banner564

Toplumda değil telefonda dinlenenler

Eskiden, ‘Ankara, Ankara seni görmek ister her bahtı kara’ diye çok söylenen bir söz vardı...

Şimdi, Ankara gitti yerine Amerika geldi...

Özellikle Kıbrıs müzakereleri veya iç siyasetle ilgili Ankara’nın yollarına düşen politikacılar, ‘İcazet’ almakla, Türkiye de KKTC’nin içişlerine müdahale ile suçlanırdı...

Son günlerde, Kıbrıs Türk siyasetinin ve müzakerelerin seyri hakkında ‘söz’ sahibi olan, ‘gelecek vaadeden’ siyasilerimizin biri Amerika’dan uçağa binmeden, diğeri KKTC’den New York’a gitmek için havalanıyor...

Bu gidiş gelişlerden boy boy fotoğraflar basına servis ediliyor, Süper güç ABD’de yapılan ‘üst düzey’ temaslar, içerisine müzakerelere tam destek mesajları serpiştirilerek, basın bülteni haline getiriliyor...

Halkta, ertesi gün gazetelerin ön sayfalarında ABD’de ‘destan yazan’ genç politikacılarını görünce ‘gurur’ duyuyor...

-Bu işi bu çocuklar çözecek, diyor...

Bu aşamada bizlere; bu ‘kutlu’ yolda 50 yıllık sorunu çözmek için ‘özel’ hayatlarını hiçe sayarak ABD yollarına düşen genç politikacılarımıza ve barış umudunu AB’den ABD’ye kaydıran çözüm güçlerine, ‘Allah utandırmasın’ demekten başka bir şey düşmüyor... 

***

Özel hayat demişken, Kuzey Kıbrıs’ta son günlerde en çok konuşulan konuların başında, CTP Milletvekili Tufan Erhürman’ın ‘mimarı’ olduğu, Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanlarının Korunması Yasası geliyor...

Yasa hakkında her kafadan bir ses çıkıyor...

Kimileri çok iyi oldu diyor, kimileri beğenmiyor...

Hatta ‘Türkiye’deki bağlantılarıyla övünen, kendini de toplumda olmasa bile ‘Telefonda’ dinlenenler sınıfına koyanlar', ‘Mağdurum da mağdurum’ edebiyatı yapıyor...

Tufan Hoca, dünkü Meclis konuşmasında yasanın perde gerisindeki esas nedeni belki bilerek belki de bilmeyerek açıkladı...

Ne diyor Tufan Hoca...

Devletin ajansının servis ettiği haber aynen şu şekilde: “Erhürman, Anayasaya göre bir kişinin telefonunun dinlenmesinin ancak mahkeme ve yargıç kararıyla olabileceğini, izinsiz dinleyen, kaydeden ve bunu servis eden kişinin ceza almasının öngörüldüğünü söyledi.

Yasanın önce dinleyeni, dinlemeyi kaydedeni ve bunu ifşa edeni, sonra da ifşa edilmiş bir veriyi yayımlayanı cezalandırdığını söyleyen Erhürman, yasadışı dinlemeyi kaydeden kişinin kaydı bir gazeteciye ulaştırdığı anda onun içeriğini öğrenmesini sağladığını yani ifşa ettiğini, bunun da cezasının 6 yıl olduğunu belirtti. Erhürman, “Dolayısıyla 6 yıla kadar hapisle cezalandırılacak kişi gazeteci değil ona kaydı ulaştıran kişidir” dedi.

Erhürman, ifşa edilmiş bilgiyi yayınlayan gazeteciye ise hafif suç kapsamında iki yıla kadar hapis ve para cezası verilmesinin öngörüldüğünü ifade etti.”

Yani benim anladığım kadarıyla işin özeti, bu yasayla birlikte, daha önce dinlenenler varsa ki ‘olduğu iddia ediliyor’ ses kayıtlarını ele geçirenlere göz dağı veriliyor, gazetecilere de ‘Korkmayın’ şimdilik sizin için tehlike yok deniliyor...

Eğer Tufan Hoca’nın ‘Özel Hayatla’ ilgili yanlış anlaşıldığını savunduğu nokta buysa...

Bir destek de benden...

‘Tabii kabul görürse’

Yürü de korkma be hoca...

Bu basın seninle...

YORUM EKLE

banner608

banner473