banner564

Ödevinizi yapmazsanız iyi not alamazsınız

Türk ve Rum tarafının, ‘ortak açıklama’ metninde uzlaşmaya varmasıyla müzakereler, geçen ayın 11’inde yeniden başladı...

Hem de ne başlama...

Gerek dünyadan gerekse Kıbrıs içinden yüzlerce destek mesajı yağdı liderlere...

Amerika’dan tutun da Çin’e kadar birçok ülke liderlere cesaret verdi, ‘Yürüyün de korkmayın’  telkinlerinde bulundu...

Dünyadan yağan destek mesajı karşısında neye uğradığını şaşıran liderler, bir anda çözüm havasına girdi...

Açıklamalar, kabuller, ziyaretler birbirini izledi...

Kuzey Kıbrıs’ta yıllarca çözüm karşıtı olarak bilinen dernekler bile bir bir Saray’a giderek, Eroğlu’na ‘Biat’ edip ‘kalıcı’ barış istediklerini söyledi...

Aynı durum Güney Kıbrıs için de geçerliydi...

Ada’daki çözümün karşısında yıllardır kale gibi duran kilise bile esen rüzgarın seyrine kapılarak, ‘Dinlerarası diyalog, iki kardeş halk, Kıbrıs’ta kalıcı çözüm için çaba harcanacak...’ gibi kelimeleri seslendirmeye başladı...

***

Buraya kadar her şey çok güzel...

Kıbrıs’ta kalıcı bir anlaşma herkesin ortak dileği...

Fakat bu nasıl olacak?

Mal mülk, garantiler, temsiliyet, asker, göçmenler gibi hayati kısımları işin uzmanlarına bırakarak, sade vatandaşın merak ettiği bazı konuları gündeme getirelim bugün...

Örneğin, müzakere masasında, Kuzey Kıbrıs’ta yıllardır ötelenmiş kamudaki sorunlar da tartşılacak mı?

Güney Lefkoşa’daki belediye, yaklaşık 250 bin kişiye 250 personelle hizmet verirken, Kuzey Lefkoşa’da 80 bin kişiye bin 100 çalışanıyla hala tam anlamıyla hizmet veremeyen belediyenin durumu ele alınacak mı?

Ya da Kuzey’de senede 400, Güney’de ise 800 saat ders veren öğretmenlerin çalışma düzenleri hangi kritere göre dengelenecek?

Veya Kuzey Kıbrıs ekonomisinin lokomotif sektörü olan özel üniversitelerin durumu çözümden sonra ne olacak?

Bugün, 80 farklı ülkeden öğrenci gelen Kuzey Kıbrıs’a, çözümden sonra da aynı akım devam edecek mi?

Bu örnekleri hayatın farklı alanlarına yayarak çoğaltmak mümkün...

***

Yukarıda saydığım sorunların, özellikle üniversite ayağına bir an önce eğilmek gerekiyor...

Bu konuda başta Milli Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu olmak üzere, YÖDAK Başkanı, üniversite rektörleri ve yükseköğretimde söz sahibi olan tüm taraflar aynı masa etrafında buluşmalı, yol haritası belirlemelidir...

Olası bir çözümde şu anda üniversitelerimizde eğitim gören binlerce yabancı öğrenci, taşıdıkları pasaportlar ve uluslararası anlaşmalar gereği ülkelerine geri dönmek zorunda kalacak...

Yani kısacası gerekli ön çalışma yapılmaz, şimdiki düzen böyle devam edecek düşüncesinde olunursa çözümün ilk kurbanları üniversiteler olacaktır...

Eğer üniversitelerimiz ev ödevlerini yapmazsa, olası bir çözümde kırık not alıp sınıfta kalacak ve bunca yıllık emek boşa gidecektir.

***

Diyalog’la başlayan gerçekler

Diyalog Gazetesi’nin bugün 90’ıncı sayısı ulaşıyor okurlarına...

Kıbrıs Türk basınında Diyalog’un serüveni aslında 2004 yılında başladı...

O zaman; İngilizce, Türkçe ve Rumca olarak, haftalık yayınlanıyordu...

Tam 5 yıl hem de hiç ara vermeden devam etti yayınlarına...

Sayın Reşat Akar’ın, Kıbrıs Medya Grubu’na Genel Yayın Yönetmeni olmasıyla birlikte, belli bir süre ara verdik...

Tıpkı, ilkinde olduğu gibi yine bir Aralık ayında, başladığımız yere geri döndük ve özverili bir ekiple işe koyulduk...

Çünkü Kıbrıs’ta ‘Diyalog’ zamanı gelmişti artık...

Yayın hayatına başladığımızda bazılarının 30 gün sonra ‘Tarih’ olacak dediği Diyalog, bugün Kıbrıs Türk basınının en çok okunan ikinci gazetesi konumuna geldi...

Ocak ve Şubat ayında bayi ile abone satışımızın ortlaması 2 binin üzerinde...

Siz değerli okurlarımıza dolu dolu bir gazete sunmak için Diyalog’a gönül veren tüm çalışanlar olarak doğru bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz...

Yeter ki siz, bizimle ‘Diyalog’ halinde olun...

 

 

 

 

 

 

YORUM EKLE

banner608

banner473