröristler. İşte bazıları…
Gasp, istismar ve polis
Son günlerde gasp, hırsızlık ve istismar suçlarında gözle görülür bir artış yaşanıyor. Gün geçmiyor ki bu konuda ajanslara yeni bir haber düşmesin.
Öğrenci sayısı, turist sayısı ve çalışan sayısına KKTC’nin de artan nüfus sayısı etkilenince polis kuvvetlerinin sayısı oldukça az kalmaya başladığı da bilinen bir gerçek.
Polisimiz, esrarcıları mı kovalasın, hırsızlarla mı uğraşsın yoksa kazadan kazaya mı koşsun. Dava sayısı, olay sayısı sürekli artıyor ama Polis sayısı aynı kalmaya devam ediyor.
Hükümetin biran önce Polise takviye yapması kaçınılmaz. Zira artan suç oranlarının önüne ancak böyle geçebiliriz. Bir başka önemli noktada yasalarımızın da bu güne göre yeniden uyarlanmış olması gerekiyor. Özellikle “istismar suçu” için daha caydırıcı cezalar, ceza hukuk sistemimiz içinde yer almalıdır.
Trump gibi olmak
ABD Başkanı Donald Trump, seçildiği günden bu yana dünya kamuoyunun gündeminden düşmüyor. Hareketleri, diğer liderlere olan tavırları ile hep gündemde kalmasını biliyor.
Son olarak BM’nin zirvesinde tüm gözler yine kendisindeydi. Kendi kendini övdüğü konuşmasına genel kurulu izleyen liderler tarafından gülücüklerle tepki gösterilse de o yine kendini önde göstermeyi başarabildi.
Donald Trump ile Maliye Bakanımız Serdar Denktaş’ı bir ara düşündüm ve birçok ortak özelliğe sahip olduklarını fark ettim. Nasıl mı?
Birincisi: Turmp’da Denktaş’ta “ben” merkezciler. Birisi dünyayı diğeri KKTC’yi yönettiği düşünüyor.
İkincisi: En olumsuz anda bile mutlu olabilme kabiliyetine sahipler.
Üçüncüsü: Gücü ve iktidarı sevdikleri kesin
Dördüncüsü: Ülke yönetimleri ikisinin de aile yönetimi gibi. Ha ülke ha aile misali.
MESAJLAR
Mehmet HARMANCI: Son günlerde vatandaşlardan yoğun şikayetler gelmeye başladı Dumlupınar bölgesinde yarım kalan park ile ilgili olarak. Bu parkın akıbeti ne olacak?
Tolga ATAKAN: T izinleri konusunda biz aydınlandık ama hala daha bu konuda kafa karışıklığı var. Hazır bu hafta hükümetteki 8. ayınızı dolduruyorsunuz bu konuda geniş bir açıklamaya ne dersiniz?
Salih HAFIZ: Kurultay çalışmalarında yakın dostlarınızdan ayrı düşmüşsünüz. Neyse vardır her halde bir bildiğiniz. Bakalım yarışın sonunda kim galip çıkacak.
Mustafa AKINCI: Gördüğünüz gibi ABD tamamen bir gezi olarak kaldı. Neyse hazır oraya kadar gitmiş iken sizde torunla vakit geçirin bari. Sonuçta o kadar yol gittiniz değil mi?
Metin ATAN: Pazartesi günü grev yapıp meclisin önünde son dönemdeki zamları protesto edecekmişsiniz. Bazı sendikalar size destek verirken bazı sendikalardan çıt çıkmamış.
Serdar DENKTAŞ: Eylül ayı da geride kaldı. Artık yavaş yavaş 13. maaşları hazırlamak için çalışmalara başlasanız iyi olacak. Zira geçmişte geç veren ve taksit taksit ödeyeni vatandaş unutmadı.
İsa DİREK: Talep olması halinde göreve hazır olduğunuzu söylüyormuşsunuz. Ee Bakanınız da Gazimağusalı olduğuna göre bir fırsatını bulup bunu kendisine iletin.
Zeki ÇELER: Dün gerçekleşen İhtiyat Sandığı Yönetim Kurulu toplantısı sonucunda 2 Ekim’ den itibaren iştirakçiye verilen faizi %13’ten %19’a yükseltmişsiniz. Artık vatandaşın biriken parası daha çok değerlenecek desenize.
Niyazi ŞANAL: Salamis Gardens projeniz bütün detayları ile Propertync Magazine dergisinin 100. sayısında geniş bir şekilde yer almış. Başarılarınızın devamını diliyoruz.
Nazım TOPCAN: Pek muhterem valideniz Hakkın rahmetine kavuşmuş. Merhumeye Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun.
Okyay SADIKOĞLU: Dünya’nın en prestijli gıda fuarlarından World Food’da KKTC’yi kendi kahve markanız ile temsil edecekmişsiniz. Bakalım fuara katılanlar ile nasıl işbirlikleri oluşturacaksınız.
Naci BAYRAMOĞLU: Bu yıl ilk kez Güneş köyde düzenlenecek nar festivali için tüm çalışmaları başlatmışsınız. Bu arada Nar festivalinin organizasyon komitesinde yer aldığınıza göre sizde narı çok seviyorsunuz demek ki.
Gökhan SARAÇ: Hazır nar demişken sizde durumlar ne? Bir yandan siyaset diğer yandan üretim işleri nasıl gidiyor? Bu yıl nar rekoltesi ne kadar olacak?
Durali GÜÇLÜSOY: Yavaş yavaş zeytin hasadı için hazırlıklara başlamışsınız. Bu arada zeytin toplama için adama ihtiyaç duyarsanız seslenin. Bu yıl 100 ton yağ bekliyormuşsunuz bahçelerden.
Fehmi OKTAY: Şu tropikal fırtına bize de gelir mi? Yoksa bu da ekonomik kriz gibi Türkiye’den sonra bizi etkiler? Bu konuda kulağımız sizde.
POLEMİX
“Sağlıklı beslenmek için yetişkin bir kadının yapması gereken zorunlu gıda harcama tutarı günlük 22,64 TL, aylık 679,20 TL, yetişkin bir erkek için günlük 23,62 TL, aylık 708,60 TL, 15-19 yaş çocuk için günlük 24,80 TL, aylık 744 TL ve 4-6 yaş çocuk için günlük 16,43 TL, aylık 492,90 TL’dir. Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (Açlık Sınırı) 2.625 TL’dir.”
KTAMS Başkanı Güven Bengihan
