banner564

Protokol 

500 günden fazla bir sürede Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü imzalanamıyordu. Tıpkı bundan önceki protokolde olduğu gibi bu protokole de imza atamayan CTP’nin başını çektiği Dörtlü Koalisyon Hükümeti 15 ay dayanabildi ve sonlandı. Bu son 5 yılda ikinci kez vuku bulan bir hadise oldu. CTP hükümete geliyor ama ne hikmetse bir türlü ‘işbirliği’ protokolüne imza koyamıyor.
500 günden daha fazla bir sürede imzalanamayan protokolü 59 günde imzalayan Başbakan Ersin Tatar’a sosyal medyada CTP’lilerden yaylım ateşi var. Yok, emir altına girmiş yok taviz vermiş falan filan. Bildik teraneler.
İyi de 14 ay boyunca Başbakan olan Tufan Erhürman sürekli protokolü imzalayacağız, şu gün şu ay diye tarih verip durmadı mı? CTP’li arkadaşlarım neden protokol imzalandı diye Ersin Tatar’ı hedef alıyorlar.
CTP’li arkadaşlarımın yapması gereken tek bir şey var aslında. Malum önlerinde kurultay da var bu aralar bol bol bir araya gelebilecek bir ortamları var. Şu soruyu kendi içlerinde tartışmalılar.
Son 10 yılda 3-4 kez hükümete gelen ve iki kez protokol yüzünden hükümetten olan CTP, neden bugüne kadar bir tane bile İşbirliği Protokolüne imza koymadı, koyamadı?
Bence doğru olan bu, CTP’li yoldaşlarıma küçük bir tavsiye, bırakın Ersin Tatar’ın 59 günde protokol imzalamasını, CTP neden imzalayamadı? Bunu tartışın ve bir sonuca da varırsanız lütfen bana yazın...

20 Temmuz’da ‘Bıktıklarım’
Takvimler 20 Temmuz’u gösterdiğinde şu üç şey kesinlikle oluyor bilmem siz de farkında mısınız? Ve bu üç şeyden gerçekten bıktık, usandık. 
Birincisi: Doğuş Derya ve o kanattan birileri çıkıp 20 Temmuz üzerinden karalama siyaseti yapıp, toplumun sinir uçları ile oynayıp, kendi seyircisi önünde puan toplama arayışları.
İkincisi: Faşist Rumların barikatlarda yaptıkları gösteriler sonrası sağ ve sol cenahın sosyal medya üzerinden kimin barışçı, kimin milliyetçi olduğuna dair kısır atışmalar.
Üçüncüsü: Şafak Nöbeti yapılan alanın törenlerden sonra çekilen fotoğraflarının sosyal medyaya atılması. Hatta sırf bu işi bekleyenler var. Törenler biter bitmez oraya fotoğraf çekmeye gidiyorlar. 
Her yıl 20 Temmuz törenleri gibi bu üç şey de o kadar çok sık tekrarlanır oldu ki kabak tadı veriyor. Her yıl aynı şeyleri konuşmak, boşa tartışmak... 
 
Farklı bir “Analiz”
“Savaşa karşıyım bu nedenle 20 Temmuz’a da karşıyım.” Bunu anlarım ama 20 Temmuz’u anlamsızlaştırmak. Hiç uzaklara gitmeyim ailem 3 defa göçmen oldu, 2 defa ölümden kıl payı kurtuldu. 
Ermeni ve Rum komşular olmasa belki de onlar da yoktu. Mahalledeki Türkler öldürüldü. Bu aile hafızası bir yerde okumadım. 15 Temmuz sonrası babam ve annemin konuştuklarını hatırlıyorum. 
Babam “sıra bizde“ diyordu annemi ve bizi bir yerlere yollamaya çalışıyordu. Tartışmaların veya sloganların aslında çok anlamı yok. Bir düşünün; 15 Temmuz’da yapılan Yunanistan’a bağlanma hareketi sonrasında “Sıra bize gelmeyecek miydi?”
15 Temmuz sonrasında 20 Temmuz Barış Hareketi değil mi? Hiçbir tez, hiçbir şey 15 Temmuz’u silmez. 15 Temmuz var ve bütün söyleyeceklerimiz anlamsız kalıyor. 15 Temmuz’un nedeni belli, amacı belli.
15 Temmuz’dan sonra 20 Temmuz “Bir Mecburiyet Değil Mi Kıbrıs Türkleri İçin?” Olay bu kadar basit, 20 Temmuz var çünkü 15 Temmuz var... Bunun sonrasını tartışalım da 20 Temmuz’un nesini tartışıyoruz?”
Şahap Aşıkoğlu

MESAJLAR

Ersin TATAR: Türkiye ile en kısa sürede ikili anlaşma imzalayan Başbakan olarak tarihe geçtiğinizi biliyor muydunuz? Bu konuda en yakın rakiplerinize 7 ay fark attınız. 

Mustafa AKINCI: Geçtiğimiz hafta hayli stresli ve gergin olmanıza karşın torunlar Amerika’dan çıkıp gelince neşeniz hemen yerine gelmiş. Hem buradaki hem de yurt dışındaki torunlarla hayli güzel saatler geçirmişsiniz. 

Tahsin ERTUĞRULOĞLU: Merhum Başbuğ Türkeş’in doğduğu evin açılışında eski dostları görmüş ve koyu bir sohbete dalmışsınız. Özellikle Tuğrul Bey ile yaptığınız kulaktan kulağa konuşmanızı birileri uzaktan merakla izledi. 

Mine GÜRSES: Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ev sahipliğinizden ziyadesi ile hoşnut kalmış. Öyle ki size “Mine Hanım evden çok sizde kalıyoruz” diye de takılmış. 

Reha ARAR: 20 yıl önce söyledikleriniz bugün tek tek ortaya çıkıyorsa bugün neler söyleyeceksiniz 20 yıl sonrasına. Valla merak ettik doğrusu. Neyse İstanbul dönüşü bir kahve alacağımız olsun. 

Turgay DENİZ: Cumhurbaşkanı Akıncı’nın verdiği resepsiyona katıldınız ama Cumhurbaşkanlığı size herhangi bir davetiye göndermedi. Haberiniz olsun. 

Hüseyin YEŞİLDAĞLI: Şu bıyık meselesi evden veto yiyince tekrar gündeme almak zorunda kalmışsınız. Valla ne yalan bizde de durumlar aynı. Evdeki patron ne derse o, siz bir an önce yeniden bıyık bırakmaya başlayın en iyisi. 

Tolga ATAKAN: Türkiye ile yapılan işbirliği protokolüne en çok siz sevinmişsiniz. Şimdi bazı yarım kalan projelerin tamamlanması için süratle atağa kalkacakmışsınız. 

Tuğgeneral Tevfik ALGAN: Gülseren askeri kışlasında boğulma ve can kurtarma eğitimlerinin, eğitime gelen askerlere gösterilmesine sevindik. Zira en ufak bir hamle can kurtarabilir bu tür hadiselerde. 

Mehmet Ali TALAT: Seçim sisteminde köklü bir değişiklik değil ama karma oy sisteminin kalkması teziniz şu günlerde konuşulmaya başlandı. Ancak doktor vekiller buna en başından karşı. 

Ertan BİRİNCİ: Ne kadar kızsanız ne kadar haykırsanız sonuna kadar haklısınız. İzniniz olmadan bahçenize girip çitlerini kesmeleri hiç yakış kalmadı KIBTEK’e. Umarım düzgün bir şekilde özür dilerler sizden. 

Dr. Bülent DİZDARLI: Şu siyah gömlek giyen adamların hikâyesini anlatacak mısınız? Bizi uğraştırmayın ve gönüllü olup anlatın. Bu sıcaklarda bize iş çıkartmayın çok rica ederim. 

Tufan ERHÜRMAN: Tam 10 gündür kayıpsınız. Hayırdır her şey yolunda mı? Törenlerde ve resepsiyonlarda da gözlerimiz sizi aradı. Yoksa ufak bir tatil mi yapıyorsunuz? 

Kemal Deniz DANA: Uyguladığınız sıkı diyet programına ilk defa geçtiğimiz Cuma akşamüstü uymayıp Mardo’da bir kâse dondurmayı afiyetle mideye indirmişsiniz. 

Onur OLGUNER: Şu sıralar Fenerli arkadaşların gözüne gözükmeyin deriz. Zira fena öfkelenmişler sana. Zaten adamların bir yıl boyunca yüzü gülmedi, hayli gerginler, aman dikkat et de senden sinirlerini almasınlar.  

YORUM EKLE

banner471

banner474