Aslında bu çocuklardan ziyadesi ile umutluydum, yeni bir kıvılcımdılar, tamda toplumun ihtiyacı olan bir kıvılcımdan bahsediyorum.
Ama dün Meclis önünde gerçekleştirdikleri eylemi seyredene kadar…  Hayal kırıklıklarını bağıra bağıra seslendirdikleri dakika benimde umutlarımın sönmeye başladığı an oldu…
Basını suçladılar, sendikaları suçladılar, 40 bin üye içinde geleceğim deyip gelmeyenleri suçladılar. Suçladırlar da suçladılar…
Oysa “Yol Yoksa Seyrüsefer De Yok” grubu bu ülkede tam da inançlarımızın tükenmeye başladığı bir dönemde ortaya çıkmış, siyasetçilerin kendilerine gelmeleri, toparlanmaları için iyi bir fırsat olmuştu. 
Buna neden gerek vardı?
Gerek vardı çünkü bu ülkede son yıllarda o kadar çok iktidar değişikliği oldu ki kim muhalefet kim iktidar artık ayrıştırmaz olduk. Birisi diğerini suçladıktan sonra verilen cevaplar artık bu ülkede şöyle başlıyor “iyi de kısa bir süre önce sen o makamdaydın, madem biliyordun sen niye yapmadın?”
İşte bu noktada ihtiyaç duyulan muhalefet anlayışını hatırlatmak adına bende herkes gibi sosyal medyada örgütlenen bu gençlerin bir şeyleri değiştirmek adına büyük bir misyon üstelenebileceklerini düşündüm. 
Ama dün yaşattıkları hayal kırıklığı, konuşmalarındaki umutsuzluk, basını suçlamaları, sendikaları suçlamaları çok çabuk pes ettikleri anlamına geliyordu.
Umarım ben yanılıyorumdur, umarım pes etmezler, umarım kolay olan yolu seçip birilerini suçlayıp bu işi bırakmazlar. Eğer öyle yaparlarsa o çok eleştirdikleri siyasetçilerden zerre kadar farkları kalmaz.

DAÜ’de neler oluyor?
Son birkaç yıl içinde pek çok kez aynı başlığı atmak zorunda kaldık. Biz ilk günden beri işlerin iyi gitmediğini söyledik ama maalesef sesimizi kimseye dinletemedik. “Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik” misali yolun da sonuna geldik.
DAÜ’de artık yeni bir dönemin başlaması adına sancılar artmış durumda. Önceki gün DAÜ rektörünün istifa ederim çıkışı, dün VYK Başkanı Dr. Erdal Özcenk’in Rektörün istifasını sunması durumunda rektör münhali açacaklarını söyledi.
Bence bu süreç daha fazla uzatılmamalı. DAÜ VYK hemen bu konuda elindeki yetkiyi kullanmalı ve üniversiteyi daha emin bir şekilde yönetecek yeni rektöre devretmeli. 
Bu sorumluluk DAÜ VYK’nındır artık bu saatten sonra.  Ancak DAÜ VYK’nın sadece süreci başlatması yeterli değildir. Sorumluluktan kaçıp işi senatonun üstüne atmamalı, seçimleri bir sandık seçiminden ziyade üniversitenin geleceğini belirleme seçimi olarak değerlendirmesi ve bu noktada ortaya adayların çıkması için olağanüstü bir çaba sarf etmesi gerekiyor. 
Yoksa biz bu başlığı atmaya daha çok devam ederiz bu köşe burada oldukça… 

Yıldızsın Kepo  
Spor camiasının yakından tanıdığı Mustafa Cımcık yani bilinen adıyla Kepo, yönetmenliğini Mehmet Ekin Vaiz’in yaptığı Garambol’de Osman ve Nazım hocamızın sorularını yanıtladığı videoyu izlediniz mi?
Sanırsam uzun zamandır bir videoyu iki kez üst üste izlememiştim. Öyle bir anlatıyor hoca gülerken sporumuzun nereden nereye geldiğini görmek adına son derece önemli. 
Sosyal medyanın bence yeni fenomenleri arasına adını şimdiden yazdırdı Kepo. Sahalardan sonra şimdi de sosyal medyada fırtına gibi esiyor… 

MESAJLAR
Doğuş DERYA: Başbakan Ersin Tatar ile Mecliste girdiğiniz diyalogun görüntülerini aradım ve buldum. Tek kelime ile harikasınız. Özellikle İngilizce olan bölümüne bayıldım. 

Dr. Bülent DİZDARLI: Yeni hastane ile ilgili olarak dün ortaya attığınız soruların yanıtlarını bulabildiniz mi? Siz sorularınıza yanıt ararken başkaları yeni yapılacak hastanelerin isimleri konusunda bile önerilere başladı bile. 

Nidayi ŞALİŞ: Geçen gece Başbakan Ersin Tatar ile yan yana oturup aranızdaki sorunların geçtiğine dair paylaşımlarda bulunmuşsunuz. Ee artık bu durumda siz mağdur sayılmasınız. Bakalım bizim mağduriyetimiz ne olacak? 

İsmail KOFALI: Bu akşam Gönyeli’de gençlerle birlikte mini bir kutlama yapacağınızı duyduk. Hayırdır bu neyin kutlaması, neyse bir ara belki size bir sürpriz yapabiliriz, bizden kaçmaz böyle şeyler… 
Serdar DENKTAŞ: Eve bir kapandınız pir kapandınız. Neyse tekrardan çok geçmiş olsun diyoruz ve biran önce yeniden sizi sahalarda görmeyi arzu ediyoruz. 
Ali KİŞMİR: Türkiye’den gelen Başkan basını suçluyor, Meclis önünde eylem yapan gençler basını suçluyor. Ya bu basın neden böyle şamar oğlanı gibi herkes tarafından suçlanıyor? 
Turgay AVCI: DAÜ’de rektörlük seçimleri gündeme gelince tüm gözler biranda üzerinize çevrildi. Böylesine zor bir süreçte ancak sizin gibi bir adayın bu zorlu görevin altından kalkabileceğini düşünüyoruz. 
Hakan GÜNDÜZ:  Kıymetli hocam, yüzde yüz haklısınız Lefkoşa trafiği ile ilgili şikayetlerinizde. Ancak bunu ifade ederken ahlak sınırları içinde kalmanız gerekmez mi? Hele de eğitimci birisinin üslubu çok daha önemli bu noktada. Yanlış mıyım? 
 Dr. Özlem GÜRKUT: Dünyayı sarsan virüs ile ilgili olarak hazırladığınız broşürler gerçekten çok büyük bir ilgi görüyor, emeğinize sağlık. Ama sosyal medyada da bir şeyler yapılsa hiç fena olmaz. 
Kemal ALTUNCUOĞLU: Pek muhterem yengeniz hakka yürümüş. Merhumeye Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun, mekânı cennet olsun. 
Hayri ORÇAN: Bu yıl Tatlısu’da beşincisi gerçekleşecek olan "Ot Kültür Festivali"ne devlet erkanını davet etmek için çok çaba harcamanıza gerek yok. Önümüz seçim olduğu için merak etmeyin hepsi tam kadro gelecekler, daha önce hiç gelmeyenler bile gelecek bu sefere. 
Betül Dizdarlı HASTAN: Ya şu bizim şapkaya ne oldu. Binlerce kilometre uzaklardan KKTC’ye geldi ama nedense bir türlü Girne’den Lefkoşa’ya gelemiyor. Tam bir KKTC gerçeğine dönüştü bizim şapka işi de. 
Osman ve Nazım HOCA:  Valla çok uzun zamandır iki kez aynı videoyu üst üste izlememiştim. Bence Kepo’yu ekibe katıp yola öyle devam edin. Bu arada bu hafta ki derbi için derbi özel programı olmayacak mı? 
Hasan SADIKOĞLU: Devlet Piyangosu’nun dün akşam gerçekleştirilen çekilişinde büyük ikramiye İskele’ye çıkmış ve ne büyük şans ki sizin satın aldığınız biletinize isabet etmiş. Ne şans demi, insanın şansı bir kere yüzüne gülsün yeter ki…