Ligin sonu yaklaştıkça takımlardaki stres de ağır gelmeye başladı. Bir tarafta şampiyonluk yolunda kayıp istemeyen Mağusa Türk Gücü, diğer tarafta ise play-out oynamak istemeyen Baf Ülkü Yurdu.

 Mağusa Türk Gücü cumartesi lider Yenicami’nin galip gelmesinden sonra 5 olan puan farkını azaltmak için mutlak kazanmak zorundaydı. Aynı şekilde Baf Ülkü Yurdu da kaybedebileceği puanlarla çok daha zor duruma düşeceğini biliyordu.
 Maça deplasman takımı daha iyi başlamasına, topa çok daha fazla sahip olmasına rağmen geliştirdiği atakların tümü da amaçsız ve sonuç almaktan uzak ataklardı. İlk yarıda rakip kaleciyi rahatsız edecek şutları bile yoktu. Uğur olsun, Dinopeter olsun hiç etkili olamadılar. Bunlara Peter de eklenince çok verimsiz kaldılar.
 Belki rakibine de pozisyon vermedi. Ancak şampiyonluk mücadelesi veren bir takımın çok daha istekli olması gerekirdi. İkinci yarıda gol için daha fazla ileriye gitmek istediler, bu kez de geride boş alanlar bıraktılar. Bunlardan birinde de geriye düştüler. Bu golde iki defans oyuncusunun adeta uyuduğunu gördük. 
 Rakibinin kendi kalesine attığı gole rağmen tekrar geriye düştüler. Bu golden sonra uyanarak kendilerine gelerek aka arkaya 2 gol bulmayı başardılar. Bunda rakip takımın çok eksik olması, oynayan gençlerin tecrübesizliği ve kazanamama stresi etkili oldu. 
 Mağusa Türk Gücü aldığı bu galibiyete rağmen bu kadar dağınık ve defanstaki hatalarına devam ederse kaybedeceği puanlar da olacak.
 Baf Ülkü Yurdu eksikliklerinin sıkıntısını bu maçta fazlasıyla hissetti. Lawal, Ahmet Hatay ve Berk cezaları nedeniyle oynamadılar. Onların yerine oynayan Mustafa ve Metin’in çok genç olması ve heyecanları oyunda kaldıkları sürede fazlasıyla hissedildi. Onların yerine girenler de genç takım oyuncuları olunca takıma katkıları da olmadı. 
 Tüm bu olumsuzluklara rağmen çok iyi mücadele ettiler. Güçlü rakipleri karşısında 2 kez de öne geçmeyi başardılar. Ancak öne geçtikten sonra genç oyuncuların yorulması ile birlikte rakiplerinin etkili oyuncuları devreye girdi ve 2 dakikada 2 gol yiyerek geriye düştüler. Kazanamamanın verdiği stres onları da germeye başladı. Son bölümde rakiplerine fazlasıyla pozisyon verdiler. 
 İlerideki Joseph ve Hafız çok ama çok yalnız kaldılar. Özellikle ilk yarıda çok nadir gelişen ataklarda bu 2 oyuncu ile diğer arkadaşları arasında en az 30-35 metre fark vardı. Onlara hiç destek veren olmadı. Ani ataklarla gol atabileceklerini kendileri de biliyordu. Golleri de böyle buldular.
 Alınan bu mağlubiyetten sonra çok daha zor haftalara girdiler.