banner564

“Kızları da alın artık askere” 

1967’lerde Türkiye’de Erkin Koray çılgınlığı vardı. Birçok genç onun gibi giyinip onun gibi saçlarını uzatıyordu. Erkin Koray Aşk Oyunu albümünde “Kızlarıda alın artık askere” diyordu. 
Vicdani retçilerle hemfikir olmayan bir grup kadın, geçtiğimiz hafta askerliğe başvurmak için Asal Şube’ye gitti. Eğer Vicdani Ret bir haksa, kadınlarında bu isteğine aynı mantık çerçevesinde bakmak gerekir.
Özgürlük ve haklar herkes için eşit ve ulaşılabilir olduğu zaman bir mana içerir. Vicdani Retti savunanlar bunun bir hak olduğunu düşünüyorsa kadınların da askere alınmasına destek vermelidirler. 
Dünyada benzer uygulamaları var. Mesela en yakını tam karşımızda İsrail’de. İsrailli kadınlar da erkekler gibi zorunlu askerlik hizmeti yapıyor. Mecburi hizmet süresi kadınlarda 2; erkeklerde 3 yıl.
Finlandiya'da askerlik, 18-60 yaş aralığındaki her erkek için zorunlu. Kadınlar gönüllü askerlik yapabiliyor.
Norveç'te Kadınlar da gönüllü askerlik yapabiliyor.
İngiliz Ordusu'nda kadınlar, doğrudan düşmanla temas ve öldürme olan birlikler haricinde her görevde yer alabiliyor.
Türk Ordusu olmak üzere birçok orduda da profesyonel asker olarak kadınlar görev yapıyor. KKTC’de Güvenlik Kuvvetlerinde de “Uzman” olarak görev yapan kadın askerler bulunuyor.
Madem böyle bir talep var, madem demokrasi var, o zaman Hukuk ve Siyasi İşler Komitesi bu düzenlemeyi de Vicdani Ret Yasası içine koymalı. 
 
“Eşeği önce kaybettirip sonra buldurmak”
Kıbrıs’ta öğrendiğim en güzel atasözlerinden bir tanesidir, “önce eşeği kaybettirmek, sonra da bulup, sevindirmek”
Malumunuz geçen haftanın gündemiydi KIB-TEK. İki konu dile getirmiştik bu köşede. Birincisi Tarifeler İkincisi KIB-TEK’in hurda ihalesi.
Her iki konu hakkında da KIB-TEK’ten açıklama geldi. Birincisi için “gecikme zammı olmayacak” denildi. İkincisi için “fark ettik, düzeltilmesini istedik” dediler.
Ama her iki açıklamada da basını ve bunu gündeme getirenleri suçladılar. Oysa dedikleri gibi “normal” bir durum olsa “anormal” bir şey yapmak zorunda kalmazlardı. Hem yaptıklarını normalmiş gibi göstermeye çalışıyorlar hem de hatalarını düzelttiklerini basın açıklamaları ile dile getiriyorlar.
“Eşeği önce kaybettirip sonra buldurmak” bilinen en eski sahtekârlıktır. Birinin zaten sahip olduğu eşek hileyle alınıp tekrar geri verildiğinde o kişi sevinip, bulmasına yardım edeni kahraman ilan eder. Sevinci arasında eşeğin en başta nasıl ortadan kaybolduğunu sorgulamayı da unutuverir. Bu denklemde eşek değişkendir. Yerine her şey uyarlanabilir.  
Tıpkı günümüzde KIB-TEK’in yaptığı gibi… 

“En az 25 bin öğrenci kaybedeceğiz.”
Diyalog TV ekranlarında geçen hafta çok sık tekrarladım. Kayıtlara geçsin diye birde buradan yazayım. “Eğer 2019 Öğretim yılı sonunda Yükseköğretim ’de 100 Bin rakamı yeniden yakalanırsa tavuk gibi gıdaklayacağım ekranlarda”
*Türkiye’deki ekonomik kriz, 
*Türkiye’deki yabancı öğrenci sınırlamasının kalkması, 
*YÖK’ün KKTC üniversiteleri için aldığı kararlar. 
Kimse tehlikenin farkında değil. Ancak TC Elçiliğin yaptığı çalışmaya göre her bir öğrenci ortalama KKTC ekonomisine 17.500 ABD doları bırakıyor. Üniversite sahiplerinden taksiciye kadar ekonominin birçok unsuru bu paradan payına düşeni alıyor. Hatta yerel yönetimler bile.
Birçok kişi borçlanarak yurt yaptırdı, evini öğrenci evine dönüştürdü. Gelecek yıl bu yatırımcılar ne yapacak? Başta yurt sahipleri olmak üzere esnaf batacak. YÖDAK, Milli Eğitim Bakanlığı hatta Hükümet bu konuda uyumaya devam ediyor. 
Bizden söylemesi. Tavuk gibi ben mi bağıracağım yoksa altın yumurtlayan tavuklardan birisini daha kestiğimiz için vatandaşımız mı? 

MESAJLAR
Hande TİBUK: Çin’den KKTC’ye turist getirmek için atağa kalkmışsınız. Hazır oralara kadar uzanmışken şu Fener’e de bir golcü bulursanız hayır dualarımız sizinle olacak. 

Sadık GARDİYANOĞLU: UBP Lefkoşa ilçesinin ertelenen yeni yıl yemeğini geçtiğimiz hafta sonu yapmışsınız. Miting gibi kalabalık bir ortamda yaptığınız ateşli konuşma, hafızalara kazındı. Bu arada sahneden birilerine yaptığınız gönderme ise merak konusu oldu. 

Mustafa AKINCI: Mademki sosyal medyada sizde artık tartışmalara katılma kararı aldınız demek ki ortalık yakında pek şenlenecek.  Hele şu cumhurbaşkanlığı konusu var ya, oo neler neler yaşanacak. 

Güller KARAMALLI: İş ve sanat hayatından sonra siyasete girmeye karar vermişsiniz ve YDP ile söz kesmişsiniz. Bakalım konserlerini kaçırmadığınız ünlü sanatçılar size siyasette destek olacaklar mı? 

Tufan ERHÜRMAN: Vicdani Ret konusunda sizden ayrı düşünen parti vekilleriniz durumu krize çevirecekler gibi gözüküyor. Üstelik tüm bunlar Şubat ayının tam başında olacak gibi. Şu Şubat ayı bir gelip geçseydi iyi olacaktı. 

Serdar DENKTAŞ: Turizmden sonra diğer altın yumurtlayan tavuk konumundaki yükseköğretimin de kellesi gitti. Önümüzdeki yazdan sonra ülke komple batarsa hiç şaşmayın olur mu? 

Cemal ÖZYİĞİT: Ay sonuna tüm üniversite rektörlerini toplantıya davet etmişsiniz. Umarız bu toplantıda önemli tedbir kararları alınır ve biran önce yürürlüğe girer. Yoksa durum çok vahim. 

Baki AYGÜN: Sonunda sizde dayanamayıp sosyal medyadan isyan etmişsiniz son günlerde yapılan atamalara. Hani ya HP atamalarda önce liyakata bakacaktı. Aynı tas, aynı hamam durumu. 

Kudret ÖZERSAY: Cumhurbaşkanın size yönelik eleştirilerini okudunuz her halde. Neyse biz o konuya hiç girmeyeceğiz. Ama şu vicdani ret konusunu memleketin başına siz açtınız bunu nasıl temizleyeceksiniz biz onu merak ediyoruz. 

Kemal Deniz DANA: Eski halinizden eser kalmamış. Neredeyse 3-2 oranında zayıflamışınız. Sizi gören tanımakta bile güçlük çekiyormuş. Birde şu sakalları kesseniz hiç fena olmayacak hani. 

Ersin TATAR: Türkiye’nin eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek markette boş alış-veriş arabası ile dolaşırken görüntülenmiş. Bu görüntülerden sonra ekonomi nereye gidiyor diye sormak biraz abest olacak gibi. 

Tolga ATAKAN: KKTC sürüş ehliyetlerinin Türkiye’de de geçerli olabilmesi adına başlatılan çalışmalarda sona gelinmiş. Gerçekten yıllardır kanayan bir yaranın önüne geçilmiş olacak bu hamle ile. 

Özdil NAMİ: Geçen hafta yaptığımız öneriyi yeniliyoruz. Gelin sadece KIB-TEK konusunda bir basın toplantısı düzenleyin ve karanlıkta hiçbir şey kalmasın. 

Filiz BESİM: Kalkanlıya yapılan yaşlı bakım evi ile ilgili olarak daha ilk haftadan çok olumlu mesajlar gelmeye başladı. Bu arada bu merkeze yurt dışından da talepler gelmeye başlamış. 

Mesut GENÇ: Pek muhterem halanız hakka yürümüş. Merhumeye Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun. 

POLEMİX
“Denetim, devletin en önemli görevidir ve maalesef bunu gerektiği gibi yerine getiremiyor. Her geçen gün yüzleştiğimiz olumsuzluklar, bizi kedere boğan olayların esas nedeni budur. Devlet otoritesinin 3 önemli bacağı olan yasa yapma, yasayı uygulama ve denetlemenin tam olmadığı durumlarda, kim iktidara gelirse gelsin başarılı bir yönetimden söz edilemez”
 Eski Meclis Başkanı Dr. Sibel Siber

YORUM EKLE

banner608

banner474