Siyaset odaklı bir habercilik anlayışımız var…
Toplum da aslında siyaset yapmayı seviyor, medya da böyle şekilleniyor…
Çünkü daha önce de çok yazdık, bizim siyasetimiz YALAN üzerine kurulu…
Demek ki yurttaş da seviyor bunu… Zaten sevmese YALAN MAKİNELERİNİ sırayla iktidara taşımazdı…
Gene nereden geldik bu konuya; tabi ki siyasilerin hiç bitmeyen –ECEK-ACAK’lı konuşmalarından…
Duydunuz mu? Kamu Reformu’nun eli kulağındaymış!
Birkaç haftaya bitermiş!
Gerekli mi kamuda reform?
Kesinlikle gereklidir…
Peki ama kamudaki sorunların büyük bir bölümünü çözmek reforma mı bağlıdır?
Mesela kamuda çalışan arkadaşların işe giriş çıkış saatini reform mu çözecek?
Mevcut kamu görevlileri yasasında bu sınırlar yok mu?
Elbette ki var…
Peki bu sınırlara uymayanlara ceza var mı?
O da var!
Peki bu sorunu çözmek için neden reformu bekliyorsunuz?
Cevap yok!
Çünkü hepimiz biliyoruz ki; kamu reformu yasallaşsa da bu mantıkla o da meclisteki tozlu raflarda yerini alacak…
Aynen iyi idare yasası gibi…
Yasa güzel ama isteyen istediği gibi uyguluyor…
İstemezse de uygulamıyor…
Bize yeni yasalar da lazım elbet ama öncelikle gereksinimimiz, zihniyet değişimidir…
Neden herhangi bir bakanımız kamu görevlileri yasasını uygulamıyor?
Elinden tutan mı var?
Hep en basit örneği veriyorum; saat 7:30’da iş başı yapmayan kamu görevlisine neden tabi olduğu yasanın ilgili maddeleri uygulanmaz?
Ya da keyfine göre örneğin öğleyin “yasaya aykırı olmasına rağmen” kapanan daireler var…
Neden ilgili bakan bu konuyla ilgili sorumlulardan hesap sormaz!
Yasa dışı bir konuda sendika da çalışanına sahip çıkmaz, medya da!
Siz hiç işe saatinde gitmediği için ceza alan ve bundan dolayı da ceza verenin eleştirildiği bir örnek gördünüz mü?
Göremezsiniz, çünkü yok böyle bir örnek!
Özetle; kamu reformundan medet umup bunu Cumhurbaşkanlığı seçiminde siyasi bir kazanıma çevirme gayreti var şu günlerde…
Olsun! O da olsun! Şikayetim yok!
Ama yeter ki bir yasayı geçirdikten sonra uygulayın!
**
Örneği biraz daha büyütelim mesela…
Başkanlık sistemi… Sayın cumhurbaşkanımız da gündeme getirdi…
Adaletin olmadığı, alanın memnun, satanın memnun olduğu bir düzende başkanlık sistemine geçseniz ne fayda?
Neymiş efendim, bakanlar teknokrat olacağı için partizanlık olmayacakmış!
Eee, başkan yapamaz mı partizanlığın dik alasını?
Atadığı bakandan partilisinin işini halletmesini talep edemez mi?
Eder, bal gibi…
Dürüst biriyse ve yapmazsa, başkan onu görevden alamaz mı?
Alır, bal gibi…
O zaman sistemi değişmek değil, zihniyeti değişmektir aslolan…
Aynen kamu görevlileri yasasını es geçmeyip uygulamak gibi…
Tabii değişmek, gelişmek, topluma daha iyisini yaşatmak gibi bir düşüncemiz varsa…
Sahi, var mıdır?
