Dünkü füze kazası ile ilgili onca haber onca yorum okudum ama en çokta DP lideri Serdar Denktaş’ın yaptığı açıklamaya takıldım. Olayın üzerinden 17 saat geçtikten sonra iki satır açıklama yazan Denktaş, Başbakan Ersin Tatar’ı “tecrübesizlik” ve “beceriksizlikle” suçluyordu.
Elbette muhalefete düşen bir partinin iktidardaki partiyi eleştirmesi, açıklarını bulup, bunu kamuoyu ile paylaşması en doğal hakkı, hatta haktan öte görevidir.
Ancak diğer muhalefet Partileri liderleri (Tufan Erhürman, Cemal Özyiğit) olay bölgesine gidip açıklama yaparlarken DP lideri tam 17 saat sonra iki satır yazabildi. 
YDP Başkanı Arıklı olay yerine gitmedi ama açıklamasını sabah sabah kamuoyu ile paylaştı. Kendisinin ve partisinin önerilerini olayın tazeliği ile birlikte kamuoyuna sundu.
Serdar Denktaş ise tüm olup bitenden sonra (Sağır Sultandan bile sonra) konu hakkında yorum yapma gereği hissetti ve Başbakan  Tatar’ı  “tecrübesizlik” ve “beceriksizlikle” suçladı.
Başbakan Ersin Tatar’ın ilk Başbakanlık günleri. Henüz daha ekibi bile yeni oluşuyor. Dolasıyla “tecrübesizlik” eleştirisini kabul etmek bence doğru bir yaklaşım olur. Nihayetinde önceki gece vuku bulan olayda Tatar’ın ekibi (bende dahil) hızlı davranamadı. Bu tecrübeye sahip olunmadığı için.
Serdar Denktaş’ın diğer eleştirisi “beceriksizdi.” İşte bunu kabul etmek zor. Zira Başbakan Tatar’ın Bakanlık becerisi var. Bunu biliyoruz çünkü Denktaş’ın da uzun bir süre oturduğu Maliye Bakanlığında, Tatar’ın bütçeyi denkleştirmesinin meyvelerini topladı o makamda kaldığı süre zarfında. 
Dolasıyla “beceriksiz” diyemez Serdar Bey. Zaten olay vuku bulduktan sonra hemen Bakanlar Kurulunu toplamış, gerekli incelemeyi yapmış, Türkiye ile konuyu istişare etmiştir.

Başbakan’a bilgi verilmedi.
Pazar günü Başbakan Tatar, olayın olduğu Taşkent Köyünde bir etkinlikteydi. Başbakan gece yarısı olaydan haberdar olmadı. Zaten biriside dert edip Başbakan’a haber vermek noktasında kendiliğinde bu sorumluluğu hissetmedi.
Tatar’ın yanında görev yapan korumalara haber verilmedi. Eğer verilmiş olsa idi o korumalar, konutta bulunan diğer polis korumasına bilgi verir ve Başbakanın uyandırılması bir şekilde sağlanırdı.
İyi de diğer makamlara kim nasıl bilgi verdi? O makamlar neden Başbakanı bilgilendirmedi? 
Bu soruları da bir kenara yazalım şimdilik….

Abartmayalım ricası
Başbakanın “”Abartmayalım” şeklinde sözleri de sosyal medyada çok konuşuldu. Ancak Başbakan’ın mesajına destekte geldi. Hem de öyle iki sağlam yerden geldi ki bu destekler, sosyal medyada yazılandan çizilenden daha önemli.
Kıbrıs Türk Otelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner ve Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği Başkanı Hasan Sungur, yayımladıkları bildiriler ile kamuoyundan özellikle bu konuyu “abartmayın” ricasında bulundular.
Netice bir kaza oldu ve füze KKTC’ye düştü. Çok şükür ki kimseye de bir şey olmadı. Bunu bangır bangır yayınlamanın bu saatten sonra kimseye faydası olmayacağı gibi ülkemize tatil için gelecek olanları etkileyebilir. 
Günün sonunda KKTC halen Akdeniz’in en güvenli ve en güzel yeridir. KKTC’ye tatile gelmek isteyen veya burada ev alıp yatırım yapmak isteyenler, bu olumsuz haberlerden etkilenebilirler. 
Bu tip olaylarda duyarlı olmak, sağduyulu davranmak en akıllıca olanıdır. 

Biri bana anlatsın 
“Suriye bize düşman, askerlerimize saldırıyor. Biz Rusya ile çok yakınız S-400 alıyoruz ama Ruslar, Suriye'de Esad'ı destekliyor. Biz ABD ile birlikte Esad'ı devirmeye çalışıyoruz ama ABD ile kötüyüz. “
Şener Şen

MESAJLAR

Mustafa AKINCI: Savaşın gerçeği ile dün bir kez daha karşı karşıya geldik. Acaba toplum lideri olarak KKTC’nin hava savunması için ne düşünüyorsunuz? 

Ersin TATAR: Pazar gününün büyük bir kısmını geçirdiğiniz Taşkenet’te gece yarısı düşen füze hepimizin yüreklerini ağzına getirdi. Kaza 7/8 saat daha erken olmuş olsa sizde orada olacaktınız. Allah korudu her halde. 

İbrahim ÖZDAMLI: Dün akşamki olayın en güzel fotoğraf karelerinden bir tanesine imzanızı attınız. Demek ki sizde hala iş var. yıllar geçse de alışkanlıklar değişmiyor değil mi? 

Rıza Yeşil IŞIK: KKTC’ye getirdiğiniz su artıma sistemlerini hızlı bir şekilde Ada’nın dört bir tarafına kurmaya başlamışsınız. Anlaşılan çok kısa sürede birçok eve girmeyi başardınız arıtma işinde. 

Ünal ÜSTEL: Nazara gelip küçük bir operasyon geçirdiğinizi öğrendik. Çok geçmiş olsun. Umarız en kısa sürede eski sağlığınıza yeniden kavuşursunuz. 

Ali KİŞMİR: Basın organlarında çalışanlar için gösterdiğiniz hassasiyeti alkışlarken bir kez daha bir gazeteciye açılan dava hakkında ki duruşunuzu sorgulamak istiyoruz.  Gelecek misiniz davalara? 

Meryem Çavuşoğlu ÖZKURT: İkinci müdürlük dönemine de hızlı bir başlangıç yaptınız. Geçen defa darbe olmuştu bu defa füze düştü. Allah daha beterinden saklasın. Tekrardan dönmenize sevindik, hayırlı olsun. 

Dr. Bülent DİZDARLI: Önümüzdeki Perşembe gecesi yapılacak olan olağan genel kurulda Çetinkaya Spor Kulübü Başkanlığına aday olmaya karar vermişsiniz. Hayırlı ve uğurlu olsun şimdiden. 

Olcay KIRAÇ: Dün gece ki hadiseler sırasında düşüp ayağınızı sakatladığınızı üzülerek öğrendik. Umarız en kısa sürede yeniden eski sağlığınıza kavuşursunuz. 

Yalçın KOÇYİĞİT: Ukrayna geziniz nasıl geçti? Yediğiniz içtiğiniz sizin olsun, bize gördüklerinizi yaşadığınız tecrübeleri anlatsanız yeterlidir. Bu arada hediye olarak ne getirdiniz oralardan. 

Murat CİVELEK: Önümüzdeki Perşembe akşamı İskele festival alanında Karadeniz’in en genç seslerinden bir tanesini ülkemize getirip konser verdirecekmişsiniz. Bu arada geceye özel horon ekipleri de hazırmış. 

Hasan SUNGUR: Tapular konusunda Başbakanın yaptığı açıklamayı yurt dışında iş birliği halinde olduğunuz ortaklarınızla paylaşmışsınız ve bu konuda ciddi bir mesafe almışsınız. 

Dimağ ÇAĞINER: Önceki akşam gerçekleşen patlama ile ilgili yaptığınız çağrı son derece önemli. Başka ülkelerde bu gibi durumlarda yayın yasağı bile getiriliyor turizm kötü etkilenmesin diye. 

Ziya ÖZTÜRKLER: Yeni öğretim dönemi öncesi bazı konularda önemli açılımlar sağlamak üzere kolları sıvamışsınız. Bu konuda kamuoyuna doyurucu bir açıklama yapmak şart oldu. 

Olgun AMCAOĞLU: Protokolün imzalanması için artık gün sayıyormuşsunuz. Taslak metinlerde her iki taraf arasında uzlaşı da sağlandığına göre iş artık imzaların atılmasına kaldı.