banner564

Reklamlar bitti, dağılabilirsiniz. 

İki gün ara ile önce Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı ardından da dün Toplum Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ü törenlerle andık.   7 yıldır Kurucu Cumhurbaşkanımız için bir anıt yapamadık. Her yıl gıdım gıdım giden bir inşaat süreci devam ediyor. 
Öte yandan 35 yıldır Anıttepe’de yatan Dr. Küçük içinde artık anıt anıt olmaktan çıkıyor. Bakın dün tören vardı, tüm devlet erkânı törendeydi. Konuşmalar yapıldı, çiçekler konuldu. Bugün bir gidin bakalım Dr. Küçük Anıtına girebilecek misiniz?
Zira tören dışındaki günlerde Dr. Küçük Anıtı kapalı. Anıtın yolundaki dev kapı üzerinde kilit ile kapatılıyor anıt. Ta ki bir sonraki 15 Ocak tarihi gelene kadar. 
Geçtiğimiz yaz Türkiye’den gelen bir belediye başkanı anıtı ziyaret etmek istemişti. Anıta giden yol kapalı olduğu için etrafından dolaşıp tellerin üzerinden atlayıp anıta ulaşabilmiştik.
İşimiz gücümüz komedi, iki gündür devletin en tepesindekiler, siyasetçiler, sivil toplum örgütleri Dr. Küçük ve Denktaş ile ilgili bir sürü laflar söylediler. Ama gelin görün ki bir gün sonra ne kimse Denktaş’ı anacak nede Dr. Küçük’ün anıt mezarını ziyaret edebilecek.

Erhürman: “Birileri ülkeyi germek için uğraşıyor!”
Başbakan dün sosyal medya hesabından yaptığı kısa açıklamada “Birileri ülkeyi germek için uğraşıyor!” dedi. Başbakanın bu söylemine kesinlikle katılıyorum. Hatta kendisine yardımcı olmak ta istiyorum.
O yüzden bu “birilerinin” kim olduğu konusunda Başbakana yardımcı olmak en azından bu köşeyi tutan bir yazar olarak bizim görevimiz olmalı. 
Durumu vazife bilip ülkeyi germek için uğraşanların listesini yayınlıyorum. Sayın Başbakan Erhürman bunlardan bir veya birkaç tanesini işaret etsin ve hedefe yönelelim.
Bir: Mehmet Ali Talat:  Ansızın gündemde Cumhurbaşkanlığı adayı tartışmaların başlatarak Başbakanın Şubat ayındaki CTP kurultayı öncesi fena halde sıkışmasına neden oldu. CTP içindeki yüksek gerilimin birinci nedeni bu sayılabilir. 
İki: Dome Otel: Sayıştay ve diğer raporlara bakınca hukuksuzluğu gören Başbakan Erhürman yanlış adım atmak istemiyor. Ama parti içinde ki bir grup bunu şeref ve haysiyet meselesi olarak gördüğü için Başbakan Erhürman’ı bu konuda sıkıştırıyor. 
Üç: Kudret Özersay: Her şeyi ben bilirim havasında olan Kudret Bey, her açıklaması ile Tufan Hocayı öyle bir dar boğazın içine atıyor ki işin içinden çıkabilene aşk olsun. Örnek olarak bakınız ABD açıklamaları, Vicdani Ret açıklamaları.
Dört: İbrahim Benter: Vakıflar İdaresinin başında olan İbrahim Benter’in son günlerde ki çıkışları da Başbakanı yeteri kadar zorluyor. İki arada bir derede kalan Başbakan için karar vermek oldukça güçleşiyor.
Beş: Serdar Denktaş: Hükümetin dağılmaması adına elinden geleni ortaya koyan Serdar Denktaş, öte yandan hükümete sormadan tek başına aldığı kararlar sıkıntıya neden oluyor. Özellikle bazı aile işleri yüzünden Tufan Hoca sıkıntı yaşıyor. 


Aferin size
Ombudsman Emine Dizdarlı’nın ülkede önemli bir boşluğu doldurduğu kesin. Buna her hangi bir itirazımız yok. Ama bazen öyle işlere karışıyor ki ayıklamak gerçekten çok zor. Tıpkı dünkü raporu gibi. 
Ombudsman Emine Dizdarlı’nın son raporunun üzerine mal bulmuş mağribi gibi atlayan yandaş medya hariç hiç kimse bu raporu ciddiye almadı. Ama bir algı oluştu kamuoyunda. 
Raporda adı geçen iki isimle de dün görüştük. Polat Alper yine bir CTP hükümeti döneminde kendi arazisinin yanındaki boş araziyi 10 yıllığına kiralamış ve içine 65 tane zeytin fidanı dikmiş.  Benzer bir durum UBP milletvekili Kutlu Evren içinde geçerli. Oda kendi arazisin yanındaki 1 dönüm orman arazisini kiralamış. İçine bir şeyler ekmiş.
Şimdi KKTC’de bu durumda en az 5 Bin den fazla örnek var. Eğer sizin arazinizin yanında devlet arazisi var ise kiralayabiliyorsunuz. Üstünde bina yok inşaat yok. Zeytin ağacı var. Ve devlet kira alıyor bu işten. Mal sizin olmuyor yani. 
Bunu büyük bir vurgun varmış gibi haber yapmak, bunu büyük bir vurgunu ortaya çıkarmış gibi gündem olmak, abesle iştigalden başka bir şey değildir. 

MESAJLAR

Emine DİZDARLI: 65 zeytin ağacı için öyle bir rapor çıktı ki ortaya, zannedersek KKTC’nin en büyük vurgununu ortaya çıkardınız. Üstelik raporda ki tapu numaraları da hatalı. Orijinal koçanlara bakabilirsiniz. 

Tufan ERHÜRMAN: Dome Otel konusuna göre alternatif aday için karşıtlarınız adaylarını hazırladılar. Şimdi top sizde. Eğer Dome Otel’i vermezseniz karşınıza aday çıkacak, verirseniz kurultay tek adaylı geçecek CTP’de. 

Dursun KOÇ: Pek muhterem valideniz hakka yürümüş. Merhumeye Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun. 

Cemal ÖZYİĞİT: Yüksek Öğretimde tehlike bas bas bağırarak geliyor ama kimsenin bu konuda bir sesi çıkmıyor. Yakında büyük bir bomba patlayacak gibi. Hazırlıklı olmakta fayda var. 

Prof. Dr. Akile BÜKE: Siz üniversite izinleri ile uğraşa durun, Türkiye’de YÖK öyle kararlar aldı ki gelecek yıl 100 bin rakamını rüyada bile zor göreceğiz eğer böyle giderse. Bence biran önce tedbir almaya bakın. 

Bertan ZAROĞLU: Valla her seferinde hükümet gündemi değiştiriyordu bu sefer siz değiştirdiniz. Bakın ne Ciklos kaldı ne vicdani ret. Konu gene sizde döndü. 

Hüseyin ÖZGÜRGÜN: Ufaklık pek nazlı pek gazlıymış. Tüm gece gaz çıkarması için elinizde bebek evin içinde turlar atıyormuşsunuz. Allah mutluluğunuz daim etsin. Bu arada pek tatlı pek şeker olmuş prenses. 

Hüseyin ANGOLEMLİ: Pek muhterem hayat arkadaşınız, kıymetli eşiniz,  hakka yürümüş. Merhumeye Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun.

Sunat ATUN: KIB-TEK konusunda önümüzdeki günlerde soru önergesi hazırlıyormuşsunuz. Bu arada kurumun Nisan 2019’dan sonra çok ama çok zora gireceğini iddia etmişsiniz. 

Özdil NAMİ: Şu KIB-TEK konusunda açıklamalarınız ne bizi nede diğer arkadaşları tatmin etmedi. Bu konuda bir basın toplantısına ne dersiniz. Herkes gelsin ve aydınlanmayan bir soru kalmasın akıllarda. 

Özgün FARUK: Lefke’ye yağan son yağışlar Lefke göletinin dolmasını sağlamış. Bu yıl yağan yağışlardan sonra her halde bölgede ki narenciye bahçeleri iyice suya doydu değil mi? 

Mustafa AKINCI: Lefkoşa’daki tek araç geçiş noktası olan Metehan Sınır Kapısı artık ihtiyacı karşılamıyor. Bu konuda Rum mevkidaşınızla bir görüşmeye ne dersiniz. Hem müzakere falan yok iken aradaki bağ kopmamış olur. 

Mustafa VAROL: Sana 24 saat müsaade, eğer o purolardan payıma düşeni getirmezsen olacakları artık ben değil sen düşün bir istersen. Süren başladı. 

Ahmet YÖNLÜER: Siyasete hızlı bir giriş yaptınız. Bu haftadan itibaren de ülke genelinde ziyaretlere başlayacakmışsınız. Bu arada siyasete döndükten sonra dolaptaki eski takımları da yeniden kuru temizlemeye vermişsiniz. 

Serdar DENKTAŞ: Maliye Bakanlığı olarak artık tüm gözleri Türkiye’ye çevirmişsiniz. Eğer beklediğiniz kaynak gelemezse Mart ayından sonrası hayli sancılı olacak diyor uzmanlar. 

YORUM EKLE

banner608

banner473