banner564

Teşekkürler Tuğrul Türkeş

Türkiye hapşırsa, Kuzey Kıbrıs nezle olur…
Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkiler turnusol kağıdı gibidir…
Anavatan güçlü olursa Yavruvatan da güçlü olur… Eğer Anavatan’da kriz varsa Yavruvatan da bundan nasibini alır…
Türkiye’de 7 Haziran’da genel seçimler yapıldı…
Sadece Anadolu’daki değil yurtdışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da sandığa giderek barajı geçen 4 partiye bir mesaj verdi…
Dediler ki; “Ey siyasiler, Türkiye’de 17-25 Aralık operasyonlarında ortaya çıkan gerçekler nedeniyle biz artık AK Parti’nin tek başına iktidara devam etmesini istemiyoruz. Türkiye’nin geniş tabanlı bir koalisyon hükümetine ihtiyacı var. Biz üzerimize düşeni yaptık. Bundan sonrası sizin işiniz…”
Bu mesajı CHP anladı…
İlk olarak AK Parti dışındaki CHP-MHP-HDP koalisyon seçeneğini gündeme getirdi…
Kabul görmedi
AK Parti ile yapılan koalisyon görüşmelerinde iyi niyetle çaba harcadı, hükümet kurmak istediği algısını yarattı…
Ama olmadı…
Haklı olarak da seçim hükümetinde yer almadı…
CHP, seçmenin mesajına kayıtsız kalmamanın meyvesini 1 Kasım gecesi oylarındaki artışla görecek…
MHP, 7 Haziran gecesinden itibaren takındığı tavırla hem kendi tabanında hem de Türkiye’de kendisine umut bağlayan diğer seçmenlerin büyük bir kesiminde hayal kırıklığı yarattı…
MHP Lideri Devlet Bahçeli, ilk günden verdiği ‘En erken seçim’ mesajı ile ülke yönetimine talip olacağı tüm seçeneklerin önüne set çekti…
Türkiye'yi gerçeklerin değil, algıların yönettiğini hesaba katmadı…
Her gelen teklife ‘Hayır’ diyerek akıl karışıklığı yarattı…
Neticede ülkedeki siyasi istikrarsızlıktan medet uman odaklar bir bir harekete geçti…
Terör ve döviz aynı anda patladı…
Borsa çöktü…
Türkiye’de sağcısı da solcusu da dincisi de dinsizi de bu durumdan etkilendi…
2 ay önceki AK Parti’nin tek başına iktidar olduğu dönemi mumla arar hale geldi…
Belki istenen buydu…
Ama buna fırsat verilmeyebilirdi…
En azından bu yolda çaba gösterildiği ispatlanabilirdi…
Olan oldu…
Erken seçim kararı alındı…
Ülkeyi bu kritik süreçte yönetecek geçici hükümet gündeme geldi…
MHP buna da hayır dedi…
Başbakan Ahmet Davutoğlu yine de MHP’den 3 vekile teklif götürdü…
Teklif götürülen MHP’li 3 vekilden Tuğrul Türkeş’in görevi kabul ettiği yönündeki ‘Son dakika’ haberini gördüğümde gayri ihtiyari olarak ‘Helal olsun’ dedim…
 Neden mi?
Önümüzdeki 3 veya 5 aylık süreç hem Türkiye hem de KKTC için çok önemli…
Tuğrul Türkeş, alacağı onca eleştiriyi, hatta hakareti bile bile bu görevi kabul etti…
‘Dava’ arkadaşları tarafından sorgusuz sualsiz ‘Hain’ ilan edildi…
Eğer Tuğrul Türkeş, geçici kabinede ‘Tarım, çevre, enerji, sağlık’ gibi bakanlıkları kabul etseydi, kendisine yöneltilen eleştirilere katılmazdım, ama anlamaya çalışırdım…
Ama o, Rahmetli babası ‘Başbuğ’ Alparslan Türkeş’in doğduğu, ata yurdu olan Kıbrıs’la ilgilenen Başbakan Yardımcılığı’na talip oldu…
Bunu da görevi Bülent Arınç’tan devralarak resmen ispatladı…
Eğer Tuğrul Türkeş bu göreve talip olmasaydı, Kıbrıs’ta çözüm rüzgarlarının estiği, 3 veya 5 ay içinde anlaşma olacak dendiği bir dönemde Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Başbakan Yardımcılığı makamında, bir HDP Milletvekili veya KKTC’yi Türkiye’nin sırtında ‘kambur’ olarak gören bir bürokrat oturuyor olacaktı…
Bu nedenle, bana göre Tuğrul Türkeş geçici hükümette görev almakla babasının kemiklerini sızlatmamış, aksine ruhunu şenlendirmiş, davasına sahip çıkmıştır…
Teşekkürler Tuğrul Türkeş…
YORUM EKLE
YORUMLAR
taner
taner - 9 yıl Önce

bravo sayin tugrul turkes

banner608

banner473