banner564

Öküzün boynuzları üzerindeyiz

Bir toplantı düşünün ki tüm sektör temsilcileri omuz omuza seslerini çıkartmaya çalışıyorlar. Çünkü sadece bir tanesi değil hepsi birden yok olma riski ile karşı karşıya. 
Kıbrıs Türk Otelciler Birliği, Kıbrıs Türk Seyahat Acenteleri Birliği, Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği, Casino İşletmecileri Birliği, Kıbrıs Türk Rehberler Birliği, Kıbrıs Türk Kamu Araçları İşletmecileri Derneği, Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği, Kiralık Araç İşletmecileri Birliği ve KKTC Birleşik Taksiciler Derneği başkanları yan yana geldiler ve basın toplantısı düzenlediler.
Ve dedikler ki;
Pandemiden önce Ercan’a 1 milyondan fazla yolcu inerken bu yıl 100 bin rakamına henüz ulaşılmamış. Yani neredeyse bir yıl önceye göre; Ercan’ı kullanan kişi sayısı 10’da biri kadar olmuş. 
Peki, bu gelen 100 bin kişinin ne kadarı kalmış otellerde? Orada da durum vahim, anca 3’te biri kadar yani 30 bine yakın bir konaklama olmuş geride kalan 9 ayda. 
30 bin yatak kapasitesi olan KKTC’de doluluk oranı yüzde 5’i geçmemiş. Kısacası sadece oteller gazinolar değil, tüm sektörlerde iş kaybı zannedilenin çok ama çok üstünde.
Bakın size Sanayi Odasının bir araştırmasından bahsedeyim. Araştırma pandemiden sadece iki yıl önce yapılmış (2018). Buna göre; yerli sanayi ürünlerinin otellerdeki kullanım oranları;
Süt ürünlerinde yerli kullanımı yüzde 84.
Et ürünlerinde yerli kullanımı yüzde 93.
Zeytincilik ürünlerinde yerli kullanımı yüzde 66.
Diğer gıda ürünlerinde yerli kullanımı yüzde 60.
Tarım ürünlerinde yerli kullanımı yüzde 96.
Pandemiden ötürü bu yıl yerli sanayi ürünlerindeki pazarda daralma payı %75 oranında gerçekleşmiş. Yani geçen yıl otellere 100 liralık yerli ürün satan sanayicimiz bu yıl sadece 25 liralık ürün satabilmiş.
Daha örnek verelim mi? Verelim verelim de herkes neyin ne olduğunu görsün…
Tarımcının durumu ne? Bileniniz var mı bu ülkede? Kaç aile bu işten ekmek yiyor hiç hesap yaptınız mı? Çiftçiler Birliği Başkanı Hüseyin Çavuş Kelle’den aldım rakamları;
Sadece patates ekerek geçimini sağlayan 137 aile,
Seracılık ile uğraşan 309 aile,
Enginar eken 130 üretici,
Yaş sebze eken 480 aile,
Büyükbaş hayvan besleyen 4 bin 500 işletme, 
Küçükbaş hayvan besleyen 800 işletme,
Narenciyede ise 3 bin 370 kişi ailesini geçindirmeye çalışıyor. 
Bu rakamlar neyi ifade ediyor biliyor musunuz, şuan toplumumuzun üçte biri ürettiğini ya satamıyor ya da açlık ille karşı karşıyadır. 100 binden fazla insanımızın geçinimi bu otellerden geçiyor. 
Öyle “otel baronları, gazino patronları” falan diyenler çıkıyor ya ekranlara, onlara deyin ki bu toplum içinde yaşayan her üç kişiden bir tanesinin geçimi bu otellere gelen müşteriler sayesinde sağlanıyor. Hiç korkmayın bunu söylerken de, göğsünüzü gere gere yapın. Memleketi bu hale getirenler utanmıyor ise siz hiç utanmayın. Bu memleketin ayakta kalabilmesinin iki temel direği var; birisi turizm, diğeri yükseköğrenim. 
Bunlar olmayınca olmuyor işte.  Güzel kardeşim, ülkeye turist gelmemesi sadece otel sahiplerini ve gazinocuları etkilemiyor. Taksici esnafımız, ülkeye turist gelmeyince 237 liralık elektrik faturasını ödeyemiyor. 
Rehberlerimiz aylardır işsiz, kiralık araç işletmelerinde binlerce araç aylardır yatıyor, aküleri bitti, arabalar oturmaktan hasar gördü, taksitlerini ödeyemeyen onca kiralık araç işletmecisi var bu ülkede.
Yüzlerce müteahhidimiz inşaat yapıyor bu ülkede. İnşaat sektörü sadece tek başına 88 sektörü etkiliyor. Turist gelmeyince kim alacak bu yapılan evleri? 
Ticaret odası üyeleri bu ülkeye ürün getiriyorlar. Bu ülkede turist olmayınca onların getirdikleri de ellerinde kalıyor. Onların da ekonomilerinde ciddi daralmalar yaşanıyor.
Turist olmayınca taksici boş kalıyor, otobüs işletmecisi boş kalıyor, otellere mal satan sanayicimiz boş kalıyor, burada üretemediğimiz ürünü ithal eden ticaret erbabı boş kalıyor, kiralık araçları kiralayacak turist bulunmuyor, gelen turisti gezdirecek rehber işsiz kalıyor, hayvancı etini sütünü satamıyor, seracı domatesini biberini salatalığını satamıyor, çiftçi ürettiği sebzeyi, meyveyi satamıyor. 
Ülkeye turist gelmemesi demek sadece otel sahibinin ve gazinocunun cebine para girmemesi demek değil. Bu ülkede yaşayan ve nefes alan herkesin hayatını bir şekilde etkiliyor işte. 
Devlet, memurunu bu işleri yapanlardan aldığı vergiler ile ödüyor memur kardeş. Sende sahip çık bu ülkenin oteline, gazinosuna. Çünkü bu işin bir ucunda da sen varsın memur arkadaş.
Kısacası bu ülke hani bir hadiste geçen dünya öküzün boynuzları üzerinde dönüyor işine benziyor. KKTC’de ekonomi; turizm ve yükseköğretimin üzerinde dönüyor. Boynuzun birisi turizm ise diğeri yükseköğretimdir…
  
MESAJLAR
Dimağ ÇAĞINER: Söz ile gelinebilinen nokta galiba buraya kadar ya toplumun tümünün arkasında olacağı bir takım eylemler planlamak gerekiyor ya da bir köşeye çekilip bu işin nerede duracağını beklemek gerekiyor. 

Orhan TOLUN: Dünkü toplantı içinde bir tek siz açık açık eyleme gidilmesi gerektiğini çok net bir şekilde seslendirdiniz. Bu topluma, eyleme giderken ne için eylem yapıldığının da bir şekilde anlatılması gerekiyor. 

Hüseyin Çavuş KELLE: Çarpanları ile 100 bine yakın bu ülkede üretimden kazanç sağlıyor. Bunu herkesin görmesi için bizimle paylaştığınız rakamları daha net ortaya koymalısınız. 

Candan AVUNDUK: Bir yandan pazardaki yüzde 75’lik daralma diğer yandan hellimde yaşanan yeni sorunlar ve sıkıntılar, geldi mi hepsi arka arkaya gelirmiş.   

Cafer GÜRCAFER: Arkadaşlar içinde galiba en tecrübeli sizsiniz ve sizin yaptığınız eylemler gerçekten ses getiren cinsten. Bu konuda bence diğer paydaşlara ağabeylik yapmalısınız. 

Murat KARALAR: Taksici bir arkadaşınızın 237 liralık elektrik faturasını ödeyemediği için elektriğinin kesilmesine gerçekten çok ama çok üzüldük. Taksici arkadaşımıza destek olalım lütfen. 

Gürcan ERDOĞAN: Makam odanızı karasinekler istila etmişler. Hayırdır odada ne varda bu kadar karasinek sizin odaya akın etti? Bir baktırın bakalım. 

İbrahim ÇAKIRDAĞ: Hocam yerel bulaşta rakamlar korkutmaya başladı. Siz siz olun bu aralar dışarıya çıkmamaya çalışın. Zira bu illet hasta kişilere bulaştığında durum çok tehlikeli olabiliyor. 

Ziya ÖZTÜRKLER: Önceki gün Saray’da Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a yükseköğretimle alakalı çok özel bir brifing vermişsiniz. 

Ayşegül BAYBARS: Ne güzel söylediniz Doğuş Derya’ya, siz neden hükümette iken yapmadınız diye. Ama bu durum Doğuş Hanımın eleştirisini boşa çıkartmaya da yetmiyor işte. 

Cemal ÖZYİĞiT: Türkiye Dışişleri ilk kez BM’ye iki devletli bir çözüm modelini sundu. Türkiye’nin makas değiştiği bu ortamda yine eski şeylerde ısrar etmenin mantığı ne? 

Tahsin ERTUĞRULOĞLU: Türkiye ilk kez resmen BM'ye iki devletli çözümü iletti. Bu konuda kamuoyuna bir bilgilendirme yapılması gerekiyor. 

Erhan ARIKLI: Onca yüksek lisans ve doktora programını bakalım nasıl harmanlayıp Ekonomi Bakanlığında kullanacaksınız. Bu arada kriz dönemleri ile ilgili bir programa katıldınız mı o kadar yüksek lisan yaparken? 

Ali YENEN: Sanayi Dairesi müdürü olarak çok yakında göreve başlayacağınız söyleniyor. Eh artık eski bakanlığınızdan ayrılmadan arkadaşların ağzını şöyle güzel bir baklava ile tatlandırırsınız değil mi? 
 
    
 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Turkish power
Turkish power - 3 yıl Önce

Bunları keyfi yerinde ama her şeye muhalif kendini devletten üstün gören yeni duzulencilere anlatacaksınız vatanın milletin namusun şerefin vs vs ne olduğunu anlamalilar

banner471

banner474