Pastayı büyütmek yerine pastayı nasıl küçültürüm vizyonu ile hareket eden Maliye Bakanı televizyonda önemli açıklama yaptı. 1 Haziran’da açılması planlanan gazinolara Ada’da bulunan 50 bin çalışma izinliler ve öğrenciler girebilirmiş.
Sayın bakanım, çalışma izinliler 2009 yılında yapılan bir tüzük değişikliği sonrasında gazinolara girmesi serbest bırakılmıştır. Öğrencilerin, KKTC vatandaşların ve askeri personelin girmesi ise yasaktır.
Yani sizin dediğiniz gibi Ada’da kalan öğrencilerin gazinolara girişleri yasaktır. Ha bu konuda bizim haberimiz olmadan bir düzenleme yapılmış ve bizim haberimiz yok ise durum başkadır. 
Siz pastayı nasıl küçülteceğinizi değil nasıl büyüteceğinizin hesabını lütfen yapın. Bugün Güney Kıbrıs’ta hızla gazinolar açılmaktadır. Hatta havalimanında bile artık gazino vardır Güney Kıbrıs’ta.
Siz ülkedeki KKTC vatandaşların gazinoya girişini yasaklamaya devam ederseniz onlar da yarın kapılar açıldığında koşa koşa Güney’e gideceklerdir.
Bunun da önüne geçemeyeceksiniz. 
Öte yandan 1 Haziran’da açılması düşünülen gazinoların henüz imtiyaz hakları konusunda bir pazarlık ve bir iyileştirme de yapılmamıştır. Birçok gazino 1 Haziran’da kapılarını açmayı düşünmüyor.
Ha eğer pastayı büyütmek, Maliyenin kasasını düşünüyorsanız bu konuda yeni adımlar atabilirsiniz. Nasıl ki Avrupa’da özel kart ile gazinolara giriş sağlanıyorsa bunu KKTC için de planlayabiliriz. 
Hem Maliyenin kasasına para girer hem de gazinolara girenlerin girişleri yasal hale gelmiş olur. Sadece bugünü değil artık lütfen yarını da düşünelim. 
Yani kapılar açıldıktan sonra Güney’e gidecek olanları bir şekilde önleyelim ve paramızın Güney ekonomisine akmasını önleyelim.

Sadece gazinolar mı?
Devletin altın yumurtlayan tavuk misali gördüğü gazinolardan hariç başta inşaat ve yükseköğretim sektörü için atılması gereken adımlar var.
Yabancıların mal alışlarındaki tapu alımlarının hızlandırılması, yabancıların şirket kurarken çok daha kolay kurabilmeleri, ülkeye öğrenci getirebilmek için tanıtım faaliyetlerinin artırılması gibi pek çok konuda çok hızlı davranılması gerekmektedir.
Her geçen gün ölen ekonominin canlandırılması çalışmalarında bu zaman kaybının telafisi olmayacaktır. Pandemi sürecinde gösterilen başarının devam ettirilmesi ve ekonomik olarak büyümenin bir an önce hesaplanması gerekiyor.

Üretici perişan
19 Mayıs’ta Yeşilırmak’a çilek almaya gittik Hasan Uzun ve Yalçın Koçyiğit ile birlikte. Yeşilırmak girişinde ilk çilek satış serası olan Emir Yeşilırmaklı’nın yerinde durduk ve biraz çilek aldık.
Satışları sorduk, geçen yıl günde bin liralık çilek satarlarken bugün sadece 200 liralık çilek satabildiklerini söyledi üreticiler. Birçok üretici de çileklerini tarladan sökmek durumunda kalmış.
“Bayramda bir yoğunluk bekliyor musunuz?” diye sorduk “O güne kadar çilek azalır, mevsiminin sonuna geliyoruz” dedi üreticiler. Kısacası çilek üreticisi de bu yıl umduğunu bulamadı.

MESAJLAR

Nihat YALÇIN: Bazı eski defterleri kapatmışsınız ve yeni ufuklara deyim yerinde ise yolculuğa başlamışsınız. Ne diyelim hayırlı ve uğurlu olsun, mutlaka bir bildiğiniz vardır. 

Fırat ATASER: Bir sinek yüzünden dün hayli zor anlar yaşamışsınız ve sonuçta hastanelik olmuşsunuz. Çok geçmiş olsun diyoruz, umarız bu konuda ciddi bir ders çıkartmışsınızdır kendinize. 

Gürkan KARA: Bugünlerde şans anlaşılan sizden yana. Dün hem bizi hem de Haluk Doğandor’u tavlada yendiniz. Zorlansanız da şans sizden yanaydı. Neyse rövanş için haftaya yeniden uğrayacağız size. 

Ahmet YÖNLÜER: Kıymetli hocam, şu ormanları ve arazileri yakanların adli olarak alacakları cezanın yanında bu sorumsuzluğun Allah katındaki cezası ne? Bu konuda bir bilgi verir misiniz? 

Gökhan ASLAN: Gözünüz aydın, dün akşam pandemi salgını sonrası ilk kez kapılarınızı yeniden müşterilerinize açmışsınız ve ilk günden mekân dolup taşmış. Hayırlı işler diliyoruz. 

Dr. Ali PİLLİ: Normalleşme sonrası vatandaşların artık maske takmadıklarını görmeye başladık toplu alış veriş mekânlarında. Bu konuda denetimleri sıklaştırmakta fayda var. 

Ahmet BUBA: Dün sabah önce soluğu sandviççide sonra da meyhanede almışsınız. Anlaşılan kapalı kaldığınız sürede bu mekânları çok ama çok özlemişsiniz. 

Prof. Dr. Mehmet HASGÜLER: Hocam Türkiye’nin haber kanalları sizin imza kampanyanızdan bahsediyor. Bu işe tam anlamıyla sarıldınız. Bizden de tam destek hocam, sonuna kadar arkanızdayız. 

Nidayi ŞALİŞ: Hasret bitti ve dün gece ilk kez kapılarınızı açmışsınız. Yeni hijyen kurallarını da dün akşamdan itibaren uygulamaya başlamışsınız. 

Devrim BARÇIN: Artık hükümetin aldığı kararlar haftalık değil günlük olarak değişmeye başladı. Bu konuda toplumu bilgilendirmek adına çok ciddi bir misyon üstlendiniz. 

Doç. Dr. Nazım BERATLI: Kıymetli hocam, yani kızıyorsunuz, şikayet ediyorsunuz ama kimden bahsettiğinizi kimse anlamıyor. Ya çıkın kimi kast ettiğinizi yazın ya da hiç bu konulara girmeyin.

Ömer ŞAN: Oşan Grup olarak Ada’ya yeni hijyen ve temizlik ürünleri getirmişsiniz ve salgın konusunda kapsamlı temizlik için bu yeni ürünler hayli etkili olacakmış. 

Tekin K. BİRİNCİ: Futbolda bu yıl anlaşılan kayıp bir yıl olacak ve kulüpler de krizden ötürü ciddi bir şekilde küçülmeye gidecek. Bu noktada yabancı oyuncuların durumu ne olacak?

Gencay EROĞLU: Geçen gün verdiğiniz röportajı gayet keyifle okuduk. Bence bu tip röportajları çok daha sık vermenizde fayda var. Son dönemde okuduğum en keyifli röportajdı.