Aslında konu geçen haftalar içinde kulağımıza fısıldanmıştı. Ama yoğunluktan yazmaya vakit bulamadık her zamanki gibi. Dün Saray’daki konutun yıkılacağını Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Gürdal Hüdaoğlu açıkladı ve gündeme getirmiş oldu.
1987’de projelendirilerek 1989 yılında inşa edilen köşkün yanındaki konut o günlerde Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile Mustafa Akıncı arasında mini bir krize neden olmuştu. 
Zira o günlerde Lefkoşa Türk Belediyesi’nin başında Mustafa Akıncı vardı. Akıncı, o dönem bu konutun yapılmasına şiddetle karşı çıkıyordu.  “Yakın çevresine gün gelecek bu binayı yıkacağım” diyen Akıncı için anlaşılan o beklediği gün geldi ve konutun yıkılması için karar çıktı. 
Gerçi Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Gürdal Hüdaoğlu binanın tehlike yarattığı için yıkılacağını raporlarla falan anlattı ama benim anlattığım olayı da bir döneme şahitlik edenler yakından biliyorlar.
Denktaş’tan bu yana zaten bu bina kullanılmadı. Talat ve Eroğlu burada kalmadı. Onlardan sonra gelen Akıncı’da bu binayı konut olarak kullanmadı. 
Dolasıyla atıl vaziyette bırakılan konut, Saray’da hem kullanım açısından hem de görsel bir işlevi kalmamıştı. Yıkılması, yerine Saray’a resepsiyonlar için daha bir geniş alan yaratması adına Millet Bahçesi olarak değerlendirilebilir. 

 
Ateşle oynama
Maliye Bakanı Serdar Denktaş geçtiğimiz günlerde kamudaki yetkili sendikalarla görüştü ve son ayların hayat pahalılığını maaşlara yansıtmamayı teklif etti. 
Denktaş’ın bu önerisine kamuda yetkili sendikalardan olumlu bir cevap gelmedi.  Dahası sendikalar el altından hükümete sopalarını gösterdi bile. 
Kamu-Sen Genel Başkanı Metin Atan "Halkın alım gücü sıfırlanırken, yüzde 19.88 artışın yapılması kabul edilemez" dedi.
Memur-Sen Genel Başkanı Kağan Mındıkoğlu,  hükümeti samimiyetsizlikle suçladı ve istifaya çağırdı.
KTAMS Başkanı Güven Bengihan, hükümetin, çalışanların Hayat Pahalılığı hakkına göz diktiğini söyledi. 
HAKSEN, Bağımsızlık Yolu tarafından 26 Ekim’de düzenlenecek olan Pahalılığı Protesto Mitingini destekleme kararı aldığını açıkladı.
Kısacası sendikalar hareketlendi, bugüne kadar pekte sesini çıkartmayan ve hükümete belli ölçüde tolerans tanıyan sendikalar özellikle de yılsonunda sendikalara kayıt ve istifa döneminin de yaklaşması ile iyice hareketlenmiş oldu.

 Bıktık…
Meteorolojinin sürekli uyarması ve hiç işi yokmuş gibi iki de bir   "Tozlu havanın” ülkemize gelmesinden bıktık.
Sürekli kısır tartışmalardan bıktık. 
Muhalefetteyken genel kurulun kapısında bekleyip şimdi iktidar milletvekili olunca şirin gözükmeye çalışan ikiyüzlü siyasetçilerden fena halde bıktık. 
Domates ve patates tartışmalarından da fena halde gına geldi. 
Ülkemiz karayollarının durumlarını paylaşmaktan, eksiklikleri ortaya koymaktan da bıktık. 
Dolar düşerken fiyatlarda bir nebze olsun indirim yapmayan tüccarın muhabbetinden sıkıldık, aynı ürünün bir markette başka fiyata öbür markette başka fiyata satılması tartışmalarından da bıktık… 
Bunların yerine yepyeni tartışmalar istiyoruz. Mesela yıkılan Cumhurbaşkanlığı konutunun yerine ne yapılmalı? 
Akıncı mı? Özersay mı? Ersin mi? Hüseyin mi?  Seçim Hükümeti mi? Yoksa yeni bir koalisyon hükümeti mi? 

MESAJLAR 

Mustafa AKINCI: Cumhurbaşkanlığındaki konutun yıkılmasından ziyade yerine ne olacağı aslında daha önemli. Buraya yeni bir bina mı yoksa bir bahçe mi yapılacak? 

Mustafa SARIGÜL: Günübirlik ülkeye gelmişsiniz ve burada bir cenazeye katılmışsınız. Siz taa İstanbul’dan gelip cenazeye katılırken bizim siyasiler Lefkoşa’dan gelemediler…

Dr. Derviş EROĞLU: Eski dostunuz Sarıgül kurultayda sizin destek vermediğiniz bir adayı işaret etmiş yakın dostlarına. Hayırdır yoksa ikinizin arasına da mı kara kediler girdi son dönemde. 

Soner- Naim KARASALİH:  Pek muhterem babanız hakka yürümüş. Merhuma Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun. 

Vakkas ALTINBAŞ: Pek muhterem yeğeniniz hakka yürümüş. Merhuma Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun.

Mehmet SARIÇİZMELİ:  Sosyal medya hesabınızdan Geçitkale Belediye Başkanı Hasan Öztaş’ı fena halde tiye almışsınız. Bakalım Hasan Başkan’dan bir cevap gelecek mi? 
Hasan ÖZTAŞ: Mehmet Başkan senin videoya fena cevap verdi. Bakalım onun cevabına yeni bir cevap verecek misiniz? Bu arada videolar sosyal medyada görüntülenme rekoru kırıyor.   

Güven BENGİHAN: Bakalım Hayat Pahalılığı konusunda tüm sendikalar bir araya gelebilecek misiniz yoksa yine herkes ayrı telden çalmaya devam edecek mi? 

Serden ŞENEL: Genç bir kesim sizi PM’de görmek için yoğun bir uğraş veriyor. Özellikle Gönyeli’deki tüm listelerde adınızın yer alacağını biliyor muydunuz? 

Emre DEĞİRMENCİOĞLU:  Artık ününüz Ada sınırlarını aştı ve Fox TV’de Cuma sabahı İsmail Küçükkaya dostumuza konuk olacakmışsınız. Kesinle kaçmaz bu program. 

Kemal PARS: Enişteniz için öyle bir ekip kurmuşsunuz ki neredeyse profesyonel ekiplere bile taş çıkarak cinsten. Eskiden her başarılı erkeğin ardında bir kadın vardı deniyordu şimdi sizden sonra başarılı bir kayınço var denilecek. 

Çiğdem AYDIN: Geçen gün habere giderken yolda havyanlara eziyet eden bir gruba denk gelmişsiniz. Ne oluyor bu gençlere böyle, okullarda bu konuda bir eğitim yok mu sizce? 

Aral MORAL: Türk yapımcılara sizin kitabı hediye edeceğiz. Bakarsınız yakında sizin de kitabınızın bir senaryosu yazılır, bir filmi çekilir. 

Mert ÖZDEŞ: Haberci yer yerde habercidir. Dün mesai sonrası eve giderken yol üzerinden canlı yayın yapıp sosyal medya kullanıcılarını bilgilendirmişsiniz. 

POLEMİX
 “Ülkede tecavüz, hırsızlık olayları çok yoğun değil. Öğrenciye ille de pasaport ile giriş yapılma zorunluluğu anca öğrenciye yapılan bir sıkıntıdır. Türkiye’den gelen öğrenci ülkedeki vukuatların ana sebebi değildir. Bu tecavüzlerin, bıçaklamaların sebebi öğrenciler değildir. Cebinde bir kuruş olmayan, kalacak yeri olmayan kişiler burada suç işliyorlar”

Dışişleri eski Bakanı Turgay Avcı