banner564

Siz ne taraftasınız? 

Anketlerin açıklanması ile birlikte toplumca en iyi yaptığımız şeyi bir kez daha yaptık… Bölündük…
Anketi destekleyenler, anketi desteklemeyenler… 
İki grubun kendine göre argümanları var. İki taraf da kendisini haklı göstermek için yoğun bir uğraş içerisinde. Rakamlar toplanıyor, sağ oylar sol oylara falan bölünüyor ve kendi tezini kanıtlamak isteyenler ellerinden geleni yapıyorlar. 
Oysa sorunun cevabı çok basit, “KKTC’de tek bir siyasi partinin desteklediği ve destekleyen siyasi partinin de yüzde 10 oyu bile yok iken son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı nasıl seçildi?”
Madem hesaptan kitaptan bahsediyoruz o zaman bu basit sorunun da yanıtını vermek durumundayız. Bu sorunun yanıtını vermeden yok çözüm isteyenlerin oy oranı yok federasyon isteyenlerin oy oranı, yok çözümü ve federasyonu isteyenlerin oy oranı diye hesap yapmanın hiçbir izahı olamaz. Önce bu basit soruyu yanıtlayacaksınız ve ondan sonra dilediğiniz argümanı ortaya koymakta serbestsiniz. 
Peki, bu duruma göre siz şimdi ne taraftasınız? 

İki kritik soru
Anketlerin ortaya çıkması ile birlikte “Kime oy vereceksiniz”den sonra sorulan çok önemli iki kritik soru var aslında. Bunlardan birincisi; ”Kıbrıs sorununun 2020 yılı içerisinde çözümünü bekliyor musunuz?” 
Geçen seçimlere göre bu seçimlerde çok ciddi farklılık gösteriyor bu sorunun cevabı. Geçen defaya göre aslında toplumun büyük bir kesimi “Çözümün bizim elimizde olan bir şey olmadığını gördü ve anladı.“
Hali ile Cumhurbaşkanı adaylarının bu konuda bol keseden atmalarına halk artık prim vermiyor. Bu konuda yok çözüm yaklaştı, yok çözüme mecburuz, yok çözüm ivedilik falan kazandı safsatalarına halk inanmıyor. Yeni şeyler söylemek yeni argümanları ortaya koymak gerektiğini zaten uzun bir süreden bu yana söylüyoruz bu köşede.
İkinci kritik soru ise hemen her ankette karşımıza çıkan “Bugün genel seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?“ sorusu. Aslında bu sorunun cevabı gidilecek köyün minareleri bakımından son derece önemli. 
Zira bu sorunun cevabı ortaya çıktıktan sonra doğal olarak şu durum ortaya çıkıyor. Eğer en yüksek oyu alan partilerin desteklediği adaylar ilk turu önde tamamlayamazlar ise parti içi liderlikleri sorgulanacak duruma gelir. Bir başka sorun ise bundan sonraki bu tarzdaki seçimlerde partiler kendi liderlerini aday göstermek yerine başka aday arayışlarına yöneleceklerdir. Bu da demokrasimizde farklı başka sorunları beraberinde getirecektir. 
İşin özeti anketler kadar sorulan soru ve onlara verilen cevaplar da son derece önemli ve her birinin kendi içinde son derece iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. 

Seçimlere ilk müdahale
Kuzey Kıbrıs tam seçimlere motive olmuş iken önceki gece yarısı gökyüzünün birden aydınlanması ile birlikte herkes telefonlara sarıldı ve gökyüzünü aydınlatan şeyin ne olduğu konusunda yorumda bulundu.
 NASA’nın açıklaması bile yetmedi bu konuda yapılan haberlere. Öyle ki NASA’nın verdiği saat ile bizimkilerin video çektiği saatlerin uyuşmadığı ortaya çıktı.  NASA’ya göre; Kıbrıs’ın gecesini aydınlatan ‘şey’ Kıbrıs ile Lübnan arasına düşmüş olabilir. 
Düşen şeyin “göktaşı” olduğu görüşünün ortaya çıkması ile birlikte muhabbet bir anda geyik muhabbetine döndü ve bir sürü UFO resmi sosyal medyada paylaşıldı. 
UFO’ya seyrüseferini soran polisten Cumhurbaşkanlığı seçimleri için müdahaleye geldiğini söyleyene kadar pek çok espri döndü sosyal medyada. 
 
MESAJLAR
Bekir KARADUMAN: Kısa bir moladan sonra memlekete yeniden hoş geldiniz. Memlekete gelir gelmez bazı eski dostlarla buluşup hemen tavlanın başına oturmuşsunuz. Cumartesi için aman kimseye söz vermeyin. 

Cemal ÖZYİGİT: Görevler geçici, ama görevdeyken atılan güzel adımlar kalıcı oluyor değil mi? Özer ve Neriman Boyacı Vakfı ile Lefkoşa Metehan bölgesine özel eğitim merkezi kurulmasına ilişkin sizin döneminizde atılan ilk adımlar sonuçlarını vermeye başlamış. 

Salahi ŞAHİNER: Seçimlerin içinde söz nişan olmaz. Kız tarafına söyleyin madem bu kadar beklediler bir 90 güncük daha bekleyiversinler. Hem ne demişler iki seçim arası düğün olmaz. 

Tözün TUNALI: Ah ah asıl ben konuşursam memlekette taş üstünde taş kalmaz. Ama ne yaparsın memleketin huzuru kaçmasın diye yıllardır içime taş atıyorum da bir şeycik demiyorum. 

Erman YAYLALI: Grip salgını en sonunda sizi de yakalamış ve yatak döşek evde yatıyormuşsunuz. Çok geçmiş olsun, umarız en kısa sürede yeniden ayaklanırsınız. Bol bol C vitamini öneriyoruz size de.

Dr. Sibel SİBER: Yunanistan'da ilk kez bir kadın Cumhurbaşkanı seçildi. Tam da KKTC seçimleri öncesi bu durumu seçimlerde kullanmak gerekiyor diye düşünüyorum. Bizde neden olmasın demi? 

Mustafa AKINCI: Kıbrıs Postası’nın anketinde asla oy vermem denilen adaylar arasında açık ara birinci olmanızı neye bağlıyorsunuz. Şu meşhur ekip bu konuda kafa yormaya başlasa iyi olur. 

Kartal HARMAN: UFO söylentilerinden sonra Beşparmak Dağlarında elinizde av tüfeği ile UFO nöbetine başladığınız yönde ihbarlar alıyoruz. Eğer durum bu kadar vahimse desteğe gelelim size. 

Ersin TATAR: Daha diğer adaylar tüm ilçeleri selamlamamışken siz maşallah bir haftada altı ilçenin altısında da etkinlik düzenleyerek yeni bir rekora imza attınız. 

Ayşegül BAYBARS: Ya siyaset böyle işte, bir anda hiç karşılaşmadığınız hastalıklar yakanıza yapışır, tansiyondu şekerdi, kalpti bunlar siyasetçilerde en çok görülen hastalıklar. Neyse çok geçmiş olsun, umarız en kısa sürede eski sağlığınıza yeniden kavuşursunuz. 

İzzet TÜRKMEN: HAK-SEN’de görev değişimine gitmişsiniz ve Başkanlığı Eren Büyükoğlu’na devretmişsiniz. Hayırdır durup dururken biraz ani olmadı mı bu değişim? 

Mustafa GÖÇER (Çatlı): Dün Karpaz’da balıkçı dostlarınıza uğramışsınız ve bir aylık stok yapıp Lefkoşa’ya geri dönmüşsünüz. Ee artık kısmetinize göre dostlarınızı da nasiplendirirsiniz değil mi?  

YORUM EKLE

banner608

banner473