Kimsenin bugün ve yarın ne olacağına dair tek bir düşüncesi yok, herkes anı yaşamanın peşinde. Hal böyle olunca da ülkede tam bir kaos ortamı oluşuyor. Örneğin hükümet karar alıyor ve işletmelerin kapanacağını söylüyor ama kapalı kalan işletmelere ne gibi destek sağlanacağından kimsenin haberi yok.
Dün sabah KAR-İŞ Başkanı Fuat Topaloğlu’ndan bir telefon aldım ve Lefkoşa Terminali’ndeki ofislerine gittim. Başkan ve beraberindeki yaklaşık 40 şoför arkadaş ile birlikte günü ve gündemi değerlendirdik. 
Biz kahvelerimizi içerken açık olan bir ve ikinci sınıfların da kapandığı haberi geldi telefonlarımıza. Herkes şaşkın, bir arkadaş atıldı “Ee ne olacak ben şimdi şoför tuttum arabama. Kim ödeyecek bu kişinin maaşını?” Diğeri lafa girdi daha öbürü tamamlamadan, “Ben iki akü değiştim daha yeni ve beş bin lira ödedim. Arabalar yatarsa bu aküler de ölecek? Seyrüsefer parası ödeyen, elindeki üç beş kuruş ile arabasını hazır hale getiren şoför esnafı bir kez daha bir bilinmezliğin içine girdi. 
Ayrılmadan önce bir esnaf arkadaşın söylediği ise günün en önemli sorusuydu, “Ben 30 yıldır bu devlete vergimi ve sigortamı düzenli ödüyorum, pandemi oldu iki kere zorla bin beş yüz aldık. Yıllardır ödediğim paranın karşılığı bu mu?” 

Değişiklik iyidir
Son günlerde herkesin dilinde Sağlık Bakanı Dr. Ali Pilli var.  Gerçekten çok ama çok zor bir dönemde bakanlık koltuğuna oturdu. Daha bakanlığının ilk günlerinde geçen yıl sineklerden dolayı bulaşan hastalık yüzünden epey zor günler geçirdi. 
Ardından Sağlık Bakanlığının depolarında kullanım süresi geçen tırlar dolusu ilaçlar ile gündeme geldi. Yeni hastane tartışmaları ise hiç bitmedi.
Tüm bu tartışmaların içinde yılbaşından sonra dünya ve biz Corona ile tanıştık. Mart ayından bu yana gerçekten 7/24 görev başında oldu Sağlık Bakanlığı personeli ve Sayın Bakan.
Bir buçuk yılda iki müsteşarla çalıştı ama önceki geceki programda çok net gördük ki hem sinirleri yıpranmış hem de yorgunluktan ötürü dikkati dağılmış Sayın Pilli’nin.
Bence biraz dinlenmesi gerekiyor.
Futbolda bile maç esnasında orta saha ile bazen forvet oyuncusu yer değiştirir maçın seyrine göre. Veya takım defansa döner ve forvet oyuncusu orta sahaya veya defansa yardıma gelir ve bir müddet orada oynar. 

Adana’da öksüz kaldık
Nerdeyse günübirlik bu köşede aramızdan ayrılan değerleri sizlerle paylaşıyoruz. Kebapçı Zekai Usta, Ramazan Özçelik’i birer gün ara ile kaybetmiştik. 
Dün bir acı haber de Adana’dan geldi. 2002 yılından bu yana Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Adana Fahri Konsolosu olarak görev yapan Ali Şakir Tıltay ağabeyimiz, Covid-19 tedavisi gördüğü hastanede yaşamını maalesef yitirdi. 
Kıbrıs’tan Adana’ya hangi bakan gitse hemen koşup onları alır, Adana’nın en güzel yerlerinde misafir ederdi Ali ağabey. Pek çok kez farklı heyetler ile bu şehre gitmiş ve her seferinde bizleri büyük bir zevk ile ağırladığına şahit olmuştum. Kıbrıs Türkü’nün gerçek dostuydu. Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine sabırlar diliyoruz.

MESAJLAR
Dimağ ÇAĞINER: Dün turizm sektöründeki son gelişmeleri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile birlikte değerlendirmişsiniz. İki yıllık bir master planından söz ediliyor. 

Orhan TOLUN: KITSAB üyelerine verilen teşviklerden faydalanamayan üyeler için de bir çalışma başlatmışsınız ve bugün bu konuda bazı önemli kararlar alacakmışsınız.

Fuat TOPALOĞLU: Bir kulağınız hükümetten gelecek haberlerde diğer kulağınız üyelerin isteklerindeymiş. Bu arada olası bir anlaşmazlık durumu için de bir eylem komitesi oluşturmuşsunuz. 

Oğuzhan HASİPOĞLU: Yeni yaşınızı dün kutlamışsınız. Ancak bir arkadaşın elinizi öpmesini anlayamadık doğrusu. Daha o kadar yaşlı değilsiniz ki. Biz sizi bildik bileli saçlarınız hep beyazdı. Neyse yeni yaşınız mutluluk getirsin. 

Dr. Ahmet KÂŞİF: Sağlık alanında alınan bazı kararlardan sonra adeta saç baş yolduğunuzu duyduk. Valla bu konuda inanın yalnız değilsiniz. Pek çok kişi sizinle aynı durumda maalesef.

Ersin TATAR: Seçimler öncesi takım içinde bir değişikliğin hem size hem de ülkeye iyi geleceği konuşuluyor. Bakalım bu konuda nihai kararı ne yönde alacaksınız. Zira kamuoyunda böyle bir beklenti oluşmaya başladı. 

Ziya ÖZTÜRKLER: Ülkeye gelen yükseköğretim öğrencilerinin karşılaştığı sorunlar sosyal medyada kötü propagandaya dönüşmeye başladı. Bu konuda çok ciddi önlemlerin alınması şart oldu gibi.  

Selim GÖKBÖRÜ: KIB-TEK çalışanlarına PRC testi yapılması için özel bir hastaneyle anlaşmışsınız ve tüm çalışanların testleri belirli bir periyotta yapılacakmış. 

Sanlı ÇOBAN: Devlet Piyangosunun 8 Eylül çekilişinde 900 bin TL’lik büyük ikramiye Gönyeli’de size çıktığını duyduk. İnanın çok sevindik. Zaten sizi kardeşimiz gibi biliyorduk, şimdi çok daha seviyoruz. Ee bize ne düşecek bu işten? 

Oktay KAYALP: “Çözüm süreci zemini müsait değil, ışık görünmüyor” diyerek seçim öncesi aslında herkesin bildiği ama kimsenin cesaret edemediği durum tespitini yapmış oldunuz. Umarız sol siyaset bunu görür. 

Osman IŞISAL: Dün ailecek hayli hareketli ve stresli bir gün yaşamışsınız. Neyse ki çok şükür şimdilik her şey yolundaymış. Büyük geçmiş olsun diyoruz. Durum o kadar panik olacak gibi değil, sakin sakin süreci tamamlarsınız inşallah. 

Zeki ÇELER: Dün başlattığınız imza kampanyasına bakalım kaç vekilden imza gelecek. Ancak görülen o ki diğer muhalefet parti vekilleri pek destek çıkmayacak gibi gözüküyor. Neyse pazartesi sonucu hep birlikte öğrenmiş olacağız. 

Biray DELİCEIRMAK: Hem hükümet istifa etsin diyorsunuz hem de imza kampanyasına destek olmuyorsunuz. Yani istiyorsunuz ki her şey sizin istediğiniz ve dilediğiniz gibi olsun. Yok öyle bir dünya…