banner564

Memleketin geldiği nokta

Bize “dedikoducu” diyorlar. Çünkü yıllardır bu sayfada siyasi kulisleri yazıyoruz. Beğenenler için bir kahraman iken çoğu zaman beğenmeyenler için “dedikoducu” ,“satılmış” veya benzeri yakıştırmalara maruz kalıyoruz.
Oysa bir günden bir güne çıkıp da bir siyasetçinin “helal olsun adama, doğru yazdı” dediğini henüz görmedik. (1999’dan beri KKTC’de Televizyon programı hazırlıyorum, 2003’ten beri de her gün yazıyorum).
Bir kez daha nasıl bir memlekette yaşadığımızı görmek adına son derece güzel bir örnek yaşıyoruz son günlerde. 15 aydır kucak kucağa oturanlar, kucaktan indikleri için şimdi kucaklarına oturduklarına feryat figan ediyorlar.
Biz 15 ay önce HP’lileri eleştirirken bize söylemedik laf bırakmayanlar şimdi bizim 15 ay önce söylediklerimizin de ötesine geçip eleştirilerin dozunu arttırıyorlar.
Siyasetin içine düştüğü bu duruma artık midemizde alıştı. O yüzden sakın bu yazıyı bir usanma, bir bıkkınlık yazısı olarak düşünmeyin. Yo aksine artık alıştık bu durumlara.
Hükümetten gidenler eski ortaklarını, hükümete gelenler yeni ortakları hakkında demediklerini bırakmıyorlar şu günlerde. 
Bir başka durum ise yalakalık kuyruğunda yaşanıyor. Kurultayda veya sonrasında Ersin Tatar’a yapmadığını bırakmayanlar, onun liderliğini sorgulayanlar, şimdi bir numaralı Ersin Tatar’cı oldular mesela. 
İşte böyle bir ülkede yaşıyoruz, siyasetin dibe vurduğu noktada sanki sadece birileri dibe vuracakmış gibi düşünüyoruz. Oysa dibe batan gemide iyilerde var kötüler de. 
Makam ve mevki uğruna şu günlerde yapılanları gördük sonra, gelecek için kaygılanmalarım bir kez daha artıyor. Toplumun gittiği nokta gelecek için daha kaygı verici bir hale geliyor.
Ha tüm bunları yaparken “diğerleri” gibi yapıp tereyağı gibi üste çıkmak gibi bir hedefimde yok. Dedik ya, gemi batarken iyilerde batıyor, kötülerde nasılsa…

Taçoy istifa edecek mi?
İki gündür tartışma konusu olan UBP Genel Sekreteri ve çiçeği burnunda Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy’un iki koltuktan bir tanesini bırakıp bırakmayacağı tartışılıyor.
Samimi fikrimi söylüyorum. Zaten kendisinin yüzüne de söyledim. Ben olsam “Bakanlık görevini almazdım veya bakanlık görevini vermezdim.”
Bir yıldan az bir süre sonra Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Arada her an bir “erken genel seçim” durumu da kendiliğinden gelişebilir. Bunu zaten herkes söylüyor uzun zamandır.
Böyle bir ortamda, partiyi kim toparlayacak? Partiyi kim seçimlere hazırlayacak? Lefkoşa ilçesinde makamı, mevki olmayan vekil kalmadı.  Kim koşturacak sokaklarda?
Bu saatten sonra en doğru kararı yine kedileri verecek. Ama en başından kararın doğru verilmesi gerekiyordu. İş bu noktaya gelmeden yani. Şimdi bu saatten sonra istifa etse vay, görevden alınsa vay. Her iki durumda da işimiz kısacası nanay. 

Adam gibi adam
Bakın tüm eski bakanlar konuşuyor. Herkes birbirinin üstüne çullanmaya çalışıyor. Tek bir bakan hariç. 
Turizm ve Çevre Bakanlığı görevini devreden Fikri Ataoğlu, hiç bu polemiklerin içine girmiyor. Makama atandığı günden makamdan gittiği güne kadar polemiklerin konusu olmadı Ataoğlu.
10 da 1 de olsa demek ki bu memlekette işini doğru dürüst yapan insanlar da var. Makamın hakkını veren, yeri geldiğinde devretmesini bilen ve geldiği yere dönerken anlı açık olan Fikri Ataoğlu gibi siyasetçilerimizin çoğalması en büyük dileğimiz. 

MESAJLAR

Fikri ATAOĞLU: Herkes avuç avuç çirkefliği birbirinin üstüne atarken siz sessiz geldiniz ve sessizce gittiniz. Keşke herkes sizin kadar sessiz olabilse. 

Ziya EMİR: Önceki gün Londra’da Türkiye Büyükelçisi ile görüşmüşsünüz. Anlaşılan artık işleri daha da büyütüp Türk firmalarının da reklamlarını alacaksınız gazetenize. 

Mete ÖZMERTER: Memlekette gerçekten de usta kalmadı. Acaba bu konuda bir ön ayak olup özel bir meslek okulunun açılması için ilk adımların atılmasına destek mi olsanız? 

Erçin ŞAHMARAN: Geçen gün tansiyon tavan yapınca soluğu hastanede almak zorunda kalmışınız. Hayırdır ne oldu da bu kadar çok tansiyonunuz fırladı? 

Ömer DALGAKIRAN: Sadece seçimden seçime çıkan siyasetçilerden olmak yerine daha 4 yıl var iken seçime şimdiden çalışmak adına kolları sıvamışsınız. Bizce de en doğrusunu yaptınız. 

Narin ŞEFİK: Yüksek Mahkeme Başkanı olarak yargı ile yapılan eleştirilere artık bir cevap vermenin zamanı geldi de geçiyordu bile. Ancak bu konuda bizimde size diyeceklerimiz var. 

Turgay DENİZ: Yüksek Mahkeme Başkanı şu anket konusunda hayli haklı gibi. Zira gerçekten de bir şeyler var ise neden kendisine bu konuda bir bilgi vermiyorsunuz? Ya da bu konu ile ilgili kendisini odaya davet edebilirisiniz. 

Mustafa YÖNLÜER: Emekli olduktan sonra dedektiflik bürosu açacağınız konuşuluyor. Olayları aydınlatmaktaki başarınızı özelde de devam ettirirseniz köşeyi dönersiniz. 

Hüseyin YEŞİLDAĞLI: Dün ansızın 40 yıllık bıyıkların gittiğini gördük.  Bu yeni halinizle de epey gençleşmiş bulduk sizi. Hayırdır ne oldu da imaj değişikliğine gitmeye karar kıldınız? 

Güven BENGİHAN: Vakıflar Bankasında olup bitenlerle ilgili daha kapsamlı bir açıklama bekliyoruz sizden. Zira bu konuda ufak bir araştırma yapıp kapsamlı bir rapor hazırladığınız konuşuluyor. 

Olgun AMCAOĞLU: Uzun bir bayram tatili bekleyenler beklediklerini bulamadı. Turizmciler ile kamu çalışanları bu durumdan pek memnun olmayabilirler ama devletin de  acilen para kazanması gerekiyor değil mi. 

Çelebi ILIK: Eşinizin ufak bir operasyon geçirmiş. Neyse ki tamda evde olacağınız günlere denk geldi bu operasyon işi. Şimdi bir müddet artık ev işlerini siz üslenirsiniz değil mi? Hayat müşterek nasılsa. 

Dr. Remzi GARDİYANOĞLU: Hükümet değişti, hükümet programı okundu, yeni Sağlık Bakanı atandı ama sizden tık yok. Eskiden olsa daha ilk günden neler neler söylerdiniz. 

Suat Bora DURDU: Son günlerde sizin yeni ofis siyasilerin yeni mekânı haline gelmiş. Siyasetçilerin biri gelirken diğer ofisten çıkıyormuş. Aman işleri savsaklamayın bu arada da. 

Haluk ELVER: Yeni yaşınız kutlu ve mutlu olsun. Size doğum günü hediyesi olarak büyük bir şapka alacağız. Güneşin yaktığı şu günlerde her halde en güzel hediye bu olur sizin için.  

YORUM EKLE

banner608

banner474