banner564

Lahmacun

Hiç aklımıza gelir miydi bir gün canımızın lahmacun çekeceği ve imkan olmadığı için yiyemeyeceğimizi. Veya bol mantarlı pizza. Şahsen hayat yolculuğu sırasında çok zor günlerden geçtim ama böylesine ilk kez şahit oluyorum.
Dün Karantina Hastanesine çevrilen Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nden kardeşim gibi sevdiğim dostum Oğuz Köse aradı. Oğuz gönüllü olarak karantina merkezinde hemşire olarak çalışıyor ve bir aya yakın bir süredir tek başına kaldığı ev ile hastane arasında gidip geliyor. 
Bu sürede ne evladını görebiliyor ne de bir başkasını. Uyuyor, kalkıyor işe gidiyor, eve gelip yeniden uyuyor. Ve şuan en riskli ekibin içeresinde yer alıyor.
Oğuz ile uzun yıllara dayanan bir dostluğumuz olduğu için geçen bir aylık süre içinde zaman zaman telefonda da görüşüyoruz. Gece gece nöbetteyken aradı. Hoş beş sohbetten sonra “Canlarının bir şey çekip çekmediğini” sordum.
Oğuz “Abi valla günlerdir çok ama çok yoğun olarak çalışıyoruz tüm ekip olarak. Öyle yemek falan aklımıza bile gelmiyor çoğu zaman iş yoğunluğundan. Ama geçen gece nöbette iken doktorumuz ve diğer arkadaşlarla konuşurken konu lahmacuna geldi ve canımız çekti. Şuan her yer kapalı olduğu için bir yerden sipariş de veremiyoruz” dedi.
Bir düşünün, Coronavirüslü hastalarla canla başla çalışan bu ekibin canı lahmacun çekmiş ve sipariş verememişler. Onların motivasyonu her şeyden daha önemli şuan.
Hemen bir arkadaşımı aradım ve kapalı olan işletmesinde bir saat üretim yapabilmesi için gerekli izinleri aldırdım. Gerekli malzemeleri de sevgili Hasan Sungur ağabeyim halletti.
Ve dün akşam sımsıcak lahmacunları akşam yemeğine yetiştirdik. Kapıdan teslim ettim siparişlerini. Oğuz ile telefonda konuştuk, “Abi valla öyle canımız çekiyordu ki hiç sorma” dedi ve teşekkürlerini iletti.
Sevgili okurlar, bizler şuan evlerimizde ailelerimiz ile birlikte bu salgının geçmesini bekliyoruz. Ama Oğuz gibi onlarca kişi, büyük bir risk alarak, bu virüsün bulaştığı kişilere yardım etmeye çalışıp çok kutsal bir görevi yerine getirmeye çalışıyor.
Bu vesile ile tüm sağlık çalışanlarına buradan şükranlarımızı sunuyoruz. Sizler gerçekten bir kahramansınız. Bizler evimizde ailelerimiz ile birlikte huzurlu bir şekilde vakit geçirirken sizler hastaların başucunda bekliyorsunuz büyük bir risk alarak. Bunu asla unutmayacağız…

Hepimizi devrimci yaptı
Tüm dünyayı kasıp kavuran bir dizi var son günlerde. Öyle ki her geçen gün binlerce kişi bu dizinin yeni müdavimleri arasında gidiyor. Öyle ki başrol oyuncuların sosyal medya hesapları her saniye artmaya devam ediyor. 
20 milyona yakın takipçileri var dünyada. Ve evde geçirdiğimiz şu karantina günlerinde çok fena halde bizi de sarmış durumda. Kuzey ve Güney Kıbrıs’ta da binlerce kişi İspanyolların çektiği La Casa De Papel izliyor.
İspanya virüs ile boğuşurken çektikleri dizi bir virüs gibi bizi ekranlara bağlamış durumda. Çok uzun bir aradan sonra ilk kez bu kadar uzun ekran başında kalmaya başladık. Neredeyse akşam yemeğinden hemen sonra sabahın ilk ışıklarına kadar izliyoruz Devrimci soyguncuları.
Profesör ve arkadaşları gerçekten bir efsane oldular bu karantina günlerinde. Hatta öyle ki evde hanıma ve çocuklara dizideki gibi şehir isimleri taktım ve artık birbirimize öyle sesleniyoruz. Neyse gene beni çağırıyor, bulaşıklara yardıma… 
 
MESAJLAR
Hasan SUNGUR: Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği olarak basın mensupları başta olmak üzere kamuda çalışanlar için özel hijyen paketleri hazırlamışsınız. Gerçekten bu kesimi düşünen pek yoktu, çok teşekkür ediyoruz. 

Nazım ÇAVUŞOĞLU: Bakanlık olarak bir yenilik daha getirmişsiniz ve artık üniversite öğrencileri WhatsApp üzerinden direkt olarak bakanlığa ulaşıp istek ve sorunlarına çözüm bulabilecekmiş. 

Hasan TAÇOY: Sicil affı konusunda dün bir takım temaslarınız olmuş ama henüz o müjdeyi kamuoyuna veremediniz. Bu konuda Merkez Bankası Başkanı direniyor diye duyduk. 

Ayşegül BAYBARS: En azından bu da bir şeydir ve içeride yatanları şartlı kurul ile serbest bırakma yoluna gitmek. En azından cezaevinin içi bir nebze olsun rahatlayacaktır. 

Kudret ÖZERSAY: Şu Londra’dan gelecek olanlar içinde sadece öğrenciler değil bazı önemli kişilerin yakınları da olduğu yönde haberler gelmeye başladı. Bu konuda halk biraz tedirgin. 

Ersin TATAR: Birçok siyasi an itibari ile ortalıkta gözükmüyor, hatta bizzat sizin atadığınız bakanlar da dâhil. Bu süreçte günahı ile sevabı ile halkın karşısında olan yine tek başına sizsiniz. 

Cemal ERDOĞAN: Devlet belediyelerden katkıyı kesti ama siz zaten çok uzun zamandır belediye olarak katkı alamıyordunuz zaten. Keşke sizin gibi belediyelere ayrıcalıklı bir düzenlemeye gidilmiş olunsaydı. 

Fırat ATASER: Dün tüm çalışanlarınızın maaşlarını eksiksiz olarak ödemişsiniz. Birçok belediye ve kurum kesintilere giderken sizin gitmemeniz dikkatlerden kaçmadı. 

Prof. Dr. Füsun YILDIZ: Tüm dünyayı etkisi altına alan bu kriz döneminde sizin aramızda bulunmanız bence bu ülke için büyük bir şans. Birikimleriniz bu süre içinde çok önemli. 

Oğuz KÖSE: Paşam lahmacunları beğendiniz mi? İsterseniz size bu akşam da çiğköfte veya pizza yaptırayım. Siz bu halk için bu kadar büyük bir fedakarlık yaparken ne lahmacunun ne de bir başka şeyin lafı bile olmaz. Kendinize ve hastalarımıza lütfen iyi bakın. 

Hüseyin EZGİN: Ünlü dizi La Casa De Papel’de Nairobi’nin beklenmedik vefatı sizi derinden üzmüş. Başınız sağ olsun diyoruz, artık gıyabında bir mevlit okutursunuz evde değil mi? 

Anıl KAYA: İlk günler temizlik sonra yemek falan derken dün bir baktık ki evdeki aletlerle kavga etmeye başlamışsınız. Eğer bu durum biraz daha uzarsa evdekilerin durumlarından endişe etmeye başlayacağız. 

Mustafa VAROL: Duyduk ki bu yaz sonuna leylekler sizin evin çatısından bir şeyler bırakacakmış. Eşiniz Meryem Hanım olmak üzere tüm aileyi tebrik ediyoruz şimdiden. Hadi hayırlısı. 

Kutlu EVREN: Karantina günlerinde ev halkı ile tavla oynaya onaya tavlanızı hayli geliştirmişsiniz. Anlaşılan karantina sonrası birçok kişinin canını yakacaksınız tavlada.

YORUM EKLE

banner608

banner474