Dün sabah kahvesini Girne’de çarşıda esnaf dostlarımız ile birlikte içtik. Çarşının gündemi hem siyaset hem ekonomi. İkisinin de gidişatından esnaflar memnun değiller. Zira ekonomide yaşanan durgunluk, siyasette yaşanan çalkantıdan önlerini görememekten şikayetçiler.
Hani haksızda değiller…
Öyle ya en düşük kira veren 5-6 bin sterlin para ödüyor mal sahibine. Dükkan kirası, personel gideri, ofis gideri falan derken bir dükkanın günlük cirosunun 10 bin TL’nin altında olmaması gerekir. Yani Girne’deki dükkanların sabahtan akşama kadar müşteri ile dolup taşması gerekir.
Bununla ilgili hükümetin politika üretmesi, ülkeye gelen turistin sayısının arttırılması, ülkeye gelen turistin çarşıya indirilmesi gerekiyor. Bunun için siyasetçilerin kafa patlaması gerekiyor. Ama gel gelelim bizim ülkede yıllardır siyasetin tek gündem maddesi seçimler.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri, genel seçimler, belediye seçimleri, parti kurultayları, rektör seçimleri, kurum ve kuruluşlara atanacakların seçimleri…
Sürekli seçim konuşuyoruz bu ülkede. Dünkü gündemimizin de büyük bir kısmı seçimdi. Son günlerde bazı gazetecilerin bu konuda yazdıklarından sonra sokak havayı almış ve onlar da artık yeni bir seçimi konuşmaya başlamış.
Kimisi hemen yapılsın diyor kimisi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonrasını işaret ediyor. Ama hepsinin ortak olarak buluştuğu nokta ülkede bir değil iki seçimin birden yaklaşmakta olduğudur.
Turizmciler, emlakçılar
Yürürlüğe giren yeni muhaceret yasasına göre; artık ülkeye giren bir yabancı 90 gün ülkede kalabilecek. Dün bir arkadaşım bir otelimizde kalmak üzere ülkeye girişi yaptı ve yeni yasa ile ilk karşılaşanlardan bir tanesi oldu.
Kapıdaki muhaceret polisi ülkede 90 günden fazla kalamayacağını söylemiş kendisine. Benim arkadaşım sık sık kumar oynamaya geliyor Türkiye’den bu ülkeye. Adamın parası var ve bu zevki bizim ülkemizdeki otellerde ve gazinolarda harcamak.
Şimdi ayda en az iki kez geliyor. Her seferinde 5-10 gün arası kalıyor. Merit’teki turnuvalara da katılıyor. Adamın yaşam biçimi yani bu. Şimdi bu adam her ay böyle gelse demek ki yılın yarısından sonra bir daha bu ülkeye gelemeyecek demektir.
Ne yapacak, ya Batum’a gidecek ya da daha yakın olan Balkan ülkelerine.
Buraya kadar yazdıklarım gazinocuları ilgilendiriyordu. Bundan sonrası emlak ve inşaat sektörü ile alakalı. Ev satın alan onca yabancı var ülkemizde. Son dönemde Baltık ülkeleri ama başta İngiltere, Rusya, İsrail ve İran.
Bu insanlar burada ev alıyorlar. Ta koçanlar dönsün ta İçişleri Bakanlığının gönlü olsun ve güvenlik soruşturmaları tamamlansın ve tapuları üstüne geçsin ne yapacaklar bu ülkede, nasıl kalacaklar?
Şimdilik kimse neyin ne olduğunu bilmiyor bence. İlerde çok ama çok gürültü kopacak bu konuda.
Bravo Başkan
Sayın Alihan Pehlivan,
Diyalog Gazetesindeki köşenizi her gün sıkı takip edenler arasındayım. Geçen gün şahit olduğum bir olayı bilginize getirmek istiyoruz. Geçenlerde Alsancak bölgesinde yolda giderken şahit olduğum bir manzarayı size anlatmak istiyorum.
Alsancak’taki evime giderken ansızdan bir sağanak yağmur bastırdı, göz gözü görmüyor o derece yani. Yolda yavaş yavaş aracımı sürerken bir baktım yol kenarında bir araç ve bir kişi o yağmurun altında yağmur mazgallarını açmak için uğraşıyor. Yakından dikkatlice bakınca bu kişinin Alsancak Belediye Başkanı Fırat Ataser olduğunu fark ettim.
O yağmurda sırılsıklam olmasına rağmen mazgallarla tek başına uğraşıyordu. Bu manzarayı sizinle ve okuyucularınızla paylaşmak istedim. Gerçekten yüreği ile bu işi yapan Alsancak Belediye Başkanı Fırat Ataser’i kutlamak istiyorum. Gerçekten yüreği ile bu işi yapıyor demek ki. Kendisine helal olsun. Umarım siyasete giren herkes bu arkadaşı kendine örnek alır ve halk için canla başla çalışır.
Alsancak’tan bir okurunuz.
Antalya’ya gidip geliyorum
Biliyorum bu ara çok seyahat ettik ama iş gereği. Dün de ülkeden ayrıldık, Antalya’ya önemli bir toplantıya gidip geliyorum. O yüzden köşemizin mesaj bölümünü bugün yetiştiremedik. Pazartesi günü bomba gibi konular ve mesajlarımız ile yine bu köşede görüşmek üzere, Allah’a ısmarladık…
