Mademki sendikalar sokağa inecekler veya işyerine gitmeyecekler o zaman peşin söyleyeyim hiçbir tedbir ve önleme gerek yok. Kesin batacağız.
Nasıl mı? Size örneklerle durumu anlatayım.
Kıbrıs Türk Hava Yolları batma sürecine girmişti. Üstüne birde kötü yönetimler ve saçma sapan kararlar eklenince batış süreci çok daha hızlanmıştı. 
Ama esas bitirici nokta da sendikadan gelmişti. Ücretlerde indirime karşı çıkmış ve uzun süreli grevler ile sürecin hızlanmasına neden olmuştu.
Lefkoşa Türk Belediyesi de benzer nedenlerle krizi girmişti. Olağanüstü tedbirlerin alınması gerekiyordu. Belediye yönetimi ile sendika uzun soluklu bir kavgaya girmiş ve belediyenin batış süreci çok hızlı bir şekilde gerçekleşmişti.
Bu örnekleri çoğaltmak daha da mümkün. Ama uzun uzadıya burada yazmanın da bir manası yok sevgili okurlar. En az sizler kadar Ekonomik Paketi beğenmedim.
Ama bu paketi beğenmedim diye zil takıp oynayacak değilim veya bu paketi beğenmedim diye işe gitmemezlik, grev veya sokağa inecek de değilim. 
Eğer devleti batırmaksa niyetimiz yarından tezi yok yakalım mangalları yiyelim içelim şu kalan son günlerimizde. 
Ama eğer bu devleti yaşatacaksak, çoluk çocuğumuzu düşüneceksek yapılacak olan tek şey “Yapıcı eleştiriler ile hükümetin doğru kararları alabilmesini sağlamak.”
Unutmayalım hepimiz aynı geminin içindeyiz. Ve şuan hepimiz görüyoruz ki gemi su alıyor.  Ve hükümet gemiden su tahliyesi için bir dizi karar aldı. Bu kararları beğenmeyip, gemi içinde iş bırakma, grev yapma veya isyan çıkartmak geminin batmasını sadece hızlandırır.
Dediğim gibi doğru kararların alınması adına birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Yoksa gemi battığında içinde sadece Başbakan ve bakanlar olmayacak. Hepimiz olacağız. 
Müteahhitler Birliği, Belediyeler Birliği, Sendikalar ve Sivil Toplum Örgütleri daha sağduyulu, daha yapıcı olmak zorundalar. Eğer olmazlarsa kesin batarız ülkece. 

Maliyeci kafası
Açıklanan paket çok net bir maliyeci kafası ile yazılmış. Tamamen tasarrufa dayalı, tamamen küçülmeye yönelik. Ekonomi her alanda küçülmeye gidecek bu tedbirler ile.
Hükümet bu tedbirleri açıklarken 1. Paket diye açıkladı. Yani bunun arkası gelebilir demeye getirdi işi. O halde iş vakit kaybetmeden ekonominin yeniden büyütülebilmesi için radikal kararlar alınması gerekiyor. 
Bir kere ana itici güç olan inşaat sektörünün çok hızlı bir şekilde bu krizden çıkması gerekiyor. Bunun için de bazı önlemler ile bazı ekonomik kararların alınması gerekiyor.
•    Tapu devirleri sırasında ki bekleme süresi (Güvenlik Araştırması) bir haftayı geçmemeli.
•    Yabancıların birden çok daire alabilmesinin önü açılmalı. (Arazi hariç, bina, konut gibi)
•    Yabancıların dükkan alabilmelerinin önü hızla açılmalı.
Bu gibi kararların hiç vakit kaybedilmeden alınması, ekonominin büyütülmesi ve ekonominin çarklarının yeniden dönebilmesi adına son derece önemli.

Teşekkürler Vakıflar Bankası
Kamu bankalarından olan Kıbrıs Vakıflar Bankası bu döneme özel bazı kararlar aldı. Son derece önemli bu kararları almasından ötürü kendilerini kutluyoruz ve başta özel bankaların da buna benzer kararlar üretmesini bekliyoruz. İşte Kıbrıs Vakıflar Bankası’nın aldığı o kararlardan bazıları…
Kredi hesaplarının 3 aylık gecikmesinden ötürü ekstra bir faiz alınmayacak. 
Faiz oranları düşürüldü, Türk Lirası’nda yüzde 6, yabancı para biriminde yüzde 2 oldu.
2018’de yüksek faizden kredi alanların faizlerinden yüzde 5 düşülecek. 
Önümüzdeki üç ayda dosya masrafı, pul ücreti gibi ekstra masraflar alınmayacak.
Bu zor dönemde Sağlık Bakanlığına katkı olarak 300 bin Türk Liralık bağış yapılacak. 

MESAJLAR
Teberrüken ULUÇAY: Valla her şey Gazimağusa’da bulunur derken Coronavirüs’ü kast etmemiştiniz herhalde. Ama o bile ilk kez Gazimağusa’da bulunduğuna göre artık inandık size. 

Cafer GÜRCAFER: Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği olarak gemileri yakma kararı almışsınız. Kesinlikle bizde bu paketi beğenmedik ama batan gemiyi bir de yakarsak o zaman kesin batarız. 

Mahmut ÖZÇINAR: Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği’nde bazı üye belediye başkanlarının tepkilerini anlamak ile birlikte bu krizden nasıl birlikte çıkarızın da düşünülmesi gerektiğini hatırlatmakta fayda var. 

Güven BENGİHAN: Bir yandan gazetelere demeç verirken diğer yandan da ev işleri yaptığınızın sesleri yayına kadar geliyordu. Valla on parmağınızda on marifet var. 

Tufan ERHÜRMAN: Bankalar konusunda sizin biraz daha cesur olmanızı beklerdik. Özellikle bir hukukçu olarak bu sürece çok daha müdahil olup, yasal yönden destek vermeniz gerekiyordu. 

Cengiz ERÇAĞ: Kıbrıs Vakıflar Bankası’nın aldığı kararlar son derece yerinde ve önemli oldu. Umut ediyoruz ki diğer özel sektör bankaları da vakit kaybetmeden benzer kararları üretebilirler. 

Dr. Ali PİLLİ: Sağlık Bakanlığı duyurularının tek merkezden iletilmesi için açılan WhatsApp hattı son derece yerinde bir karar olmuş. Sizi ve ekibinizi tebrik ediyoruz. 

Mustafa GENÇ: Sosyal medyada okuduğum en anlamlı en çözüm odaklı yorum herhalde sizinkisiydi. Ama hala daha umut var. Şarkıda dendiği gibi bazen sıfırdan başlamak gerek. 

Hasan TAÇOY: Açıklanan ilk önlem paketi tam bir maliyecinin kaleminden çıkmış gibiydi. Tamamen tasarrufa ve küçülmeye yönelikti. Ekonomi bakanı olarak siz ne diyorsunuz bu pakete? 

Ahmet MAHİREL: Bence bu krizi bir fırsata dönüştürüp evlere paket pizza servisine başlayabilirsiniz. Gerçekten videodaki gibi ise yaptığınız pizzalar valla yetiştiremezsiniz siparişleri. 

Erhan ARIKLI: Pakete sinirlenip hasta olmak yerine kendinizi bahçe işlerine vermişsiniz ve yazlık sebzelerin ekimini tamamlamışsınız. Çeri domates de ektiniz mi bari? 

Kudret ÖZERSAY: Kapalı Maraş’ı açacağım derken bir an da memleket Kapalı Maraş gibi oldu iyi mi? Bence bir Lefke’ye gidip birkaç gün kalmanızda fayda olabilir. 

Serdar DENKTAŞ: İki yıl önce “Daha bunlar iyi günlerimiz” derken bu günleri mi kast etmiştiniz yoksa daha da ileri ki günleri. Bu konuda bir netlik lazım. 

Mustafa BULUTOĞLULARI: Tamam, haklısınız, kızmakta da haklısınız ama kızarken bile belli kurallar içinde kızmamız gerekiyor. Öfkeyle kalkan zararla otururmuş derdi eskilerimiz. Daha sakin daha yapıcı eleştiriler ile devam ediyoruz.