banner564

Tarımsal ilaç kullanımı üzerine…

Son yazımızda gıda güvenliği ve kanser konusuna değinmiştik… 
Tarım Dairesi Müdürü Emine Solyalı bir yazı göndermiş… Noktasına virgülüne dokunmadan yayınlıyorum… Sayın Solyalı ne kadar sık denetim yapıldığına ilişkin bilgiler paylaşmış… Benim yazımızda “denetim yapılmıyor” diye bir şikayet yoktu… Üç ana noktaya vurgu yapmıştık, onları aynen aşağıda anımsatıyoruz:
- Gıda güvenliğiyle ilgili hala bir otorite yok! 
- Denetimlerin sıklığından bahsediliyor  ama bizleri zehirleyen tüccara ya da üreticiye bir ceza bile yok!
- Biliyor musunuz; hal yasamız bile yok!
Bu anımsatmayı yaptıktan sonra ve sözlerimizin arkasında olduğumuzu vurguladıktan sonra köşeyi Sayın Emine Solyalı’ya bırakıyorum:
“Denetim yapmadığımız söyleniyor. Bizim yıllık yaptırdığımız analiz sayısı b izimle ayni büyüklükteki ülkelerden çok fazla. Örneğin Bazı AB ülkelerinin yaptırdığı yıllık analiz sayısı. EFSA  raporudur. Litvanya 127 tane,  Luxembourg   161 adet, İzlanda 300 adet,  Güney Kıbrıs 650  adet, Bulgaristan  950 adet,  Portekiz  969 adet  , İspanya  1568 adet   ve Yunanistan 2278 adet analiz yaptırır. Türkiye    yıllık analiz toplamı 3700 adet. Görüldüğü gibi bizim büyüklüğümüze yakın ülkelerden nerdeyse 10 misli fazla sadece yerli üründe analiz yaptırırız. Bunun sebebi de ülkemizde bu tür analizlerin geçmişi 8-10 yıl öncesine dayanır Bir de Çiftçi eğitimlerimizin geç başlaması ve çiftçideki bilinç oluşturma çalışmalarının yeni  olması. Bu konuda çok fazla bilgi kirliliği vardır bilen bilmeyen konuşur. İlk defa yoğun analiz yapılması CTP-DP hükümetinin kurulduğu ve AB ile tanıştığımız 2004 yılında başladı. O yıllara kadar yıllık analizler birkaç taneyi geçmezdi ve kimse de bunu sorgulamazdı. O yıllara kadar insanımızın vücudunda bu ilaçlar birikti. Bugün limit üstü bulunan bile temize yakındır.
                Saksıda bir nane bile yetiştiren bilir ki o kadar çok bitki ve hastalık ve zararlısı vardır bunları pestisit kullanmadan üretmek çoğu zaman imkansızdır. Önemli olan bilinçli kullanılmasıdır. Beşeri ilaçların da zararları vardır. Bir taraftan tedavi ederken bir taraftan da başka organlara zarar verir ama gene de daha kötü sonuçlardan korunmak için kullanmak zorundayız. Önemli olan bilinçli kullanımdır.
   Tarımsal ilaçlar bir bitkide kullanıldıkları zaman parçalanarak yarılanır yani azalır. Bunun için bir zaman geçmesi lazım. Biz örneklerimizi tarladan alırız. Eğer bir  üründe limit üstü ilaç kalıntısı bulunursa bunu bir hafta ara ile iki defa daha analize göndeririz. Üçüncü analiz nihai karardır.(bu Tarımsal ilaçlar denetim kurulunun kararıdır) Devlet Laboratuvarı haftalık faaliyet raporlarında yaptığı her analizi yazar. Yani bir ürün 3 defa analize gönderilirse ve diyelim ki üçüncüde de kirli çıktı devlet laboratuvarı yayınlarında sanki farklı tarladan alınmış gibi algılanır ve üç tarlanın ürünü kirli denir. Bu kirli gibi gösterilen ürünlerin çoğu Üçüncü analizde tarımsal ilaç kalıntısı bakımından temize düşer. Bu yıl havaların nemli olması  mantari hastalıkları artırdı ve çiftçiler ilaç kullanmak zorunda kaldı. biz de bunun bilincinde olarak denetimlerimizi artırdık. Bazı iyi niyetten yoksun kişiler bunu bilerek doğru algılamaz ve denetim yoktur der. Denetim olmasa bugün bunlar da konuşulmaz. Herkes her şeyin gayet sağlıklı olduğunu sanır ve biz de rahat oluruz ama biz bu düşüncede değiliz. Ocak ayında 146 tarladan örnek aldık. Bunların sadece ilk analizlerinde 13 tanesinde sorun vardı. Bunların ikinci tekrarlarında  11 tanesi  limit  altına düştü sadece bir fasulye ve bir de maydanoz üçüncü tekrarlarında da limit üstü olduğu için yerinde imha edildi. Görüldüğü gibi Devlet laboratuvarlarının raporunda sanki  25 ürün kirli gibi görünür halbuki durum hiç de öyle değildir. Bunları defalarca çeşitli basın ve yayın organlarında açıklamama rağmen bilerek çarpıtanlar   çok fazla.”
YORUM EKLE

banner471

banner474