Hemen hemen her şeyin, dur durak bilmeden hızla yaşandığı zamanlardayız. 
“Hiçbir şeye vakit yok” diye söylenirken, yaşadığınız hayatın tam olarak neresinde olduğunuzu belki de ciddi ciddi düşünmenin vakti gelmiştir artık…
Batan güneşin ardından, bir gün daha ömrünüzden kayıp giderken, bugünden sonra yarın ve daha sonraki günlerinizin nasıl geçmesini istediğinizi bir an bile düşündünüz mü?
Yine hızla mı geçsin yoksa çay misali demli mi olsun diye sorsam, ne cevap verirsiniz merak ediyorum...
Teknoloji değişti her şey hızlandı diye düşünülse bile, dünya yine eskisi gibi dönüyor; ne bir saniye önde, ne bir saniye arkada...
Hızla koşarken hayatın içinden, çoğu zaman dibinizdeki güzellikleri göremezsiniz, hızla tüketirken ömrünüzden günleri ve yılları, çoğu zaman tadına bile varamazsınız kokladığınız çiçeğin kokusunu, yediklerinizin tadını, hatta öptüğünüz tenin tadını ve kokusunu...
Hep yarım kalır, hep eksik kalır her ne yaşanıyorsa...
Ne sevgilerinizi tam yaşayabilirsiniz, ne de tutkularınızı... Her şey ışık hızı ile olup biterken, geriye sadece ne olup bittiğini çoğu zaman anlayamayan yorgun bir ruh kalıyor... 
Bir süre sonra da hem kendinize yabancılaşırsınız, hem de çevrenize...
Bedelini sizin ödediğiniz hayatınızın, tam ortasında değilseniz, yaşadığınız hayat kimin? Tıpkı aşk gibi...
Bedelini sizin ödediğiniz aşkın tam ortasında değilseniz, yaşadığınız aşk kimin?
Tüm bu yarım yamalak yaşananlar, hep bir şeylere yetişme telaşından... Bu yüzden hayatınızı da, aşkınızı da hep kıyısından köşesinden yaşarsınız... 
Geçmiş günlere bakmaktansa, gelecek günleri düşünmektense sadece içerisinde bulunduğunuz zamanı, demli demli yaşasanız, tadına varsanız, bir daha kolay kolay böyle yaşamaktan vazgeçemeyeceksiniz.
Evet, aynen demli bir çay tadında...
Koşarak yaşarken, sadece kırıp dökersiniz. Ucunda ölüm olan bir hayatı demleyerek yaşamak varken, koşmak niye?
Sakin olunuz, çünkü hayat bir yarış değil, hızlı yaşadığınız için yarışı siz kazanmayacaksınız... Sadece sona doğru giderken; bir yol daha edalı, cilveli, diğeri ise daha yorucu, yırtıcı...
Kaybeden de kazanan da siz olacaksınız, o yüzden bundan sonraki günlerinizin tadını çıkartarak, demlenmiş çay misali yavaşça yudumlayarak, keyifle yaşayınız. 
Hayatınızın tam ortasında olunuz ki, yaşayacağınız tutku dolu aşkı ve sevgiyi sarıp sarmalayasınız…
Kim bilir, belki de aşk gelecek sayfada sizi bekliyordur, bu yüzden etrafımızdaki güzellikleri görerek yaşamaya devam…
Cemal Süreya’nın dediği gibi; “Umut belki de gelecek sayfadadır. Kapatma kitabı…”