banner564

Polisteki sıkıntı ne?

Günlerdir gündemin önemli maddelerinden bir tanesi haline geldi son yaşadığımız hadiseler ile birlikte Polisimiz. Sorun çok, çözümü var mı? Elbette var. Ancak tüm bunlara gelmeden sorunun temeline inmekte fayda var.
Son 6 yıldır polis içerisinde terfiler yapılmıyor, yapılamıyor. 2013 yılında yapılan terfiler mahkemelik olmuştu. Ancak mahkemelik olan o terfilerle ilgili şuan mahkemelerde herhangi bekleyen bir dosya kalmadı. Yani mahkemelik olmasına karşın sorun 6 yıl içinde kendiliğinden çözüldü.
Bugün poliste terfiler yapılamıyor. Yapılsa kesinlikle mahkemelik olacak. Ama en azından bir süre sonra yargı eli ile de olsa işler yoluna girecek. Ne hikmet ise bu terfiler bir türlü yapılmadığı gibi gündeme de gelmiyor.
Sevgili okurlar, bugün birçok üst düzey rütbedeki polis ya emeklilik dilekçesini verdi veyahut verme hazırlığı içinde günlerinin gelmesini bekliyor.
Dün görüştüğüm üst düzey bir polis arkadaşımın söyledikleri aslında gelinen nokta açısından son derece önemli. Diyor ki “Bugün benim en kötü şartlarda genel müdür veya yardımcısı olmam gerekiyordu. 6 yıldır aynı görevde aynı rütbe ile çalışıyorum. Emekliliğim geliyor, bu saatten sonra ne bir üst rütbe isterim ne de başka bir yere tayinimi. Günüm geldiğinde emekli olacağım. Kalan günlerim için sadece beklemek istiyorum.”
Düşünsenize başka bir yere tayinden öte, bir üst rütbe için bile canı çekmiyor arkadaşımızın. Şevki kırılmış, istek ve arzusu bitmiş, günüm gelse de emekli olsam kafasında.

Eksikler tamamlanmalı
Poliste bir diğer eksiklik ise çok uzun bir zamandan bu yana yeni alımın yapılmaması. Alım olmadığı gibi bir çok kişi de istifa etti ya da emekliye çıktı. Gidenlerin yerine yenileri gelmedi.
Bugün nüfusun en yoğun olduğu Lefkoşa ve Girne’de müdür yardımcıları kadroları boş duruyor. Birçok kritik yerde makamlar boşta bekliyor. Buralara hızla atamaların yapılması gerekiyor.
Girne üzerinden örneğe devam edelim. Malum geçtiğimiz hafta bayramdı. Geleni-gideni ile Girne’de yüz binden fazla insan vardı. Peki, bu kadar kişiye akşamları kaç tane polis hizmet etti?
30 civarında polis ile Girne’yi korumaya çalışıyoruz sevgili okurlar. COŞ, Adli Şube, Trafik ve Merkez Karakol gibi görevlerde bulunan polis sayısı yetersiz. Aynı anda iki kaza, iki de hırsızlık olsa polis hangisine koşacak?
Geçtiğimiz gün yaşanan kuyumcu soygunu da bu açıdan bir ele almakta fayda var. Polis, nereye yetişecek? Yolu mu kesecek, olay yerinde incelemelerde mi bulunacak, ifade mi alacak?

Bu konu aydınlığa kavuşmalı
Lefkoşa Belediye Başkanı diyor ki “Liste yaptık, İçişleri Bakanlığına verdik” O liste nerede? Kimde? O liste eline geldikten sonra ne yapıldı? Tüm bu soruların cevaplandırılması gerekiyor.
Eğer bu soruların cevaplarını bir şekilde bulabilirsek belki bir yerlere varabiliriz. Yoksa kendi kendimizi sosyal medyada övmeye veya yermeye devam ederiz.

Niyazi Hoca’ya 3 soru
Güney Kıbrıs’ta AKEL’den Avrupa Parlamentosuna milletvekili seçilen Kıbrıslı Türk Niyazi Kızılyürek, Kıbrıs konusuna ilişkin konuşmuş. Niyazi Kızılyürek, şunları söylemiş; 
“İki bölgeli iki toplumlu federasyon modeli konusunda büyük bir bilgisizlik var. Bugün bir uzaylı gelse ve önüne Kıbrıs’ın olgularını koyup ne tür devlet daha iyi uyar diye sorsak cevabı net olarak federasyon olurdu. Çünkü seçenekler nettir: 
Çoğunluğun yönetmesi anlamına gelen üniter devleti Kıbrıslı Türkler asla kabul etmez. Ayrı Kıbrıs Türk Devleti de, Rumların asla kabul etmeyeceği bir şeydir…
Ayrı Kıbrıs Türk devletinin hukuki zemini olduğuna da inanmıyorum. Bu olgular ile ideal çözüm federasyondur. Bu ülkeyi tekrar birleştirebilecek tek model. Garantilere son verir ve siyasi eşitliği kabul edersek Kıbrıs sorununun çözüm yolu açılır.” 
Şimdi Niyazi Hoca’nın bu dediklerine şu üç soru ile karşılık vermek istiyorum; 
Birincisi: Madem bu iş bu kadar kolaydı neden yıllardır bir arpa boyu yol alamadık sevgili Hocam?
İkincisi: Bizim için sorun değil, ama Rumların bizimle aynı siyasi eşitlikte olacağına kim inanıyor bu çağda. Senin uzaylı arkadaşın da dahil? 
Üçüncüsü: Uzaylının bile federasyon dediği ortamda siyasi eşitlik ve garantilerin kalmasında ne gibi sakınca olabilir ki Hocam? Günün sonunda Türkiye tek başına garantör devlet değil. Diğer 3 ülke gibi Türkiye de garantör. Ada’da herhangi bir sıkıntı oluşmazsa kimse Garantörlük Hakkını kullanmak zorunda kalmaz nasılsa. 

MESAJLAR:

Dr. Faiz SUCUOĞLU: Erken kalkan erken yol alır derler, siz ekibinizi erken erken oluşturunca birçok yasayı meclise hazır hale getirmişsiniz bir hafta içerisinde. 

Mustafa AKINCI: Yeni hükümetin kurulmasının ardından Başbakan Ersin Tatar ile ilk haftalık olağan görüşme bugünmüş. Bakalım Ersin Beyi nasıl ağırlayacaksınız Saray’da. 

Ersin TATAR: Ekonomik konularda adım atmak üzere bir çalışma ekibi oluşturup bu konuda hızlı bir şekilde adım atmak için çalışmalara başlamışsınız. 

Koral BOZKURT: Evli arkadaşların yanında bekârlık krallıktır deyince arkadaşlarınızdan bazıları siz gittikten sonra hayli zor anlar yaşamışlar. Hatta bazıları gece koltukta yatmak zorunda kalmış. 

İsmail ARTER: Cuma günü festivalle ilgili basın toplantısı düzenleyecekmişsiniz. Geçen yılki gibi bu yıl da hayli iddialı bir festival programı için çalışmışsınız. 

Prof. Dr. Niyazi KIZILYÜREK: Garantilere gerek yok demek kolay. Ama olaya tersinden bakalım, neden garantilere gerek olsun ki. Kâğıt üzerinde yazılı olarak pek ala kalabilir. Önemli olan niyettir. 

Ahmet MANAVOĞLU: Lefkoşa Vergi Dairesi Müdürlüğü için şimdi de sizin adınız geçmeye başladı. Ersin Bey bu önemli görevi sizden başkasına emanet edemem diyormuş. 

İbrahim ÖZSOY: Spor dünyasını bir kez daha bir araya getirmeyi başardınız. Hatta o gece gördük ki bazı küs isimler bile yan yana geldi sayenizde. 

Mutlu AZGIN: Memleketin tüm ayarları kaçınca sağcılar solcu, solcular da sağcı gibi konuşur oldu. Daha durun bakalım neler neler göreceğiz bu gidişle. 

Dursun OĞUZ: Et fiyatlarının artması ile birlikte bazı üreticilerin süt hayvanlarını kestirdiği yönünde ihbarlar alıyoruz. Eğer bu doğru ise yakında süt bulamayacağız. 

Candan AVUNDUK: Piyasada çok hızlı bir şekilde süt hayvanları azalıyormuş. Bir araştırın bakalım gerçekten durum ne diye? Bize gelen bilgiler doğru ise vay halinize. 

Güneş GÜNEŞOĞLU: Babalar günü için Uzak Doğu’dan çok özel hediyeler getirmişsiniz. En kısa zamanda dükkâna uğrayıp oyalantı için birkaç alet alacağız. 

Dr. Remzi GARDİYANOĞLU: Hükümete 100 günlük bir süre vermişsiniz ve bu süre dolmadan çok fazla kamuoyuna çıkmayacakmışsınız. Hade bakalım. 

Hakan UYGUN: Yeni bir dernek kurmak için kolları sıvamışsınız. Bu gidişle haftanın her bir gününe denk gelecek dernekte üye veya sorumlu olacaksınız. 

Nidayi KÖSE: Dün akşam üstü sizin dükkânın arkasından dumanlar yükseliyordu. Bölge sakinleri önce yangın sandılar ama sonra devasa mangalı görünce konunun ne olduğunu anladılar.

YORUM EKLE

banner608

banner474