banner564

Üç gündem konusu

Geçtiğimiz hafta birçok gündemi bir arada yaşadık. Facebook’ta Federal Kıbrıs Logolu profil resimleri, erken seçim tarihini Nisan 2022 olması ve son olarak Kur’an kursları.
Sosyal medya günümüzde birçoğumuzun rutini haline geldi. Özellikle akıllı telefonlarla birlikte günlük yaşantımızın bir bölümünü sosyal medyada geçirir olduk. Günlük yaşantımızın bir parçası haline gelen Facebook, davranış modelleri ve psikolojik eğilimleri gözlemlemek için sosyal ağ kullanıcılarını incelemekten geri kalmıyor. Daha önceleri de yazmıştım; Facebook Kıbrıs Sorununun çözülüp çözülemeyeceğini, kullanıcılar üzerinden isterse tespit edebilir diye! Hoşumuza gitse de gitmese de Facebook, sosyal ağa yaşantımızdan davranış biçimlerini yorumlayarak, insan hayatı üzerine olan etkilerini gözlemleyebilecek bir güce sahip. Facebook’a bu gücü biz kendimiz sağlıyoruz. Profil resimlerimizi Federal Kıbrıs Logolu olarak güncellediğinde, üretilen içeriklerden Facebook kolaylıkla davranış modellerini ve psikolojik eğilimleri ölçebilmektedir. Düşünceme göre yerel üniversitelerimizden biri Facebook ile temasa geçip böylesi bir çalışmaya öncülük yapabilir. Bence neden olmasın…
Geçen hafta gündemi meşgul eden ve bu hafta da meşgul edecek olan erken seçim tarihinin belirlenmesidir. Ancak tarihin ne olacağından çok, seçimin nicel değerlerden kurtulup nitel değerlere nasıl kavuşturulacağının konuşulması daha yararlı olacaktır. Meclisteki siyasi partilerin her seçim döneminde koltuk sayıları değişmekte, fakat coğrafyamıza nitelik kazandıracak, ulusal düzeyde kabul edilebilir bir master planımız yok mesela. Örneğin artan nüfusa bağlı olarak şu kadar yılda yollarımız yenileyip genişleteceğiz, şu kadar okul, hastane, yeşil alan ve benzeri ortak kullanım alanlarını geliştireceğimiz konusunda herhangi bir çalışma hiç olmadı. Seçimlerin nitelikli hale getirilmesi için çalışmak tarih belirlemekten daha önemli olduğu aşikârdır.
Kur’an kursları ile Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar geçtiğimiz haftanın son günlerinde patlak verdi. Basında önce Kur’an kursları kapatılıyor algısı yaratıldı. Fakat işin aslını merak edip Anayasa Mahkemesi’nin kararına bakacak olursak; kısaca Kur’an kurslarını Din işleri Komisyonun iş olmadığını söylüyordu. Eğitim söz konusu olunca, konu ile ilgili bakanlık Mili Eğitim ve Kültür Bakanlığı’dır. Belki de yaşadığımız coğrafya da açılacak her türlü kursun ilgili bakanlıktan izin alınarak açıldığını ya bilmiyorduk veya bilmezlikten geliyorduk. Bir sürücü kursu, bir dershane, güzellik ve kuaförlük kursu açılacaksa ilgili bakanlıktan izin alınmalıdır. Hatta pilotaj kursu dahi açılacaksa yine Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığından izin alınmalıdır. 
Kur’an kurslarını da bu açıdan ele alacak olursak, ilgili bakanlığın himayesinde birçok üniversite bulunmaktadır. Bu üniversitelerin bazılarının İlahiyat fakülteleri de var. Talep edilen Kur’an kursları üniversitelerin ilahiyat fakültelerinin himayesinde yapılamaz mı? Bir fikir sadece…
Tahminin geçen haftanın üç gündem konusu da bu haftaya yansıyacaktır. Çünkü hiçbirine henüz bir çözüm getirilememiştir. Gelişmeleri hep birlikte izliyor olacağız.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle…

YORUM EKLE

banner471

banner473