Hükümet etmek elbette ki ciddi iştir…
Günü geldiğinde “toplum yararı” için elini masaya vurmayı bileceksin…
İşte o gün, oy kaybını göze alarak “doğru”yu yapmaktır hükümet etmek…
Bugüne kadar oldu mu derseniz, ben pek görmedim derim…
Beklemeye devam edelim o zaman…
Ama git gide işler sarpa sarıyor…
Önüne gelen hükümeti tehdit ediyor…
Tabi bunun bir alt yapısı var…
Süreç içerisinde kim tehdit etse, eylem silahını çıkarsa hükümet hemen “sınırlarını zorlayarak” yanlış olduğunu bile bile adımlar attı, atmaya da devam ediyor…
Ama bu ruh hali pahalıya patlayacak belli ki!
Baksanıza Çiftçiler Birliği Başkanı çıkıp, “şunu yapın bunu yapın, yapmazsanız, Tarım Bakanlığı’nı yıkmaya geleceğiz” diyor…
Vurguluyor başkan; “Biz eylem yapmaya değil, bakanlığı yıkmaya geleceğiz”
Bak sen!
Benim vergimden oluşan devlet maliyesinden yağmur yağmadı, kuraklık parası…
Sel oldu ekinler heba oldu, tazminat parası…
Buğdaydı, arpaydı, mazottu şuydu buydu… Kamuda çalıştığın halde bir ton parayı cebe indireceksin (İşi sadece tarım hayvancılık olan azınlık grubu tenzih ederim… Onlara saygım sonsuz)
Sonra da benim vergimle yapılan Bakanlık binasını yıkacaksın…
Vay yahu!
Ya da son günlerde bir başka örnek; El-Sen…
Kurumda iyi işlerin yanı sıra, ihalesiz işler, partizan istihdamlar da toplumun gözü önünde yaşandı…
O nedenle haklılık haksızlık noktasında değilim…
Yapılan açıklamaların hükümetin ne kadar aciz bir noktaya geldiğini göstermesi açısından rahatsızım…
Ne diyor El-Sen?..
“KIB-TEK Başkanı’nı görevden alırsanız süresiz greve gideriz”
Bak sen?
Ben vergi vereceğim, benim vergimle maaşını alacaksın, sonra da istemediğin bir karardan dolayı beni elektriksiz bırakacaksın…
Vay yahu!
XXXXXXXX
Artık bu hükümet bir an önce kabuk değişmelidir…
Daha önce de yazdım yine yazıyorum… Meclis’teki dört siyasi partinin (CTP-UBP-DP-TDP) bir araya gelip teknokrat bir hükümet ataması ve radikal kararları geçiş döneminde alması sağlanmalıdır…
Aksi takdirde CTP’de yaşanacak başkanlık değişimi sonrasında oluşacak yeni hükümet de ayni sorunları yaşayacak…
Yeni hükümet de sendikaların, bazı sivil toplum örgütlerinin ya da bazı iş insanlarının maskarası olacak!
Gerçek anlamda bir takım kişilerin ve zümrelerin statükosunun sarsılacağı yasaları ancak seçim korkusu olmayan bir teknokrat hükümet yapabilir…
Toplum bu düşünceyi benimseyip baskı grubu oluşturmazsa, yine bildik manzaraları yaşamaya devam edeceğiz…
Artık yeni bir sayfa açma zamanıdır, bu da ancak dört siyasi partinin de elini taşın altına koymasıyla mümkündür!…
NOT: Türk Dil Kurumu’na göre maskara :
1- Eğlendirici, sevimli, güldürücü, soytarı, hoş (sıfat)
2- Şerefsiz, onursuz, haysiyetsiz, rezil (kimse)
