Birilerini karalamak, birilerine çamur atmak bu ülkede en sık başımıza gelen ve en çok yapılan işlerin başında gelmeye başladı. 30-40 tane satan gazeteler türedi.
 Şuan günlük olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde 30 yakın gazete çıkıyor. Bu 30 gazetenin sadece 4-5 tanesinin günlük tirajı Bin rakamının üzerinde. Geriye kalanların tümü maalesef tetikçilik için ayakta duruyor. 
Bu konuda özel televizyonlar ile devlet televizyonuna büyük görev düşüyor. En azından şöyle bir kural getirilebilir; 500 adet satışı olmayan gazeteler ekranda okunmasın. Hatta devletin verdiği MİK ihaleleri içinde benzer kural getirilmeli.
Yoksa gerçekten bu işin önünü alamayacağız. Bugün bende kendi adıma bir gazete kurup, yarın sevmediğim ya da para isteyebileceğim potansiyel kişileri hedef seçip, gazete pek ala kurabilirim.
Aynı durum sosyal medya üzerinden yayın yapan internet siteleri için de geçerli. Bakın 20 yıldır Kuzey Kıbrıs’ta gazeteci ve televizyonculuk yapan birisi olarak ne geçmişte nede bugün bir tane bile internet sitesi açmadım. 
Oysa birkaç bin liraya var olan sitelerin çok daha iyisini yapabilecek bir site açabilirdim. Birçok kişi ‘ortak açalım’ diye teklif yaptı, hepsini reddettim. Bazıları ‘başka isimle bizim sitemizde yaz’ dedi onları da reddettim.
Çünkü bazıları beğenmese de biz bu ülkede şerefimizle onurumuzla gazetecilik mesleğini icra ediyoruz. Ve bugün bu köşe KKTC’de en çok okunan köşe olarak anketlerden çıkıyorsa bunun nedenlerinden bir tanesi de çizgimizi hiçbir zaman değişmemmiş olmamamızdan ötürüdür.
Buradan bir kez daha sesleniyorum. Yakında Meclisimiz açılacak, biran önce medyamızdaki bu kaosa son verilmeli ve bu konuda belli bir standarttı yakalamak için kurallar konulmalı. Yoksa gerçekten bu işin çivisi çıkmak üzere.

Üstüne gidilmeli

İçişleri eski Bakanı Kutlu Evren hakkında “sahte vekâletname ile mal devri” davası ile ilgili bazı basın yayın organlarında yayınlanan ve eski bakanın adının da geçtiği haberleri üzüntü ile okudum.
Ben Kutlu Evren’i öyle 20 yıldır falan tanımam, şunun şurasında samimi olalı 3-4 sene oluyor. Ama bu üç dört senede kendisini yakından tanıma şansım oldu ve ailesi başta olmak üzere Evren’in yakın dostlarını tanıdım.
Gazetelerde yazanların tümü yalan dolan haberler. Az önce size yukarıda anlattığım türden yayınlar. Ama mademki bu habbeleri gündeme getirdiler. Ben Kutlu Evren’in yerinde olsam bu iddiaları ortaya atanların ve bu iddiaları yayınlayanların peşine düşerim.
Hepsini ıspatlamaları için dava ederim. Eğer ıspatlayamazlarsa onları kamuoyu önünde rezil ederim. Bence Kutlu Evren bu konuda yazılı açıklama yapmak yerine hemen hukuk mücadelesine girmeli ve bu olayların üzerine gidip, kendisini ve ailesini karalamak isteyenleri yargı önünde hesap verdirtmelidir. Kutlu Evren’e yakışan bu olayın üstüne gitmesi ve konunun yargı üzerinden temizleninceye kadar takipçisi olmasıdır.

Neden?

Başbakan Ersin Tatar soruyor, “Yeniden müzakere sürecine başlamak için bizim bilmediğimiz bir neden mi var?” Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ABD ziyareti öncesi bu soruya yanıt vermesi gerekiyor. Gerçekten neden bir kez daha o masaya oturuyoruz ki? 
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile ortak görüşme randevusunun kesinleştiği, görüşmenin 28 veya 29 Eylül’de New York’ta gerçekleşeceği haber verildi.
İşte bu haberden sonra Başbakan Ersin Tatar’da sordu “Yeni bir durum mu var” diye. Gerçekten de ne demeye New York’a gidileceğiz k? Bu görüşmenin sonunda ne elde edeceğiz veya ne elde etmeyi bekliyoruz?
Bu konulara bir açıklık getirmeden bu görüşme turistik bir geziden öte geçmeyecektir maalesef. İşte bu yüzden Başbakan Ersin Tatar’ın sorusu son derece yerinde ve önemlidir.

Fuat Oktay'dan müjde
Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, KKTC'den giden gençlerle bir araya geldiği toplantıda "KKTC'de böyle bir kamp yapabiliriz. Çok güzel yerlerimiz var. KKTC Başbakanımız Ersin Bey ile de konuştuk"  demiş ve müjdeyi vermiş, KKTC'ye gençlik kampı kurulsun.
Kesinlikle bu fikri destekliyorum, kesinlikle bu konuda hızlı bir şekilde adım atılması için takipçisi olma sözünü veriyorum. Çünkü gerçekten büyük bir eksiklik bizim için bu tarzda bir gençlik kampının olmayışı. 
Umarım bu konuda süreç hızlı işler ve biran önce kamp yeri ve kap programı belli olur ve gelecek yaz tatiline yetiştirilir.

Dua
Türkiye’de ki kalış süremiz biraz daha uzadı sevgili okurlarımız. Malum Annemim sağlık sorunları nedeni ile yaklaşık 10 gündür Bursa Yüksek İhtisas Hastanesindeyim. Sizlere yazılarımızı buradan gönderiyorum. Bu hafta bizim için önemli. Zira annem bir dizi ameliyat geçirmek zorunda. Dualarınıza ihtiyacımız var. şimdiden çok teşekkür ediyoruz sizlere…